Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2004 00:00
TÜRKİYE’den 220 bin vatandaşımız hacı olmak için müracaatta bulunmuş. Bu vatandaşlardan kaçının hac farizesi için gereken önşartları bildiğini ve kaçının bunu yerine getirdiğini merak ediyorum.Bildiğim kadarı ile bu gaye uğruna bütün birikimlerini yatıranlar, tarlasını satanlar, çoluk çocuğunun rızkını verenler ya da ‘İnşallah; orada ölürüm de doğru cennete giderim’ diyenler azınlıkta değiller.Haccın farz edilmesi, o dönemde Mekke’yi maddi yönden destekleme amacıylaydı. Bugün petrol zengini Araplara yardım! ‘Sirkeci’de dilenip Eminönü’nde sadaka vermek’ demektir.Kişi başı ödedikleri 7.5 milyar liranın, çöplüklerde
yemek artıkları arayan çocukların ülkesinde kaç gencin geleceğine ışık getirebilir?Üç ev ötede açlık sınırının altında yarınki ekmek parasını düşünen komşusunun ve çöplük çocuklarının duaları onlarla beraber olacaktır.Turgut VURAL-İZMİRŞeyhli MahallesiDEVRİM kanunlarına muhalefet etmenin suç sayılıp sayılmamasının tartışıldığı şu dönemde bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum.Pendik, Kurtköy mevkiinde geçerken yol kenarında bulunan bir tabela dikkatimi çekti. Tabelada ‘Şeyhli Mahallesi’ yazıyordu. Bu mahallenin 15 yıldır yönetimini elinde bulunduran RP/FP ve AKP zihniyetindeki belediye başkanı ve kadrolarıdır.
Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve meczuplar ülkesi olamaz’ lafını acaba ne için söyledi? Buraya bu ismi verenler hangi saikle hareket ettiler? Başta İçişleri Bakanı olmak üzere Vali Muammer Güler bu tabelayı biliyor mu?Olayı Pendik Kaymakamı’nın bilmediği düşünelemez. Kaymakamlık, belediyeyi uyarmış mıdır?Pendik Adliyesi’nde görev yapan savcılar da bu isim için bir işlem yapmayı düşünüyorlar mı?Ve en önemlisi Cumhuriyet’e bir meydan okuma olan bu durum karşısında vatandaşların müdahalesi için illa da Doğu Silahçıoğlu gibi bir paşanın bulunması mı gerekiyor.Coşkun ONGUNO genç çınarSEVGİLİ Fahri (Yücel), seni çok genç yaşta kaybettik. İdareciliğin en verimli döneminde gelen vakitsiz ölüm, seni, hem Türk idaresinden, hem de çok sevdiğin ailen ve Edirnelilerden aldı.Edirne’deki çalışmalarını ortak dostumuz sevgili Oktay Ekinci’den ve sevgili Prof. Metin Sözen Hoca’dan hep dinledim. Ortak dostumuz sevgili Oktay Ekinci’nin senin için kaleme aldığı ‘Tarihin Valisi’ başlığı ne çok uymuştu çabalarına... Mülkiye Müfettişi olarak atanmandan sonra yanıma staj yapmak üzere geldiğin 1994 yılından, birlikte aynı kararname ile valiliğe atandığımız 2000 yılına kadar çok sık bir arada olduk. Birlikte çalıştık. Sayın Sadettin Tantan’ın İçişleri Bakanlığı döneminde ben genel sekreter, sen de strateji daire başkanı olarak görev yaptın ve bu dönemde neredeyse tüm konuları ortaklaşa ele aldık. Ayrıca, ‘tarihi kentler’ toplantısını izlemek üzere 2000 yılının yazında, Sayın Bakan’ın, bizlerin de Bursa’ya gelmesini istemesinden sonra, vali olduğunda kültür varlıklarının korunmasını kendine görev edinip Edirne’deki kültür varlıklarının korunması için aralıksız çalıştın... Düşüncelerin ve uygulamaların daha sonra yasal düzenlemelere dönüştü. Urfa ve Afyon’daki çalışmalarımıza da ışık tuttun. Velhasıl farklı bir insandın. Aydın ve demokrat bir yönetici olarak cumhuriyetimizin tüm değerlerine her zaman içtenlikle bağlı kaldın.Fransa’ya tedavi için gittiğini öğrendiğimde telefonla konuşurken bana yine kültür varlıkları ve yeni yasal düzenleme üzerine konuştuk. ‘Edirne’de yapacağım işler var, inşallah Edirne’de bir müddet daha kalırım’ demiştin. Sevgili kardeşim, seni bir ağabey, Teftiş Kurulu’ndan büyüğün, bir aile dostun, kültürün ve kültür varlıklarının korunmasında yılmaz bir savaşçı ve görevinin gerekleriyle donatılmış seçkin bir vali olarak hep anımsayacağım. Türk idaresi de genç bir çınarını kaybetti.Sonsuzluk áleminde ışığın bol olsun.Muzaffer DİLEK-AFYON VALİSİEmekli Sandığı’na2802 sayılı yasanın 106. maddesine göre görevli ve emekli hákimlere verilen ödenekteki ‘% 150’ ibaresi, 5172 sayılı yasa ile ‘% 200’ olarak 15.5.2004’ten itibaren değiştirildiği ve son adı geçen yasada görev veya emeklilik konusunda bir ayırım yapılmadığı halde; Emekli Sandığı emekli hákimlere hálá eski oranda, yani yürürlükten zımnen kaldırılmış olan ‘% 150’ oranında ödeme yapmaktadır. Böyle bir uygulama, yasaya ve hukukun genel ilkelerine açıkça aykırı olup tasarı gerekçelerinde yer alabilecek bazı değişik ifadelerin dahi açık yasa hükümleri karşısında bağlayıcı olamayacakları bilinmektedir. İleride toptan ödemelerle karşılaşmaması için Emekli Sandığı’nın bu tutumunu değiştireceğini umarız. S. ESENBAHÇEE.Hákim-ARTVİNBarışa hasretSAVAŞ ortamında barış ve barış kültüründen söz etmek oldukça zor. Haksız yere sivillerin ve çocukların katledilmeleri, işkenceye maruz kalmaları veya sakat kalması, binlerce kadının tecavüze uğraması ve utanç çocuklarını doğurmak zorunda kalmaları karşısında hiçbir şey yap(a)mayan insanlık unutmamalı ki barış, barışı dilemekten fazlasını yapmamızı gerektiriyor.Beyaz güvercinler uçurmak, barış şölenleri düzenlemek, barışa türküler yakmak, barış şarkıları söylemek, barış için şiirler yazmak.Yetmiyor, daha fazlası gerek.Dr. Hüsamettin Olgun-Barış Kültürü Derneği BaşkanıErim’in kızından ‘şal’ ve ‘balyoz’ açıklaması‘ERİM-Derviş’ (17.7.2004) tarihli yazıya eski başbakanlardan Prof. Nihat Erim’in kızı Ayşe Işıl Önalp, avukatı aracılığıyla bir açıklama gönderdi. Babasını ‘TC’nin yetiştirdiği önemli devlet adamlarından’ biri olarak tanımlayan Önalp, yazıdaki görüşlere karşılık şöyle diyor:‘Nihat Erim 1971’de TBMM’den büyük çoğunlukla güvenoyu alarak kısa bir süre başbakanlık yapmıştır. O güne kadar da başbakan yardımcılığı da dahil önemli görevlerde bulunmuştur.TC adına Kıbrıs anayasasının hazırlanmasında devrin başbakanının özel ricası ile önemli katkılarda bulunmuştur. Adnan Menderes’in himayesine sığındığı iftirası şimdi hayatta olmayan ve kendisini savunamayacak bir kişinin özlük haklarına ağır bir saldırıdır. Ekte yollanan İsmet İnönü’nün mektubundan da görüldüğü gibi böyle bir olay yoktur.(Mektup şöyle: Nihat Bey, eski Kıbrıs anlaşmalarına sizin davet edilmenize ben o vakit itiraz etmedim. Sizden istifade edilmesini iyi karşıladım. Bunu biliyorsunuz zannederim. İ.İnönü, 8.9.1964)Nihat Erim, CHP’ye 1931’de üye olmuş ve çağdaşı birçok politikacıdan farklı olarak partisinden ayrılmayı hiçbir zaman düşünmemiştir.1. Erim ‘Hürriyetlerin üzerine şal örteriz’ değil ‘örterler’ beyanında bulunmuştur. Ancak bunun söylendiği konjonktür ve zaman, okuyucunun bilgisine sunulmadığından kendisi hürriyetlerin kısıtlanmasına taraftar biri olarak gösterilmektedir. Bu beyan da gerçek dışı bir bilgidir.2. Türkiye’de 1968’den başlayarak Brejnev Doktrini uygulaması girişimleri ile TC’yi yıkarak yerine SSCB’nin uydusu başka bir devlet kurulması provaları yapılmaya başlanmıştır. Bu süreçte güvenliği TC’ye emanet edilmiş bir yabancı devletin temsilcisi kaçırılıp öldürülmüştür. ‘Balyoz Harekatı’nın başlama nedeni budur. Solculara yönelik işlemler ise sıkıyönetim yetkililerince zamanın hükümetinin inisiyatifi dışında yapılmıştır. Bunun aksi iddia ediliyorsa belgelenmelidir.’Mesaj panosuİSTANBUL’da sadece
Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği Barış Günü etkinlikleri dans, türkü ve rock konserleri ile sürüyor. ‘Barış için bir aradayız’ adı altında düzenlenen programda, yeniden düzenlenen BJK İnönü Stadyumu’nda bu akşam 20.00’den Mahsun Kırmızıgül, Yıldız Tilbe, Haluk Levent ve Nicos konseri var. Giriş ücretsiz.GÜNÜN SÖZÜ‘Fener Patrikhanesi’ni uluslararası teoloji fakültesi olarak açılmalı ve devlet nasıl bütün Osmanlı’dan kendisine geçen kurumları Ankara’ya taşıdı ise bu patrikhaneyi de Ankara’ya taşımalıdır. O zaman ekümeniklik verilebilir.’(Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Mehmet Çelik)
button