Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2005 00:00
Bundan bir kaç yıl önce hayatımıza girdi. Önce pazarlarda, sonra bazı dükkanlarda dikkatimizi çekti.Sloganı bile çıktı: ‘Ne alırsan 1 milyon.’ Evet, neden bahsettiğimi anladınız. Ucuz Çin malları. Başlangıçta küçük çaplı girdiği hayatımızda iyiden iyiye yer edinmeye başladı.Aslında ekonomik krizlerin yaşandığı, alım gücünün düşük olduğu Türkiye için biçilmiş bir kaftandı. Düşünsenize piyasada 10’a, 15’e alabileceğiniz bir ürünün aynısını 1’e bulabiliyordunuz. Bundan daha cazip bir pazarlama yöntemi olabilir mi? Ama bununla yetinilmedi. Türk girişimciler bunu fırsat bilerek hemen harekete geçtiler. Bazıları Çinli bir ortak buldu, bazıları ise orada üretime soyunup, Çin istilasını hızlandırdılar.GERÇEK ÇİN İSTİLASI BAŞLIYORŞimdi Türkiye’deki birçok sektör bu bela ile savaş halinde. Başta tekstil olmak üzere birçok alanda büyük mücadeleler yaşanıyor. Yerli firmalar ayakta kalmak için çırpınıyor. Ama gerçek Çin istilası motosiklet ve otomobil gibi hayatımıza da kast eden ürünlerde yaşanmaya başlıyor.Şu anda Türkiye, motosiklet alanında büyük bir Çin istilası ile karşı karşıya. Yetkililer tehlikenin farkında bile değil. Güvenlik unsurlarının göz ardı edildiği ve hayatımıza mal olacak ucuz motosikletler konusunda biran önce önlem alınmalı, yoksa kısa zamanda bunun acı sonuçlarını yaşamaya başlayabiliriz.Bugün Avrupa’ya adımını atan Çin malı otomobiller ise yarın öbür gün Türkiye’ye girdiğinde durum daha vahim noktalara gelecek. Bu hafta kapaktan verdiğimiz Çin malı otomobiller hakkındaki acı tablo için söylenecek tek söz var; ‘Allah bizi Çin malı otomobillerden korusun.’ Evet bunu söylüyorum, çünkü güvenlik adına hiç bir ayrıntı hesaplanmadan üretilen bu araçlarla yapılacak bir kazada hayatta kalmanın imkansız olduğu belirtiliyor. Türkiye, şu anda Avrupa’ya nazaran daha şanslı durumda, çünkü henüz bu otomobiller pazara giriş yapmadı. Ama motosikletlerin pazara girmesi yarın öbür gün otomobillerin de gireceğinin sinyalini veriyor. Bu nedenle hükümet nezrinde bu tip araçların ithalatında standartlar ve sınırlar belirlenip, güvenlik unsurları ön planda tutulmalı. Avrupa Birliği’nin yasalarındaki boşluklardan bile yararlanıp pazara giren Çinliler için denetimler artırılmalı. Yoksa yarın öbür gün, bu otomobiller Türkiye’ye giriş yaparsa, ucuz fiyatlarıyla otomobil sahibi olamayanlar için cezbedici olabilir. Bu da zaten
trafik canavarının kol gezdiği ülkemizde daha acı tablolar ortaya çıkarabilir.KORKUNÇ SONUÇLAR Sonuçta Avrupa’da alım gücüne bağlı olarak bu tip otomobiller Türkiye’deki gibi tercih sebebi olmaz. Olsa bile gerek kültür gerekse yol şartları gereği çok acı sonuçlar ortaya çıkmayabilir. Ama Türkiye’de hiç bir güvenlik önleminin olmadığı bu tip araçların yaratacağı problem korkunç sonuçlar doğurabilir.Türkiye’ye motosikletler çok rahat girdi, otomobillerde aynı şey yaşanmasın. Ucuz Çin malı bir gömleğin verdiği problem çabuk deforme olması veya yırtılmasıdır. Ucuz Çin malı bir DVD’nin yarattığı problem çabuk bozulması olur. Ama ucuz Çin malı bir otomobilin faturası canımız olabilir. Bunu lütfen göz ardı etmeyin. Fiyatlar vergiye rağmen Avrupa’ya yaklaşıyorSonbaharın gelmesiyle birlikte Türk otomotiv sektöründe büyük bir hareket başladı. Yepyeni modeller Türkiye yollarındaki yerini alırken, hemen hemen her firma yeni model atağına kalkmış durumda. Eylül ayının başından beri yaşanan hareketlenme geçtiğimiz hafta piyasaya çıkan modellerle iyice hız kazandı.Ama geçtiğimiz hafta yapılan tanıtımların bana göre en dikkat çeken noktası firmaların fiyat politikalarıydı. Türkiye pazarında daha iyi bir yer edinmek isteyen Seat, oldukça dikkat çeken yeni modeli Leon’u lansman fiyatıyla pazarda satacaklarını açıklarken, Hyundai ve Suzuki’nin fiyatları da rekabette fiyatın önemini ortaya koyuyordu. İşte tam bu aşamada Tofaş’ın yeni CEO’su Altavilla’nın fuardaki itirafı aklıma geldi: ‘Pazar payı için zararına satış yapmayacağız.’Eminim tüm firmalar fiyat belirlerken ince eleyip sık dokuyorlardır. Ama kafama bir kere Altavilla’nın sözü yer etti. Bunun üzerine yeni modellerin Avrupa fiyatlarına baktım. Yeni Leon, Türkiye’de 29 milyar 950 milyon liradan başlayan fiyatlarla satılırken, İngiltere’de 27 milyardan, üretildiği İspanya’da ise 26.4 milyardan başlıyor. Hyundai Matrix’in 1.6 GLS modeli, Türkiye’de 29.2 milyardan piyasaya sunulurken, İngiltere’de 26.3 milyardan, Almanya’da ise 25 milyardan satışa sunulmuş. Yani tüm vergi yüküne rağmen Türkiye’deki fiyatlar Avrupa’ya yaklaşmış. Arada donanım farkı da yok. Bu noktada ya Türkiye için farklı bir fiyat veriyorlar ya da Altavilla’nın dediği gibi pazar payı ön planda tutuluyor. Karar sizin.
button