Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bakanlar kurulu toplantısı sonrasında Siirt’teki baraj faciasına ilişkin olarak şunları kaydetti; "Siirt’te Alkumru barajının kapaklarının açılmasından sonra orada piknik yapan yurttaşlarımızdan maalesef suların bir anda kabarmasıyla hayatlarını kaybedenler oldu. Valilğimizden ve ilgili kurumlardan aldığımız habere göre olaydan 12 kişi etkilendi. Bunlardan 6’sı kurtarıldı, 5’i maalesef hayatını kaybetti. 10 yaşlarında bir kız çocuğumuzu aramaya devam ediyoruz. Bu olaydan dolayı da fevkalede üzgünüz. Hayatlarını kaybeden yavrularımıza kardeşlerimize, yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Limak Holding’in işlettiği bir barajdan bahsediyoruz. Elektrik üretimi için aynı anda 2 ünitenin çalıştırılması talimatı veriliyor. Her zamanki uygulamalardan biri yapılıyor ve kapakların açılmasından takriben 15 dakika önce uyarı sirenleri çalınıyor. Buna rağmen farkında olunmadığı için veya da bir anda suların gelebileceği düşünülmediği için 15 dakika sonra su kapaklarının açılmasıyla da olaydan yurttaşlarımız etkileniyorlar. Bütün bunlara rağmen Enerji Bakanlığımız olayla ilgili inceleme yapmaktadır."
KAPAKLARIN AÇILMASI YA DA SULARIN BARAJDAN TAŞMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
Limak Şirketler Grubu adına yapılan yazılı açıklamada ise şunlar kaydedildi; ’Öncelikle, Siirt’te Botan Çayı üzerinde bulunan şirketimize ait Alkumru Barajı’nın yaklaşık 15 kilometre aşağısında, 24 Ağustos Pazar günü yaşanan elim olay nedeniyle büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Santrallerimizde, olay günü, TEİAŞ’tan gelen talimat doğrultusunda olağan günlük çalışma prosedürü içerisinde üretime geçilmiş olup; bir taşkın, baraj kapağı arızası, kapakların açılması ya da suların barajdan taşması gibi bir durum yaşandığına ilişkin iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Bu çerçevede olay günü sabah saat 06.00-10.00 arasında birer ünite devrede olup, saat 16.00 itibarıyla da TEİAŞ’tan gelen yeni talimat doğrultusunda ikişer ünite çalışmaya başlamıştır.
Bu noktada, hidroelektrik santralda enerji üretiminin nasıl yapıldığı konusunda yanlış bir algı ve anlayışı düzeltmek açısından şu kısa bilgiyi de vermek isteriz. Bir hidroelektrik santralinde enerji üretimi sırasında baraj gölünden alınan su, türbinlerden geçtikten sonra dere yatağına deşarj edilir. Su, kapaklar açılarak değil türbinlerden kontrollü olarak verilir. Dolayısıyla enerji üretimi amacıyla türbinlerden bırakılan su miktarı, ilgili Resmi Kurumlar tarafından onaylanmış miktarın üzerine kesinlikle çıkmamaktadır. Baraj kapakları ise sadece gerekmesi halinde feyezan döneminde (Nisan-Mayıs) barajın yıkılmaması için açılan ve fazla suyun savaklandığı deşarj kanalıdır. Bu kapaklar enerji üretiminde kesinlikle kullanılmamakta olup, bu yanlış bilginin düzeltilmesi büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, olay günü, santralde, olağan günlük çalışma prosedürü içerisinde üretime geçilmiş olup; iddiaların aksine herhangi bir taşkın, baraj kapağı arızası, kapakların açılması ya da suların barajdan taşması söz konusu değildir.’
ERKEN UYARI SİSTEMİ VARDI
Şirket açıklamasında, facianın meydana geldiği bölgede erken uyarı sistemi olduğu savunularak şunlar kaydedildi; ’Siirt Valiliğince sesli ihbar sistemi kurulması talebi üzerine, İdari Müdürlükçe belirlenen Botan Çayı’nda 3 noktaya (Botan HES, Bolaris Kaplıcası ve Eruh Köprüsü) erken uyarı sistemi konmuştur. Olayın geçtiği Botan HES’de erken uyarı sistemi vardır. Her üç erken uyarı sistemi mahallinden değil; santraldan gönderilen SMS mesaj bilgisiyle otomatik olarak çalıştırılmaktadır. Uyarı sistemi suyun ilgili noktaya gelmesinden 15 dakika öncesinden çalıştırılmakta ve ilgili noktada uyarı hem ışıklı hem de sesli (siren) olarak yapılmaktadır. Ayrıca, bölgede nehir yatağına girmenin tehlikeli ve yasak olduğuna ilişkin birçok uyarı levhası da bulunmaktadır. Hal böyleyken, 24 Ağustos Pazar günü yaşanan olaydan etkilenen vatandaşlarımızın girilmesi yasak olan bölgede bulundukları anlaşılmış; prosedürlerimiz gereği siren ve anonslarla da uyarılar yapılmasına rağmen maalesef bu çok üzücü durum meydana gelmiştir. Olaya ilişkin üzüntülerimizi bir kez daha belirtir; bölgede yaşanan gelişmeleri yetkili mercilerle irtibat halinde yakından takip ettiğimizi kamuoyunun bilgilerine sunarız.’