Güncelleme Tarihi:
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Trafik Hizmetleri Başkanı Osman Karakuş, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde değişiklik yapılıncaya kadar bölünmüş (duble) yollardaki hız sınırını 90 kilometreden 110 kilometreye çıkaran yasanın uygulanmayacağını söyledi.
Karakuş, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunuyla bölünmüş yollardaki hız sınırının 110 kilometre çıkarıldığını anımsattı.
Bu yasaya göre, üst sınır 110 kilometre olmak kaydıyla, hız sınırının, yolun durumu ve aracın cinsine göre yönetmelikle belirleneceğini ifade eden Karakuş, Ulaştırma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin ilgili maddesinde değişiklik yapmak için ortak bir çalışma yürüttüğünü söyledi.
Değişiklik yürürlüğe girinceye kadar, bölünmüş yollarda hız sınırını 110 kilometre çıkaran yasanın uygulanamayacağını belirten Osman Karakuş, şöyle dedi:
“Yeni yasayla bölünmüş yollarda azami hız 110 kilometreye çıkarıldı. Ancak yasa, hız sınırının, yolun durumu ve aracın cinsine göre yönetmelikle düzenlenmesini istiyor. Ulaştırma ve İçişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin ilgili maddesinde değişiklik yapılması amacıyla çalışma başlattı. Değişiklik yürürlüğe girinceye kadar bölünmüş yollarda 110 kilometre hız limiti uygulanmayacak. Türkiye'deki bölünmüş yolların vasıfları, teknik yapıları aynı durumda değil. İyi olanlar var, olmayanlar var. Ayrıca otomobiller için 110 kilometre olarak belirlenen azami hız limiti yönetmelikle aşağıya çekilebilir. Diğer vasıtalar için hız limitleri de Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde yapılacak değişiklikle topluca düzenlenecek. Bunun çalışmaları yapılıyor.”
79 BİN ALKOLLÜ SÜRÜCÜ
Osman Karakuş, alkollü araç kullanan sürücülerin hapis cezasına çarptırılmasını öngören bir tasarı taslağı üzerine de çalışıldığını belirterek, “Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız yeni tasarı kanunlaştığı takdirde, alkollü halde araç kullananlara TCK'nın 179. maddesine göre 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu tasarının önümüzdeki yıl, TBMM gündemine geleceğini tahmin ediyoruz. Biz İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü olarak bu alandaki çalışmalarımızı tamamladık” dedi.
Yürürlükteki mevzuata göre, alkollü araç kullananların ehliyetinin 6 ay, 2 yıl ve 5 yıllık sürelerle geri alındığını ifade eden Karakuş, şunları kaydetti:
“Belirli süreyi dolduran tekrar ehliyetine kavuşuyor. Kanunlaştığı takdirde yeni tasarıda, alkollü araç kullananlara TCK'nın 179. maddesine göre 2 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Alkollü araç kullananlar, gerek kendilerinin gerekse diğer vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye atıyorlar. Amacımız, alkollü olarak araç kullanmanın insanlara trafikte verdiği zararları ortadan kaldırmak.
Bu yılın ilk 6 ayında 79 bin kişinin ehliyetini alkollü araç kullanmaktan dolayı geriye aldık. Geçen yılın ilk altı ayına göre bu oran yüzde 45 artmış. Denetim yaparak, alkolün, süratli ve uykusuz araç kullanmanın, kırmızı ışık ihlallerinin yol açtığı ölüm ve yaralanmaları asgari düzeye çekmeye çalışıyoruz. Çalışmalara bağlı olarak geçen yıla oranla işlem sayısında yüzde 45'lik bir artış olmuş. Denetimlerimizi arttırarak vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamayı amaçlıyoruz.”
KIRMIZI IŞIK İHLALİ YAPANLARIN EHLİYETİNE EL KONULACAK
Osman Karakuş, tasarı taslağında ayrıca, özellikle şehir içinde trafik kazalarının başta gelen nedenlerinden biri olan kırmızı ışık ihlallerine ilişkin düzenlemeler de bulunduğunu belirtti.
Mevcut uygulamaya göre, kırmızı ışığı ihlal edenlerin sadece para cezası ödediğini, başka müeyyideyle karşılaşmadığını kaydeden Karakuş, “Tasarıya göre, bir kişi, 1 yılda 5 kez kırmızı ışığı ihlal ederse ehliyeti geçici olarak 1 yıl süreyle geri alınacak. Kanun koyucu, kırmızı ışığı ihlal etmeyi alışkanlık haline getirenlere böyle bir yaptırım öngörüyor. 'Cezamı verir, kırmızıda geçerim mantığı bir tarafa bırakılıyor. 1 yılda 5 kez kırmızı ışık ihlali yapanların ehliyeti 1 yıl alınacak. Ayrıca ihlal yapan sürücü 1 yılın ardından ehliyetini geri alırken psikoteknik muayeneye de tabi tutulacak” diye konuştu.
Güvenlik güçlerinin yaptığı çalışmaların olumlu sonuçlarını da gördüklerini ifade eden Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2000 yılında Türkiye'de 8 milyon 800 bin araç, 13 milyon 800 bin sürücü vardı. Aynı yıl 5 bin 566 vatandaşımız trafik kazalarında hayatını kaybetti. 2010 yılı verilerine göre ise trafikte 14 milyon 300 bin araç var. Sürücü sayısı da 20 milyon 460 bin oldu. 2010 yılında 4 bin 300 vatandaşımızı trafik kazasında kaybettik. Kazalarda hayatını kaybedenlerin sayısı azaldı. Ancak bu bizim için yeterli değil. Denetimlerimizi arttırarak bu sayıyı daha da aşağıya çekmeyi hedefliyoruz.
Bölünmüş yolların çoğalması, karşılıklı çarpışma şeklindeki kazaların önemli ölçüde azalması, gerek kazaları, gerekse ölüm olaylarını düşürdü.”
Elektronik denetleme sistemlerini Türkiye'nin her tarafında ve günün her saatinde yaygınlaştırdıklarında, vatandaşın can ve mal güvenliğinin tam anlamıyla sağlanmış olacağını bildiren Karakuş, denetimlerde vatandaşları tuzağa düşürmek gibi bir amaçlarının asla olmadığını kaydetti.
Vatandaşların güvenli seyahat etmesini amaçladıklarını ifade eden Karakuş, trafik kazalarının, denetimler sayesinde en asgari düzeye düşmesini istediklerini söyledi. Vatandaşların yaşamla zaman arasında bir tercihleri olduğunu anlatan Karakuş, “Ya yaşamı, ya zamanı tercih edecekler. Zamanı tercih ederek acele ettiğinde yaşamını tehlikeye atmış oluyor. Biz vatandaşlarımızı
sabır ve hoşgörü tavsiye ediyoruz” diye konuştu.