Ali şehit sayılsın

Ergenekon kumpas davasının beraat kararıyla son bulmasının ardından Yarbay Ali Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar, yaşadıklarını ve duygularını Hürriyet’e anlattı. Tatar şunları söyledi:

ÇOK GECİKMİŞ BİR KARAR

“Çok gecikmiş bir karar, ilk günden beri kumpas olduğunu söylüyorduk, biliyorduk. Ancak sesimizi duyuramadık. Ali kendini anlatmayı çok denedi. Çevresine, komutanlarına bunun kumpas olduğunu anlatmaya çalıştı ancak derdini anlatamadı. O süreçte Ali’yi en çok yaralayan ve üzen ise komutanlarının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, onu ve arkadaşlarını yalnız bırakması, sahip çıkmaması olmuştu. Yazdığı son mektupta ‘kalbim kırık gidiyorum, komutanlarıma küs olarak gidiyorum’ diyerek sitem etmişti. Bize yaşatılanları unutmak mümkün mü?

Şimdi bu kumpası kuranların aldıkları cezaların yeterli olmadığını düşünüyorum. Bunlar vatan hainliğinden yargılanmalı. 13-15 yıl cezalar bu vatan hainleri için çok az. Bu kumpaslara göz yumanlar, o gün destekleyenler, Zekeriya Öz’ü koruyanlar da yargılanmalı. Kumpasın tüm yönleriyle açığa çıkarılması gerekir. Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum, iki gündür kendimde değilim. Bize yaşatılanları unutmadım, unutamıyorum. Bu süreci Ali’ye bana, kızıma yaşatanlara hakımı helal etmiyorum. Ali’yi bizden aldılar, kızımla beni yalnız bırakt ılar. Ali de bana bıraktığı son mektubunda hakkını helal etmedi. Umarım bir daha aynı şeyler yaşanmaz, biz yaşadık, başkaları yaşamasın.” 

DEVLETTEN ÇOK BÜYÜK ÖZÜR BEKLİYORUM

“Çok büyük bir özür bekliyorum devletten. Ali’nin şehit olarak kabul edilmesini istiyorum. Ali, o dönem kurulan kumpaslara isyan etmişti. ‘Bu bir satranç oyunu gibi’ diyordu, ‘Bizi bu oynunda piyon olarak ortaya attılar’ diyordu. İlk tutukluluğun ardından serbest kalınca çok sevinmişti ancak aynı gerekçelerle tekrar tutuklanması Ali’ye çok ağır gelmişti, FETÖ’cü hâkimler-savcılar tutuklama kararı çıkartınca bu çok ağrına gitmişti. İlkeleri olan, devletine, kurumuna bağlı bir askerdi. Bu nedenle yaşatılanları onuruna, gururuna yediremedi.”