Güncelleme Tarihi:
Usta yazar Aziz Nesin'in oğlu, Türkiye’nin önde gelen matematikçilerinden Prof. Dr. Ali Nesin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın talebi üzerine lise 1’inci sınıflar için matematik kitabı yazıyor. Habertürk gazetesinde yer alan habere göre, her ders kitabının her öğrenciye göre olmadığını vurgulayan Prof. Nesin, “Her müfredat da her öğrenciye göre değildir. Ben belli bir kitle için kitap yazmaya karar verdim. Bu kitle de ileride bilim insanı olmak isteyen gençler. Ben onlara yazıyorum. Tabii başkaları da okuyabilir, ama sorumluluk almam. Bunu da önsözde belirteceğim” dedi.
'ÇOK ZOR BİR ŞEY'
Hayatında bir kitap yazarken hiç bu kadar zorlanmadığını belirten Prof. Dr. Nesin, “Lise 1’inci sınıflara matematik kitabı yazmaya kalkıştım. Çok zor bir şey. İçinde hangi konu ne kadar olacak, hangi seviyeye hitap edecek, anlatımı hangi seviyede olacak, hangi konu hangi konudan önce gelecek? Bir biçimde yazmaya başladım. Zamanla anladım ki tüm öğrencilere tek bir kitap yazmak öğrencilere kötülük yapmak demek. Herkes okusun diye kitap yazılmaz” diye konuştu.
Müfredata bağlı kalmaya çalıştığını vurgulayan Nesin, “Ama kendimi de fazla sıkmıyorum. Canım istediğinde müfredat dışına çıkma hakkını kendimde görüyorum. Matematik, problem çözmeden olmaz. Ama kavramlar da önemlidir. Piyasadaki matematik kitaplarında pek cümle bulamazsınız. Ben cümle kuruyorum, paragraf paragraf açıklıyorum. Sonra arada bir matematik tarihiyle ilgili notlar yazıyorum. En önemlisi öğrenciyi araştırmaya özendirmeye çalışıyorum. Bir sohbet havasında yazıyorum” dedi.
GELECEK YILA YETİŞECEK
Nesin, kitabının bir başka özelliğinin de ‘öğrenciye ve zekâsına saygı duyarak, onu çocuk yerine koymamak’ olduğunu, bu nedenle kitabının renkli olmayacağını ifade etti. Nesin, ne zaman yayımlanacağı sorusuna, “Kesin tarih vermem zor ama sanırım önümüzdeki döneme yetişir” cevabını verdi.
Ali Nesin, Türkiye’de öğrencilerin matematik alanındaki başarısızlığının nedenlerine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Türkiye’nin iki önemli sorunu var: Birincisi, ki bence en büyük sorun, eğitimin merkezi sisteme tabi olması. Tüm öğrencilerin aynı müfredata, aynı öğretmenlere, aynı anlayışa, benzer kitaplara tabi olması. 70 milyonluk bir ülkede merkezi eğitim ancak kötü sonuç verebilir. Bu kadar çeşitli öğrenci olunca, eğitim anlayışında da çeşitlilik gerekir. İkinci sorun da öğretmen kalitesidir. Öğretmenler üniversiteden bir şey bilmeden mezun oluyorlar, sonra da kendilerini geliştirmiyorlar, çünkü kendilerini geliştirmeleri için bir neden yok. Eğitime büyük paralar akıtılıyor, ama sonuç kocaman bir sıfır.”