Alevilere: Hepimiz bu ülkenin sahibiyiz
Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında, Türkiye’nin bütün çeşitliliklerini salonda gördüğünü belirterek “Burada sadece Türkiye’nin büyük Müslüman nüfusu değil, Müslüman olmayan kesimin de değerli temsilcileri, din adamları var. Ülkemizin gerçeklerini bilmek her şeyin önünde geliyor. Bütün problemler birbirimizi bilmemekten ve ülkenin gerçeğini tanımamaktan geliyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, işadamları Zeynel Abidin Erdem ve İbrahim Polat öncülüğünde Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından düzenlenen iftara katıldı. Polat Otel’deki iftara İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva ile Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve eşi Yandex Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ da katıldı. İftarda, Beyazıt Camisi imamı Suat Gözütok’un Kuran-ı Kerim okumasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında, Türkiye’nin bütün çeşitliliklerini salonda gördüğünü belirterek “Burada sadece Türkiye’nin büyük Müslüman nüfusu değil, Müslüman olmayan kesimin de değerli temsilcileri, din adamları var. Ülkemizin gerçeklerini bilmek her şeyin önünde geliyor. Bütün problemler birbirimizi bilmemekten ve ülkenin gerçeğini tanımamaktan geliyor” diye konuştu.
İmparatorluk refleksi var
Gül şöyle devam etti: “Kuzeye, Karadeniz’e gidiyorsunuz şiveler farklı, gelenekler farklı. Tunceli’ye gidiyorsunuz orada cemevini görüyorsunuz. İstanbul’da tekkeyi görüyorsunuz. Bursa’da başka şeyi görüyorsunuz. Diyarbakır’a gidiyorsunuz kültürü, yemeği, şivesi farklı. Ama bir şey var ki bir olan, hepimiz bu ülkenin sahibiyiz, hepimiz bu ülkenin asil vatandaşlarıyız. Geçmişte camiyi, sinagogu, kiliseyi yan yana getiren bir özgüven içinde olduk. Bu özgüveni bugün de taşımamız gerekir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti olarak bir imparatorluk değiliz tabii ki. O dönemler geçti. Ama muhakkak ki Türkiye Cumhuriyeti olarak bütün bu geçmişimiz müktesebatını taşıyan bir devletiz. Bu elastikiyet, bu refleks, imparatorluk refleksi istesek de istemesek de bizde var. Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir geçmişi temsil ettiğine göre, ülkemizin o kadar çok gerçekleri var ki bu gerçekler bu salonda bugün.”