Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2005 00:00
Alerji dünyasına hoş geldiniz. İnsanı yaşamından bezdiren kaşıntılar, hapşırıklar, nezleler, modern yaşamın ve giderek daha üst aşamalara tırmanan hijyenin, yani bakterilerden kesin arınmış ortamların bize hediyesi. Kurtuluş yolu mu?Taa çocuk yaştan başlayarak bedeni günlük yaşam içinde zararsız mikroplara açmak... Bir süredir araştırmaların odak noktasında olan ve alerji artışında sorumlu görülen ‘Hijyen hipotezi’ giderek daha çok gerçek gibi gözüküyor... Özellikle yararlandığımız New Scientist bilim dergisindeki bir
haber, bu yönde yeni geliÅŸmeleri bildiriyor.ModernleÅŸme ile birlikte hepimiz alerji dünyasına hoÅŸ geldik. Astım, saman nezlesi, toz ve kedi tüyü alerjileri, gıda alerjileri... Ãœstelik kimi durumlarda bir iki alerji türü birbirleri ile etkileÅŸime geçip öldürücü hale bile gelebiliyor. Uygarlık arttıkça, toplumlar hijyene önem verdikçe, küçük yaÅŸlarda hastalıkların önüne geçildikçe, bağışıklık sistemi de kendisine ihtiyaç duyulmadığı için daha az çalışır hale geliyor. Ä°ÅŸin kötüsü bunun giderek kalıtsal hale gelmesi....Dünyada 300 milyon insan astım hastası, üstelik önümüzdeki 20 yıl içinde buna 100 milyon kiÅŸinin daha ekleneceÄŸi öngörülüyor. Bizde çocukluk astımı diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülkelere kıyasla daha az. Belki de bu henüz yeterince ‘uygarlaÅŸmamış’ olmamızdan kaynaklanıyor! Ama eÄŸilim artış yönünde...Amerikalı çocukların yüzde 40’ı sürekli olarak toz ve kedi tüyü alerjisi. Avrupa ve ABD’deki çocukların yüzde 15’i egzama hastası. Bu oran Japonya’da çok daha fazla. Gıda alerjisi de yükseliÅŸte. Ä°ngiltere’de yapılan bir araÅŸtırmaya göre fıstık alerjisi 1989-1996 yılları arasında 3 kat arttı. Amerikalı çocuklarda da yine aynı alerji 1997-2002 yılları arasında 2 misli artış gösterdi. AÅžILARIN SÄ°STEME ETKÄ°SÄ°Yıllar boyu araÅŸtırmacılar, bu artışın nedenini öğrenmeye çalıştı, ancak fazla bir ilerleme kaydedilemedi. Son dönemlerde bağışıklık sistemi üzerine yapılan araÅŸtırmalar bilim dünyasını insanın savunma mekanizmaları üzerine daha fazla eÄŸilmeye yöneltti. Çünkü salgın alerjide, bağışıklık sisteminin, kendi gücünü ayarlamada yetersizliklerle karşılaÅŸtığı anlaşıldı.Neden bağışıklık sistemi görevini yapamıyor?Aynı ülkenin kırsal kesiminde yaÅŸayanlarda ÅŸehirlerde yaÅŸayanlara kıyasla daha az astım ve alerji vakaları görülmesinin tespiti üzerine geliÅŸtirilen ‘hijyen hipotezi’, son yılların en popüler konularından biri haline geldi. BaÅŸlangıçta araÅŸtırmacılar alerjik hastalıklardaki artışın, saÄŸlığa verilen önemin, çocuk hastalıklarının aşılarla, antibiyotiklerle önlenmesinin bir sonucu olduÄŸunu düşünmüşlerdi. Daha sonra asıl nedenin, günlük hayatta bedenimizin savunma mekanizmasının karşısına çıkan bir sürü zararsız mikrobu yaÅŸamımızdan çıkarmamız olduÄŸu anlaşıldı. Tüm bu mikroplar, evrimsel süreç içinde bedenin savunma sistemine, kendisini nasıl kontrol altında tutacağını öğretmiÅŸti.Aslında bilim dünyasının bu noktaya varana kadar epey zaman kaybettiÄŸini söylemek mümkün. Bu konularda araÅŸtırma yapanlar 1980 ve 1990’larda ikiye ayrılmıştı ve kimileri astım ve saman nezlesi gibi hastalıklardaki artışın doktorların her burun çekmeyi ve hapşırmayı abartıyor olmasından kaynaklandığını ileri sürmüşlerdi. Ancak daha ciddi çalışmalar ve tetkikler bunun doÄŸru olmadığını, hatta alerjik hastalıkların giderek öldürücü hale geldiÄŸini ortaya koydu.Ä°ngiltere’de Southampton Ãœniversitesi’nde alerjileri 25 yıldan beri inceleyen solunum hastalıkları uzmanı Stephen Holgate ‘Giderek daha karmaşık bir alerji yapısının ortaya çıktığını görmekteyiz’ diyor. Ona göre, gıda alerjilerinin astım ve saman nezlesi ile beraber geliÅŸtiÄŸi vakalarda artış var. Yine aynı ÅŸekilde polenlere karşı duyarlı olan insanlar bazı yiyeceklerdeki proteinlere (örneÄŸin elma, ÅŸeftali, patates ve havuç) karşı aşırı hassasiyet gösterebiliyor.Bunlar, 5-6 yıl önce fazla duyulmayan ancak ÅŸimdi oldukça sık rastlanan vakalar...ZENGÄ°N VE KENTLÄ° HASTALIÄžIAlerjik hastalıkların arkasındaki genetik olguları kabul etmekle beraber, bilim dünyası bu olguların hızla artışı ve tuhaf dağılımını çevresel faktörlerdeki deÄŸiÅŸimlere baÄŸlıyorlar. Alerji geliÅŸmiÅŸ Batı dünyasında, geliÅŸmekte olan ülkelere kıyasla çok daha yaygın. Ayrıca kırsala kıyasla kentlerde çok daha fazla görülüyor. Yine araÅŸtırmalar Batı’ya göç edenlerde alerji vakalarının arttığını ortaya koyuyor.Çarpıcı bir örnek, Milano’da Fatebenefratelli Hastanesi’nde Ä°talyan araÅŸtırmacılara ait. Burada 1994-2000 yılları arasında tedavi edilen Avrupalı olmayan göçmenlerin yüzde 84’ünde alerjik belirtilerin Avrupa’ya geldikten sonra ortaya çıktığı saptanmış. Yani bir baÅŸka deyiÅŸle Batı tipi modernleÅŸme arttıkça alerjiler de artıyor.MÄ°KROPLAR DA FAYDALI OLABÄ°LÄ°YORBağışıklık sistemi, hastalık etkenlerinin çok az olması durumunda daha az çalışınca, vücutta bunlarla savaÅŸan T-hücreleri azalıyor. Bu yüzden çok temiz ortamlarda büyütülen çocuklar, mikroplu ortamlarda yaÅŸayan yaşıtlarına kıyasla alerjiye daha fazla yakalanıyorlar. Çünkü onların T-hücre sayıları daha az oluyor. ÖrneÄŸin yaÅŸamının ilk yıllarında ağıl hayvanları ile yakın iliÅŸki içinde olan, hatta pastörize edilmemiÅŸ sütle beslenen çocukların alerji olma riskleri çok düşük çıkıyor. Daha ilginci, bazı araÅŸtırmacılar, çamurun içinde bulunan zararsız Vaccea bakterisinden geliÅŸtirdikleri bir aşıyı egzama ve astım tedavisinde kullanıyorlar.Â
button