Güncelleme Tarihi:
DERAILED
RAYDAN ÇIKANLAR
Yön: Michael Hafström
Oyn: Clive Owen, Jennifer Aniston, Vincent Cassel
Tür: Gerilim
Süre: 112 dk.
Eşinizi aldatmayı hiç düşündünüz mü? Belki de düşünmekle kalmadınız, aldattınız da.
Geçmiş için yapacak bir şey yok, ama en azından bundan sonra atacağınız adımlara dikkat edin. Yoksa aynı bu filmde olduğu gibi başınıza kötü şeyler gelebilir.
Tür başlığı altında 'gerilim' yazan bir film için alakasız bir giriş oldu, biliyorum.
Ama ne yapalım, Raydan Çıkanlar, gerilim yaratmak istediği kadar ahlak dersi vermeye de soyunan bir film!
ÖZEL HAYATLARINDA FARKLILAR
Başrollerde sinema dünyasının iki ünlü oyuncusu var.
Clive Owen gerçek yaşamında eşine ve çocuklarına bağlı, mükemmel bir aile babası. Bugüne dek çapkınlıklarıyla gündeme gelmedi.
Jennifer Aniston ise, aldatmış değil ama aldatılmış, Angelina Jolie'ye aşık olan Brad Pitt tarafından terk edilmiş bir kadın.
İşte özel hayatlarında yasak ilişkilerden uzak duran bu iki ünlü, Raydan Çıkanlar'da kaçamak yapan iki evli insanı canlandırıyorlar.
Charles Schine (Clive Owen) evli, güzel bir karısı (Mellisa George), şirin, akıllı bir kızı var. Ne var ki ev ortamı çok parlak değil. Hasta olan kızlarının tedavisi için para biriktirme derdine girmiş anne babanın evliliği rutine girmiş. Kör topal, bir şekilde ilerliyor ama.
Charles bir gün işine gitmek için bindiği trende kendi halinde güzelce bir kadınla, Lucinda Harris (Jennifer Aniston) ile tanışıyor. Trenden indiğinde aklı onda kalınca, işe gider gitmez internette Lucinda'nın çalıştığı şirketin sitesine giriyor. Sonrasında da oraya masum bir ziyarette bulunuyor. Masum ziyaretin sonu o kadar masum değil tabii. Gece kendilerini ucuz bir otel odasında buluyorlar.
Sonrasını anlatmak pek doğru değil. Doğru söylesem filmin sürprizleri açığa çıkacak. Gizlesem başka türlü. En iyisi konuya burada nokta koymak.
ANISTON'IN ROLÜ AZ
Raydan Çıkanlar, İsveçli yönetmen Mikael Hafstörm'ün Hollywood'daki ilk filmi. Ünlü oyunculardan oluşan uluslararası bir kadroyla çalışmış olması tabii ki onun için bir şans.
Clive Owen, ilk çapkınlığını yüzüne gözüne bulaştıran evli adam rolünde iyi bir performans sergiliyor. Vincent Cassel de üçkağıtçı Fransız rolünde son derece iyi. Hele Charles'ın evine gelip, karısını etkisi altına aldığı ve sonrasında onu duvara yapıştırdığı bir an var ki, filmin en gerilimli sahnesi.
İki erkek oyuncu için söylediklerimizi Jennifer Aniston için söylemek pek mümkün değil. Daha çok komedilerde başarılı olduğunu gördüğümüz Aniston, böylesi bir gerilim filminde olmasa da olurmuş. Başrol olarak yazılmasına rağmen, kendisini perdede pek fazla gösterme imkanı bulamıyor ne yazık ki.
İyi başlayan film, hiç şüphe yok ki, dikkatli ve bu tip filmlerde tecrübeli izleyiciler için bir süre sonra özelliğini yitirecek. Bir noktadan sonra filmin gidişatını anlamak zor olmuyor çünkü.
Bazen az bilmek daha iyidir ya. Burada da aynı şey söz konusu. Sürprize, olana bitene ne kadar geç uyanırsanız o kadar iyi. Filmden daha çok zevk alabilirsiniz. Üstelik yanında hediye olarak, yüze tokat gibi çarpan bir de ahlak dersi alıyorsunuz. İhtiyacı olanlara duyurulur.
HAFTANIN DİĞER FİMLERİ
X-MEN: THE LAST STAND
X-MEN: SON DİRENİŞ
Yön: Brett Ratner
Oyn: Patrick Steward, Hugh Jackman, Ian McKellen, Halle Berry
Tür: Akisyon-Bilimkurgu
Serinin son filmi
Marvel Comics'in başarılı çizgi roman serisinin beyazperde macerası, X-Men 3: Son Direniş hem X-Men hayranlarını hem de bilimkurgu sevenleri biraz korkutuyordu. İlk iki filmin yönetmeni Bryan Singer, sevgili mutantlarını Süpermen Returns için terk etmiş ve yönetmen koltuğunu boş bırakmıştı. Neyse ki, X-Men 3, yabancıya gitmedi. Filmin yönetmen koltuğunda, Marvel çigi romanına çocukluğundan beri hayran olduğunu söyleyen, hatta Bryan Singer'dan bile önce X-Men'in ilk filmi için düşünülen Brett Ratner oturdu.
Filmde mutant-insan ve mutan-mutant savaşı yaşanıyor. Çünkü Ian McKellen'ın Magneto'sunun başını çektiği bir grup, oldukça öfkeli. Öfkelerinin temelinde kendilerine karşı geliştirilen bir ilaç var. Filmin kötü adamı rolündeki bu ilaç mutantları bile birbirine düşürmeyi başarıyor.
X-Men 3'ün en önemli silahlarından biri, ikinci filmin sonunda kendini arkadaşları için feda etmiş olan Jean'i (Famke Jansen) farklı bir şekilde geri getiriyor olması. Jean, Phoenix olarak farklı bir şekilde yeniden doğuyor ve tehlikeli, kontrol edilmesi güç bir hal alıyor.
Rolü arttırılan Storm ve tabii ki vazgeçilmez adamımız Wolverine yine iş başındalar. Wolverine'in Jean'e karşı hissettikleri filmin finalinde onu zor bir seçim yapmaya zorluyor.
X-Men macerasını, seriye gölge düşürmeyen, bilimkurgu, aksiyon ve dramı biraraya getiren bu filmle kapattık. X-Men 4 olmayacak ama mutantların beyazperde macerası farklı şekillerde devam edecek. Bakalım yapımcılar kahramanlarımızdan hangisinin hikayesine yeşil ışık yakacaklar?
ETERNAL SUNSHINE OF THE SPOTLESS MIND
SİL BAŞTAN
Yön: Michel Gondry
Oyn: Jim Carrey, Kate Winslet, Tom Wilkinson
Tür: Dram
Süre: 108 dk.
Sevgiyi silebilir misiniz?
Geçen yılın Oscar'larında adını sıkça duyduğumuz Sil Baştan, sonunda bizde de vizyon yüzü gördü.
Kate Winslet filmdeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Oscar Adayı olmuş, film ise En İyi Orijinal Senaryo Oscar'ını almayı başarmıştı.
Karşımızda etkileyici olduğu kadar akıl kurcalayan bir senaryo var.
Tutkulu bir aşk yaşamış bir kadın ve erkeği düşünün. Kadın, yani Clementine (Kate Winlset) doktora giderek sevgilisiyle, yani Joel'le (Jim Carrey) yaşadıklarını hafızasından sildirmiş. Joel, sevgilisinin bir anda yabancılaşmasına anlam veremiyor. Ve unutmak için o da doktorun kapısını çalıyor. Ancak, 'sıfırlama' işlemi Joel'in sandığı kadar kolay değil.
Sil Baştan, kolay algılanabilen filmlerden değil, ancak nitelikli bir çalışma. Bilimkurguyla romantizmi karıştıran ilginç konusuyla daha çok sıradışı yapımlardan hoşlananlar için.
SHE'S THE MAN
SEKSİ FUTBOLCU
Yön: Andy Fickman
Oyn: Amanda Bynes, Channing Tatum, Laura Ramsey
Tür: Komedi
Süre: 116 dk.
Futbol sahasında 12. Gece
William Shakespeare iyi ki varmış. Olmasa Hollywood ne yapardı acaba?
Venedik Taciri'nden üç hafta sonra yine bir Shakespeare uyarlamasıyla karşı karşıyayız. Ancak bu kez karşımızda, üzerinde hayli oynanmış bir Shakespeare klasiği var.
Seksi Futbolcu, ünlü yazarın Onikinci Gece adlı oyunundan esinlenilerek çekilmiş. Konu günümüze uyarlanarak okul koridorlarına ve futbol sahalarına taşınmış, modernize edilmiş.
Bu çağdaş komedinin başrolünde, What A Girl filmindeki performansıyla beğeni toplayan Amanda Bynes'ı izliyoruz. Bynes filmde, erkek futbol takımına girmek için kılık değiştiren ve oda arkadaşı Duke'a aşık olan Viola'yı canlandırıyor.