Derya VAROL/ LONDRA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2008 16:11
BİLİM adamaları, erkeklerin aldatma eğilimlerinin genlerinden kaynaklanmış olabileceğini açıkladı. İsveçli bir grup bilim adamı sosyal hayatlarında belirleyici ‘vasopressin hormonu' üzerinde etkili bir gen türüne sahip erkeklerin, aldatma, partnerleri ile zayıf ilişki kurma ya da evlenmeme eğiliminde olduğunu saptadı.
İnsan beyninde aktif olduğu bilinen vasopressin hormonunun insan ilişkilerinde bir rol oynayıp oynamadığı bilim adamalarının uzun zamandır merak ettiği bir soruydu.
İsveçli bilim adamları tarla farelerinde üzerinde yaptıkları deneyin sonuçlarının çok şaşırtıcı olduğunu bildirirken 500 ikiz ve partnerleri üzerinde çalışma yaparken ilişkilerin zayıflığı ile genler arasında bağlantı keşfetti. Bilim adamlarının araştırmasına konu olan genin, sosyal davranışlar, çift birlikteliği, seksüel bağlılık üzerinde önemli rol oynayan vasopressin adlı hormon üzerinde ‘AVPR1A' geninin etkili olduğu ortaya çıktı.
Stokholm’deki Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan araştırmada, çiftlere ilişkilerinin gücünü tespit etmek için geçen bir yıl boyunca ayrılıp ayrılmamaları ya da herhangi bir evlilik krizi atlatıp atlatmadıklarına dair standart bir test yapıldı. Araştırma sonuçlarına göre, ‘AVPR1A' geninin ‘334' adlı türünün sadece erkekler üzerinde önemli ölçüde etkili olduğu ortaya çıktı. Araştırmada kullandıkları erkeklerin en az beş yıllık ilişki içersinde olduklarını belirten bilim adamları, bu 334 geninden iki tane sahip olan erkeklerin diğerlerine oranla iki kat daha fazla kötü evliliklere müsait ya da partnere bağlılık konusunda zayıf olduklarını tespit ettiklerini açıkladı.
Proceedings of the National Academy of Science dergisinde yayımlanan araştırma sonuçları için İsveçli bilim adamları, tam kesinlik kazanmamış olsa da tarla fareleri üzerinde yaptıkları çalışmanın etkileyici sonuçları olduğunu ve insanlar içinde geçerli olabileceğini söyledi.
Bilim adamları, benzer araştırma yaparak halk arasında ‘kucaklaşma hormonu’ olarak bilinen oksitosinin de kadınların ilişkilere bağlılığı üzerine etkisini bulmayı hedefledi.