Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz aylarda Kültür A.Ş. tarafından “Bir Fotoğrafın Aynasında İstanbul’un Meşhur Edebiyatçıları” kitabı yayımlandı. Efsane bir fotoğrafın hikayesinden yola çıkılarak Yusuf Cağlar’ın editörlüğünde hazırlanmış bir kitap.
Kapağında yer alan fotoğraf için “‘Bu kadar farklı kesimden insan bir araya gelemez, photoshop’la hazırlanmıştır” söylentisinin olduğu da belirtilmiş.
Ve hakkında böyle rivayetler olan fotoğrafın tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Cumhuriyet döneminin meşhur fotoğrafçısı Weinberg’in objektifinden dönemin mecmualarına ve fotoğraf albümlerine taşınan bu hatıra-i cemiyet fotoğrafında Türk edebiyatına damgasını vurmuş 42 usta isim yer alıyor. Halid Ziya Uşaklıgil’den Halid Fahri Ozansoy’a, Orhan Seyfi Orhon’dan Suad Derviş’e, Ziya Osman Saba’dan Vâlâ Nurettin’e, Necip Fazıl Kısakürek’ten Faik Ali Ozansoy’a, Peyami Safa’dan Florinalı Nâzım’a kadar pek çok meşhur simayı aynı fotoğraf karesinde buluşturan sebep ise Güzel Sanatlar Birliği Edebiyat Şubesi’ni oluşturmak. 1928 yılı Temmuz ayında Topkapı Sarayı’na yakın bir yerde bulunan Alay Köşkü önünde çektirilen fotoğraf, farklı çevrelerden aynı hayret ifadeleriyle karşılandı. Ayrı dünyalardan bu kadar yazar nasıl oluyor da aynı karede bir araya gelebiliyorlardı?”
Evet buradaki sihirli cümle, ayrı dünyalardan bu kadar yazarın aynı karede buluşabilmesi.
Bu sihirli cümlenin etkisine kapılarak acaba aynı toplantı bugün yapılamaz mı, diye düşünüldü ve Alay Köşkü Edebiyat Meclisi, geçtiğimiz hafta önemli şair ve yazarların katılımıyla ilk kez toplandı.
BUGÜN NİYE TEK TARAFLI
İstanbul İl Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından organize edilen toplantıya yazarlar İskender Pala, Yavuz Bülent Bakiler, Beşir Ayvazoğlu, Mustafa Ruhi Şirin, Ömer Erdem, Ali Ural, Cahit Koytak, Mustafa Miyasoğlu, Sibel Eraslan, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı’nın da aralarında bulunduğu edebiyatçılar katıldı.
Dünün fotoğrafıyla bugünün fotoğrafını üst üste koyduğunuzda az önce sözünü ettiğim sihirli cümlenin bir anda uçuverdiği görülüyor.
Fotomontaj olduğundan şüphelenilecek kadar bir araya gelemez insanlar dün toplanırken bugün niye aynı kare ortaya çıkamıyor?
Bu haftanın düşünce egzersizi işte bu soru ve iki fotoğraf.
Hani klasik söz vardır ya “Sözün bittiği yer” diye. İşte bu da edebiyat dünyasında “Sözün bittiği yer” değil mi?