Güncelleme Tarihi:
Sanık Özgen, mahkemede yaptığı savunmasında, Sunat ile aralarında daha önceden bulunan sorunlar nedeniyle uzun süredir yazlıklarına gitmediklerini söyledi.
Sunat'ın yazlığını satışa çıkaracağını duydukları için olaydan 10 gün önce yazlığa bakım ve tamirat için gittiğini belirten Özgen, ”1990 yılından beri Gelibolu'ya yaz aylarında geliyoruz. Sunat, hatırladığım kadarıyla 2001 yılında hemen bitişiğimizdeki yazlığı satın aldı. İki yıldır da aramızda mahkemeye yansıyan hakaret ve tehdit nitelikli ihtilaflar vardı” dedi.
Özgen, olay gecesi arkadaşları Buğra Aktürk, Seval Özyazmalı, Buğra Yusuf Altıntaş, Ayşe Naz Çakıcı ve Ayşegül Karasu ile birlikte yemek yedikleri sırada, Sunat'ın evine geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Biz balkonda yemek yiyorduk. Kesinlikle müzik yoktu. Sunat, evimizin yanındaki garajına arabasını park etti. Daha sonra tel örgünün önüne gelerek "bitti, dağılın" diye yüksek sesle bize seslendi. Ben ve arkadaşlarım herhangi bir karşılık vermedik. Buna karşın Sunat, küfür ve hakaret etmeye başladı. Bu hakaretler sonucunda arkadaşlarıma "savcılığa şikayet edelim, devamlı tehdit ve hakaret ediyor" diye söyledim. Koşarak evine gitti. Giriş kapısına tekme ile vurup girdikten sonra bulunduğumuz balkona çıktı. Masadan kalktım ve elle mukavemet etmek istedim. O zaman elinde bulunan tabancayı gördüm. Silahı kafama doğrulttu, ve 'sen öldün' dedi. Ben de bu sırada kendimi evin içine attım ve bulundurma ruhsatlı tabancamı aldım. Maktül, balkonda arkadaşım Buğra Yusuf Altıntaş'ın başına tabancayı dayamış ve tehditlerine devam ediyordu. Dikkatini dağıtmak için kapıyı aniden açıp, balkona çıktım. Bu sırada tabancasını bana doğrultu, ben de korkutmak amacıyla boşluğa doğru peş peşe 3 el ateş ettim. Bu sırada Sunat'ın vurulup vurulmadığını bilmiyordum. Dışarıya çıkınca maktulün merdivenlerden aşağıya düşmüş ve yerde yattığını gördüm. Ben doktora öğrencisiyim ve tez hazırlıyorum. Tutuklu bulunmam nedeniyle bazı dersleri takip edemiyorum. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum.”
Sunat'ın eşi Deniz Sunat da araç içinde çocuklarının uyuduğu için eşinin nazik bir şekilde sessiz olmaları konusunda uyarı yaptığını savunarak, “Buna karşılık sanık, 'sen eğlencenin ne zaman biteceğine karar veremezsin' diyerek küfür etti. Olay gecesi bir arkadaşımızın evinde yemekteydik. Burada biraz alkol aldık. Ancak eşim sarhoş değildi. Olay olduğunda ben evin içindeydim” diye konuştu.
Mahkeme heyeti daha sonra tanık olarak Buğra Aktürk, Seval Özyazmalı, Buğra Yusuf Altıntaş, Ayşe Naz Çakıcı ve Ayşegül Karasu'nun ifadelerini aldı.
Müşteki vekili Zeki Hacıibrahimoğlu, tanıkların beyanlarını kabul etmediklerini ifade ederek, “Beyanların aksine 8 el ateş edilmiş ve tüm atışlar isabet etmiştir. Bu arada sanığın babası davanın seyrini değiştirmek için basına bildiri dağıtmıştır. Bu nedenle kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Bu ifadelerin öğretiye dayalı olduğunu düşünüyorum. Tutukluluk halinin sürmesini talep ediyorum” dedi.
Sanık vekili Adnan Güler ise tanıkların hazırlık ifadeleri ile duruşmadaki ifadelerinin arasında kısmen çelişki görülse de tanıkların bu olayın mağduru durumunda bulunduklarını vurgulayarak, “Yaşları küçük olan tanıkların olayın şokuyla jandarma ve savcılıkta ifadeleri alınmıştır. Ayrıca hazırlık soruşturmasının sağlıklı yapılmadığını düşünüyorum. Tüm deliler toplanmıştır. Bu nedenle 4 aydır tutuklu bulunan müvekkilimizin tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'na yazılan müzekkereye cevap verilmesi, bazı tanıkların ifadelerinin alınması nedeniyle duruşmayı ertelerken, tutuklu olan İhsan Fuat Özgen'in tahliye istemini reddetti.
GENÇ YAŞTA HAYATA VEDA ETTİ
İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı, aynı zamanda özel bir televizyon kanalında yayınlanan “Zümrüt” adlı dizinin oyuncularından İsmail Hakkı Sunat, geçen temmuz ayında Gelibolu'ya bağlı Bolayır Beldesi'ndeki Mega Kent Tatil Sitesi'nde bulunan yazlığında yan komşusu İhsan Fuat Özgen tarafından silahla vurularak öldürüldüğü iddia edilmişti.