Güncelleme Tarihi:
TBMM'de düzenlenen “Çocuk ve şiddet” konulu toplantıda, milletvekilleri, gençlerin ve çocukların yetişme çağında maruz kaldıkları şiddet ve şiddet içerikli yayınlar dolayısıyla yaşadıkları, ruh sağlığı ve gelişimleri üzerindeki etkileriyle ilgili olarak bilgilendirildi.
AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin'in başkanlık ettiği toplantıda konuşan AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe, bir süre önce Genel Kurul'da konuya ilişkin yaptığı gündemdışı konuşma sonrasında öğretim üyelerinin milletvekillerine neler yapılması gerektiğine ilişkin bilgi vermek istediklerini, toplantıyı bu nedenle düzenlediklerini bildirdi.
-“SAVAŞIN KURBANI SİVİLLER”-
Toplantıda konuşan Türkiye Milli Pediatri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat Tuncer, 2. Dünya Savaşı sırasında tüm dünyanın şiddeti yaşadığını ancak bu şiddetin ana muhatabının askerler olduğunu söyledi. Tuncer, son yıllarda yaşanan savaşlarda ise şiddetten zarar görenlerin yüzde 90'ını sivillerin oluşturduğunu vurguladı. Medyada yayınlanan şiddeti örnek alan çocukların bunu arkadaşlarına uyguladığını ifade eden Tuncer, önlem alınmadığı taktirde şiddetin toplumda giderek yayılacağı uyarısında bulundu.
H.Ü Sosyal Pediatri ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Yalçın da Türk toplumunda aile içinde “terbiye” adı altında çocuğa şiddet uygulandığını ifade ederek ailesinde şiddet gören çocuğun da etrafına şiddet yansıttığını anlattı.
Yazılı ve görsel medyada yayınlanan şiddet içerikli programlara ilişkin yapılan araştırmaları aktaran Yalçın, medya programlarındaki aşırı kanlı, şiddeti cazip gösteren, çocukların şiddet kurbanı olduğu sahneler ile cinsellikte şiddet kullanılan sahnelerin yasaklanmasını önerdi.
-“ŞİDDET, ÖĞRENİLEN BİR ŞEY”-
H.Ü Çocuk Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu, şiddetin öğrenilen bir şey olduğunu, acizlik çaresizlik içinde şiddete maruz kalan çocuğun, daha sonra şiddet uygulayan kişiye dönüştüğünü söyledi.
Çocukların aile içinde en fazla babadan şiddet gördüklerini, ergenlerin yüzde 75'inin bir şekilde şiddete tanık olduğunu veya maruz kaldığını anlatan Çuhadaroğlu, bu konuda anne ve babaların eğitiminin çok önemli olduğuna işaret etti.
Medyanın toplumsal şiddetin artması ve yayılmasında son derece önemli bir rolü olduğunu vurgulayan Çuhadaroğlu, uzmanlar olarak medyaya bu konuda yaptıkları yazılı ve sözlü uyarılara yanıt alamadıklarını bildirdi.
Çuhadaroğlu, hükümet ve TBMM'nin şiddete karşı toplum duyarlılığını artırıcı çalışmalar yapması gerektiğini belirtti. Çuhadaroğlu, medyadaki şiddetin denetlenmesi ve çeşitli boyutlarda azaltılması için ciddi kısıtlamalar getirilmesini istedi.
-“DAYAK OLGUSU”-
Devlet Bakanı Güldal Akşit de şiddet ve şiddet içeren yayınların sadece çocukları değil toplumun tüm kesimlerini etkilediğini belirterek dayağın eğitimin bir parçası olarak kullanılmasını eleştirdi.
Akşit, Türkiye'de dayağın, eğitim ve disipline etme konusunda geleneksel yöntem olarak kullanılageldiğini, evde ve okulda dayak olgusunun sıklıkla yaşandığını kaydetti.
Aile içinde kocasından şiddet gören annenin çocuğuna şiddet uygulayabildiğini, şiddete tanık olan çocuğun da duygusal yıkıma uğradığını ifade eden Akşit, şiddet uygulayan çizgi film kahramanlarıyla özdeşleşen çocuğun etrafına saldırgan davranabildiğini söyledi.
Akşit, yetişme çağında istismara uğrayan, şiddet gören ve ihmal edilen çocuğun, gelecekte istismar ve ihmal eden anne babaya dönüşmesi ihtimalinin de yüksek olduğunun altını çizdi.