Akşener'in cezai ehliyeti yok

Meral Akşener'in dünkü basın toplantısında yaptığı açıklamalarına hükümet kanadından çok sert tepkiler geldi. DYP'lilerin çoğu açıklama yapmaktan kaçınırken, bir kısmı da Akşener'in haklı olduğunu söyledi.

İsmet SEZGİN (Milli Savunma Bakanı) Bunları söyleyenin cezai ehliyeti yoktur.

Murat Başesgioğlu (İçişleri Bakanı) Bir İçişleri eski Bakanı'nın ‘Darbeyi önledim' demesi cezai ehliyetle bağdaşmaz. Herhalde kendisine gerekli cevap verilecektir. Bu cevap milletten gelecektir.

Yalım Erez (Sanayi ve Ticaret Bakanı) Allah akıl versin. Eğer orduda hiyerarşi dışı örgütlenme varsa, ispat etmesi gerekir.

Demir Berberoğlu (DYP Eskişehir Milletvekili) Yazmamak kaydıyla çok şey söyleyebilirim. Ama yazacaksınız, ‘Yorum yok', ‘Söylenecek hiçbir şey yok' derim. Daha ne söyleyeyim?

Ahmet Uyanık (DYP Çankırı Milletvekili) Padişahlık döneminde mi yaşıyoruz? Anayasa'yı ve ülkeyi kollamak sadece askerin işi mi? Batı Grubu ne demek? Kanunları inceledik, Genelkurmay'ın bu tür bir istihbarat toplamaya yetkisi yok. Meral Hanım haklı.

Turhan Güven (DYP İçel Milletvekili) Hukuk herkesi bağlar. Ne askerin, ne de bir başka kurumun bir diğerini dinleme hakkı yoktur.

Nahit Menteşe (DYP Aydın Milletvekili) Toplantıyı dinlemedim. Değerlendirme yapmak istemiyorum.

Mahmut Yılbaş (DYP Van Milletvekili) Ne yani iki kurumun birbirini dinlemesine sevinmemiz mi gerekiyor?

Köstebek Akşener ilişkisi

Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen ve ‘‘Türk Watergate''i diye adlandırılan skandalla, polisin Genelkurmay içinde ‘darbe duyumlarını araştırmak için' casus soktuğu ortaya çıktı. Skandal Meral Akşener'in İçişleri Bakanlığı dönemine uzanıyordu. İstihbarat eski Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın içine casus sokarak bilgi ve belge sızdırmıştı. Olay , Deniz Kuvvetleri Komutanlığı istihbarat birimindeki polis kökenli onbaşı Kadir Sarmusak'ın yakalanmasıyla ortaya çıktı. Genelkurmay konuyu 26 Mayıs'taki MGK toplantısında gündeme getirdi. Genelkurmay'dan sızdırılan belgeler, Akşener tarafından Çiller'e ve dönemin Başbakan'ı Erbakan'a iletildi. Erbakan da bu belgeleri Cumhurbaşkanı Demirel'e ileterek, ordunun hükümet aleyhinde bir çalışma içinde olduğunu bildirdi. Demirel, belgeyi Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ya iletince skandal patlak verdi.