Akşener: Depreme karşı hazırlık yapmayanlar felaketten sorumludur

Güncelleme Tarihi:

Akşener: Depreme karşı hazırlık yapmayanlar felaketten sorumludur
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2023 13:05

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Depreme karşı hazırlık yapmayanlar meydana gelen felaketten sorumludur. Kurallara, kanunlara aykırı bina yapanlar, yapılmasına izin verenler, yapılanları imar affıyla affedenler, yandaş müteahhitleri besleyenler meydana gelen felaketten sorumludur" dedi.

Haberin Devamı

Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'da uğradığı suikast sonucu öldürülmesinin üzerinden tam 61 gün geçtiğini hatırlatarak, "Geçen bu 61 günde adaletsizlik daha da derinleşti. Hukuksuzluk daha da belirginleşti. Arsızlık daha da normalleşti. Daha önce de bu kürsüden söylemiştim; '14 Mayıs'a kadar her konuşmamda Sayın Erdoğan'a aynı soruyu soracağım' demiştim. Adalet yerini bulana kadar her hafta Sinan Ateş'i hatırlatacağıma söz vermiştim. Nitekim bugün ben yine bu sözün gereğini yapacağım. Sayın Erdoğan, peki ya sen haksızlığa boyun eğmeğe devam edecek misin? Adaletsizliğe teslim olmaya devam edecek misin? Vicdansızlığa sahip çıkmaya devam edecek misin? 61 gün oldu Sayın Erdoğan. Kuklalar tutuklandı; kuklacılar serbest. Maşalar tutuklandı; maşayı tutanlar serbest. Tetikçiler tutuklandı; azmettirenler serbest. Oysa yargının görevi, herkesin bildiği gerçekleri gizlemek değil; o gerçeklere herkesten önce ulaşıp hakikati ortaya çıkarmaktır" dedi.

'SORUMLULUK HİSSEDEN İSTİFA EDER'

Kahramanmaraş merkezli depremlere değinen Akşener, "İktidarın neden olduğu büyük felaketin yüreklerimizde açtığı yara her geçen gün daha da belirginleşiyor. Gerçekleşen her artçı sarsıntıda yaşadığımız büyük felaketi maalesef tekrar tekrar hatırlıyoruz. Ülkemizin bir gerçeği olan deprem riskine karşı ne kadar da hazırlıksız bırakıldığımızı hatırlıyoruz. Türkiye'yi yönetenlerin can güvenliğimizi ne kadar da önemsemediğini hatırlıyoruz.  Kendini devlet yerine koyanlara ne kadar da güvenmediğimizi hatırlıyoruz. Peki tüm bu güvensizliğe sebep olanlar ne yapıyor? Sorumluluktan kaçmaya devam ediyor. Biz milletçe, hükumetin neden olduğu bu büyük felaketi iliklerimize kadar hissediyoruz. Ama tek bir hükumet yetkilisi, tek bir siyasi, tek bir bürokrat bile bu hissettiklerimizi hissetmiyor. Halbuki depreme karşı hazırlık yapmayanlar meydana gelen felaketten sorumludur. Kurallara, kanunlara aykırı bina yapanlar, yapılmasına izin verenler, yapılanları imar affıyla affedenler, yandaş müteahhitleri besleyenler meydana gelen felaketten sorumludur. Milletimize, 'ev' diye, 'mezar' yapılmasında payı olan, imzası olan, talimatı olan herkes bu büyük felaketten sorumludur. Oysa sorumluluk hissedenler ne yapar? İstifa ederler. Hukuk önünde hesap verirler. Yani görev ve sorumluluklarının gereğini yaparlar. Sorumlu olanlardan beklenen şey budur" diye konuştu.

Haberin Devamı

Akşener: Depreme karşı hazırlık yapmayanlar felaketten sorumludur



'SİYASETÇİ MİLLETİYLE SANDIKTA HELLALEŞİR'

Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Adıyaman'da vatandaşlardan helallik istemesiyle ilgili de, "Bir Cumhurbaşkanının vatandaşlarıyla helalleşmesi ancak makamın gereğini yapmakla olur. Ahlak ve erdemin gereği budur. Bir idarecinin vatandaşlarıyla helalleşmesi; istifa ederek, hesap sorarak, sorumluları görevden alarak olur. Bunları yapmayıp üstüne de helallik istemek, halkla ilişkiler kampanyasından başka bir şey değildir. Siyasetçi milletiyle televizyon karşısından attığı nutukla helalleşmez. Siyasetçi milletiyle sandıkta helalleşir. Madem helallik alacaksın; o zaman önce aziz milletimizin önüne sandığı getireceksin, helalliği de öyle isteyeceksin. Sandığı getireceksin, milletimiz sana ne diyecek göreceksin. Öyle televizyonlardan üfürmekle olmaz. Halep oradaysa arşın burada. Madem helallik alacağına eminsin; o zaman derhal sandığı getireceksin" ifadelerini kullandı.

KIZILAY’A ÇADIR SATIŞI TEPKİSİ

Akşener, Kızılay'ın çadır satışıyla ilgili de, "Deprem olmuş. İnsanlarımız 20 gündür çadır bekliyor. Kızılay ise deposunda çadır stoklayıp satıyor. Böyle bir kepazelik olabilir mi? 'Gıda stoklanıyor' diye memleketi birbirine kattınız. 'Soğan, patates stokluyorlar' diye depoları bastınız, milleti suçladınız, 'terörist' ilan ettiniz. Peki şimdi, çadır stoklayan Kızılay'a ne diyeceksiniz? Kızılay'ın deposunu da basıp çadırlara el koyacak mısınız? 'Stokçu' diye Kızılay başkanını da aldıracak mısınız? Biz Kızılay'ı kötü gün dostu biliriz. Peki 'Ak-Kızılay' ne yaptı? Milletimizin topyekun darda olduğu bir günde, milletimizin soğuktan donduğu bir günde, tüm Türkiye'nin seferber olduğu bir günde alın teri ile emanet edilen, milletin helal yardımlarını ticari bir şirket gibi utanmadan satışa çıkarttı. Yabancı ülkeler hiçbir karşılık beklemeden arama kurtarma ekipleri gönderdiler. Düşman diye kötülenenler, seferber olup yardıma koştular. 'El oğlu' dediklerimiz milyarlarca lira yardım parası topladılar. Ama bu ülkenin Kızılay'ı utanmadan kendi vatandaşına çadır sattı. 85 milyon tek yürek oldu. Ama bu ülkenin Kızılay'ı kendi vatandaşına çadır sattı" dedi.

'BAZEN APOLETLERDEN VAZGEÇMEK GEREKİR'

Akşener, bugün bir yol ayrımında olduklarını kaydederek, "Bugün ateşten bir imtihanla karşı karşıyayız. Bugün bir seçim yapmak zorundayız. Ya millet yolunda başımız dik yürüyeceğiz ya da milletin geleceğini kumar masalarında harcayanlara müsaade edeceğiz. Ya ateşten bir gömleği eğnimize giyip bu imtihandan geçeceğiz ya da yüreksizce kül olup gideceğiz. Ya Cumhuriyetin yeni asrında ışıl ışıl yeni bir tarih yazacağız ya da dayatmalara boyun eğip Türkiye'ye biçilen trajediyi en ön sıradan izleyeceğiz. Ya beyaz zambaklara can suyu vereceğiz; ya da önümüze konan gazap üzümlerine razı olacağız. Bu vesileyle, buradan önümüzdeki bu ateşten imtihanı parti içi mesele ya da yazıhane muhabbeti olarak görenlere seslenmek istiyorum. Bunu herkes üzerine alsın ve çok iyi düşünsün. Ve kimse unutmasın; bazen gerçek komutan olmak için apoletlerden vazgeçmek gerekir. Sahici bir mücadele için önce kendinle barışmak gerekir. Küçük hesapları bırakıp, büyük resmi, gerçek tehlikeyi görmek gerekir. Bizim seçimimiz dün de belliydi bugün de belli. Bizim yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!