Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2006 00:00
Diyarbakırlı ünlü işadamı Mehmet Ali Altındağ çok doğru söylüyor. Evet şaşırmayın.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı terörle mücadelede çete kurmakla suçlayan Altındağ’dan
söz ediyorum. Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı iddiasıyla soruşturmaya uğrayan; Hizbullah’la bağlantısı kanıtlanamasa da başkanı olduğu Disav Vakfı’nın binasında küçük çocuklara
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı dersi verilen Altındağ’dan. Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın Türkiye’yi karıştıran 100 sayfalık iddianamesinin 21 sayfasını dolduran ünlü tanıktan bahsediyorum. Tekrarlıyorum. Çok doğru söylüyor! Neyi mi? "Ben devletten ihaleler aldım" diyor ya.
Evet trilyonluk ihaleler alan bir işadamı o! Dev ihaleler arasında hangileri mi var? Duyunca sakın şaşırmayın. Bedeli 3,5 trilyon olan Aksaz Deniz Üssü Karaağaç tamamlama inşaatı bile var.
Diyarbakır’da yaptığı polis evlerini, Jandarma’ya ait binaları, Ankara’daki beş yıldızlı polis evini ve başka ihaleleri saymıyorum. Bunlar küçük işler. Daha büyüklerini aktarayım. Yine trilyonluk Erzurum Mareşal Çakmak Hastanesi tamamlama inşaatı ve Antalya 100. Yıl Spor Kompleksi içindeki 2500 seyirci kapasiteli kapalı yüzme havuzu. Peki Altındağ ihale pastasından böylesine büyük bir payı almayı nasıl başardı?
Hele hele Marmaris’teki Aksaz Deniz Üssü inşaatı ihalesini nasıl aldı?
1990’lı yılların başına dönüp anlatayım. Güneydoğu’da terör fırtınasının çok sert estiği günler. PKK, Güneydoğu’ya giden bütün gazete kamyonlarını durduruyor. Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler satılamıyor bölgede. Halkın elinde tek gazete var. O da PKK’nın yayın organı olan Özgür Gündem. İş hayatına gözlük ve çakmak tamircisi olarak giren Mehmet Emin Altındağ ise o sırada küçük bir yerel gazete olan Söz’ü alıyor.
JANDARMAYLA ANLAŞTI
Susurluk davasında adını daha sonra çok duyduğumuz Diyarbakır İl Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu’na gidiyor. Nasıl bir anlaşma mı yapıyorlar? "Altındağ Özgür Gündem’e karşı Söz ile devlet yanlısı yayın yapacak. Karşılığında devlet ihalelerinde destek verilecek." Bir de 12 Nisan 1991’de çıkan 3713 sayılı Terörle Mücadele yasası var. Devlet ihaleleri devleti destekleyenlere veriliyor. Başvuran işadamlarının PKK’yla herhangi bir teması olduğuna ilişkin bir duyum bile olsa ihalelere giremiyorlar. Böylece Altındağ, "devleti savunup" ihalelerde büyük payı kapmaya başlıyor.
3 İHALESİ MAHKEMEDE
Bugüne gelelim. Altındağ’ın aldığı 3 dev ihaleye ne mi oldu? Aktarayım. Yolsuzluk ve fazla ödemeden üçü için de kamu davası açıldı. Bilirkişiler 31 Mart’ta Marmaris’e gidip, Aksaz Deniz Üssü Karaağaç tamamlama inşaatında inceleme yapacak. Eğer Altındağ davayı kaybederse, faiziyle birlikte ne kadar geri ödemek mi zorunda? Faiziyle birlikte yaklaşık 2 milyon YTL. Erzurum Mareşal Çakmak Hastanesi’ndeki inşaatla ilgili davayı kaybederse? En az 3 milyon YTL ödemek zorunda kalacak. Antalya’daki inşaatta da durum aynı.
KİM NE BELLİ DEĞİL
Size madalyonun arka yüzünü gösterdim. Ya da çok önemli başka bir yüzünü daha. Peki Altındağ gerçekten devlet yanlısı mıydı?
Diyarbakır’da olup bitenleri çok iyi bilen birine sordum: "Toprak ağaları, korucular, PKK itirafçıları. Kim ne kadar devlet yanlısı? Kim hem PKK’ya hem de devlete çalışıyor?" Aldığım yanıt düşündürücü: "Bölgede kimin devlet yanlısı olduğu hiç belli değil. PKK’ya haraç ödemek zorunda kalanlar da var. İki tarafa çalışanlar da." Şemdinli iddianamesiyle ortaya saçılanlar böyle.
Karanlık ve karmaşık bir tablo.
Pandora’nın kutusu açılmadı mı?
-BİTTİ-