Güncelleme Tarihi:
Okullarda öğrenciler arasında yaşanan ve yakın tarihlere kadar tüm dünyada "büyümenin doğal bir parçası" olarak değerlendirilen akran istismarı son zamanlarda birçok araştırmacının ilgisini çekmeye başladı.
Dental Haber dergisinde yayınlanan makalede, akran istismarının ne olduğu, nerelerde sıklıkla gerçekleştiği, nedenleri ve sonuçları anlatıldı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gelişim Uzmanı Gülümser Gültekin Akduman’ın kaleme aldığı makaleye göre, okullarda öğrenciler arasında yaşanan ve büyümenin doğal bir parçası olarak değerlendirilen akran istismarı okullarda giderek yaygınlaşıyor.
Saldırganlığın bir alt türü olarak tanımlanan akran istismarı, bir ya da birkaç çocuğun, belirlenen belli bir hedef çocuğa karşı, bilinçli olarak zarar vermeyi içeren davranışları olarak tanımlanıyor. En önemli özellikleri ise saldırganca bir eylem yerine uzun süreli uygulanması, sözel, fiziksel ve psikolojik olması, güçlünün güçsüze saldırması olarak görülüyor. Akran istismarı, okullarda görülen şiddet davranışlarının önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Makaleye göre bu alanda yapılan araştırmalar, akran istismarının tanımı ve boyutunun, ülkelere, okula ve eğitim sistemine göre farklı görünümleri olduğunu ortaya koyuyor.
TÜRLERİ
Akran istismarının doğrudan ya da dolaylı, fiziksel ya da sözel olması istismarın türünü belirliyor. Akran istismarının en sık görülen doğrudan şekli ad takma olarak biliniyor. Ad takmanın nedeni bireysel özellikler olabileceği gibi öğrencinin etnik kökeni, uyruğu, ırkı, cinsel yönelimi, bazı kısıtlılıkları ya da özürleri de olabiliyor. Dolaylı akran istismarındaysa mağdur hakkında söylentiler yayma, gruptan dışlama, oyuna almama, aşağılayıcı mektup, mesaj gönderme vb davranışlar görülüyor.
Sözel içerikli akran istismarı davranışları içinde laf atma, aşağılama, söylenti yayma, saldırgan ifadeler kullanma, tehdit etme gibi davranışlar bulunuyor. Fiziksel akran istismarı davranışlarına ise tekmeleme, vurma, istemediği davranışları yapmaya zorlama, sıkıştırma, zorla cep harçlığını ya da eşyalarını alma örnek gösteriliyor.
NEDENLERİ
Akran istismarının nedenleri, bireysel nedenler, ailesel nedenler, okula ait nedenler olmak üzere üç ana başlık altında inceleniyor. Bireysel nedenler arasında diğerleri üzerinde güçlü ve baskın olma gereksinimleri gösteriliyor. Kişinin benlik saygısının normal ya da normalin üstünde olması ise bir diğer faktör olarak geçiyor. Akran istismarı davranışı gösteren öğrenciler genellikle saldırganlığın ve çatışmanın yoğun olduğu ailelerden geliyor. Empati kurma yeteneğinden yoksun oluyor. Sosyal becerilerde ve ilişki kurma biçiminde yetersizlik yaşıyor. Okulun sosyal yapısı, öğrenci davranışlarını denetleme ve izlemeye yönelik çalışmaları, akran istismarı sorunlarının sıklığı ve çeşitliliği açısından önemli bir rol oynuyor.
SONUÇLARI
Akran istismarına uğrayan öğrencilerin, diğerleriyle karşılaştırıldığında daha çok ruhsal rahatsızlıklara ve sosyal uyum sorunlarına sahip oldukları ve yüksek düzeyde psikolojik stres ve fiziksel hastalık belirtileri gösterdikleri ortaya koyuluyor. Akran istismarının yol açtığı sorunlar şöyle sıralanıyor:
-Ruhsal sorunlar. Var olan sorunların alevlenmesi (kekemelik gibi), uyku sorunları, gece işemeleri, depresyon, somatik yakınmalar, okul fobisi, intihar düşünceleri ve girişimi gibi.
-Akademik sorunlar. Ders başarısında düşme, dikkat eksikliği, ders içi uyumsuzluk ve okul reddi.
-Sosyal sorunlar. Düşük benlik saygısı, azalmış kendine güven, olumsuz kendilik algısı, arkadaşları tarafından ihmal edildiği duygusu, güvensizlik ve içine kapanıklık ve utangaçlık.
Bazı ülkelerde yapılan araştırmalar incelendiğinde öğrencilerin en fazla oyun alanlarında, ikinci olarak okulun koridorlarında, üçüncü olarak ise sınıflarda istismara uğradıkları belirtiliyor. Türkiye’de ise öğrencilerin en fazla sınıfta istismara uğradıkları, bunu koridor ve okul dışındaki yerler ile oyun alanlarının izlediği kaydediliyor.
Uzmanlar, akran istismarına uğrayan öğrencilerin yüzde 90’ının, okul notlarında bir düşüş yaşadığını bildiriyor. Yapılan bir araştırmada istismarcı olduğu saptanan öğrencilerin yüzde 60’ının 24 yaşına gelene kadar en az bir kez, yüzde 35-40’ının ise en az üç kez bir suçtan dolayı mahkemelik olduğu belirtiliyor.
Akran istismarını önleme aşamasında hem birey hem aile hem de okul düzeyinde yapılabilecek bir çok girişim olduğu vurgulanırken bir önleme programının yapılandırılması, uygulamasında ise herkes tarafından anlaşılabilecek açık hedefler belirlenmesi tavsiye ediliyor. Uzmanlar, bu anlamda okul personeli, öğrenci ve velilerin ortak hareket etmesi gerektiğini bildiriyor.