Güncelleme Tarihi:
AYÅžE ARAL |
Bir süre sustuk, Cihangir parkındaki oturduğumuz bank üzerinde. İlk Avni ses verdi:
"Ya deminden beri dıgıl dıgıl bakınır dururum, benim babamın heykeli varmış burada, yoksa ben yaşlandım göremiyor muyum diye."
"Yok " dedim yaşlanmadın. "Aklına mukayyet olamayan biri onu baltayla parçaladı gitti.
Ama üzülmeyelim, çünkü muhtemelen parçaladığının ne ve kim olduğuna dair en ufak bir düşüncesi yoktu.
Büyük ihtimalle sarhoştu, herhalde başka birine benzetti.
"Parçalarken de dedi ki: "Ula burada bir heykel olduğuna göre, koca parkın ortasında, kesin politikacıdır, ben vurup, kırayımda biraz hıncımı alam"...
Yine kadın ben ya, kotardım durumu: "Kalkın" dedim ya, "Burada ota, aÄŸaca, yapraklara karşı kavga mı edeceÄŸiz, ailece buluÅŸmanın anlamı bu mu? Gidiveriyoruz SalacaÄŸa. Ä°ki deniz havası çekeriz, Nihat'ın kahvesinde bize kesin kıyak yapar bir masa donatırlar.  Â
Siz başlarsınız güneş batımına karşı demlenmeye, ben de edebildiğimce size eşlik etmeye, ne de olsa arabayı ben kullanacağım... Ama bakarsınız bir anda Camgöz Taci, Piç Yavuz, Tilt Mahmut ağabeylerde orada bitiverir, kaptırırım ben de anılara, ben de sıkıca bir demlenirim...""
Pis uydu bu program benimkilere, aldık soluğu Salacakta.
Ben kadınım, güzelim falan ya, dedim içimden "Şimdi Salacak ayağa kalkacak." Önden yürümeye başladım asil adımlarla.
Suratıma bakan olmadı, sinirimden takma tırnaklarımı avuçlarıma geçirmişken, Avanak ile Kadri'yi görenler yüzünden yerlere yapışmışım. Onları koyacak yer bulamadılar...
Ben de arada bağırdım,
"Ay biri kardeşim, biri kuzenim" dediler ki: "O zaman siz de hoşgeldiniz." Ama kıskançlık krizim yine de geçmedi. Dedim ki kendi kendime "Sen geçen hafta botoks yaptırmadın mı? Bugün de hava olsun diye ayağına 15 pond ayakkabı takmadın mı? Bu buluşma öncesi her şeyi risk ederek, kafanı 4 ayrı renge boyamadın m? Eee niye yine bu zübükler senden daha fazla ilgi çekiyor..."
Neyse oturduk Nihat ağabeyin kafesinde bir masaya, yağdı ikram haliyle masamıza. Bolca millet geldi Arapla, Avanak'tan imza almaya."
"Ben de vereyim." dedim,
"Ay yok. Şimdi size zahmet vermeyelim sonra alırız" dediler. Bir ara Kadri tam kıkırdamak üzereyken,
"Sen önce donunu topla" dedim ona.
"Bir anda kapıda üç adam belirdi, onlar beklediğimiz kişilerdi, biraz yaşlı, ama çok şirindi halleri. Oturdular masamıza sarıldık durduk tüm gece...
Tilt ile Piç de, Camgöz de lakaplarından hiçbir şey kaybetmemişlerdi. Tüm gece hakkını verdiler...
Çokça güldük. Bütün gece, en çokta Avanak"ın sarhoş haline Artık "dıgıl" bile diyemiyordu.. dgggllllllllll...
Kadri'ye "Beni lavaboya götürümüsün?" dedim.
"Kusura bakma ceyn, kafam iyi" dedi"... Baktım kafalar bir dünya, bağırdım, Nihat ağabey:
"Çek bir işkembe. Babamın sevdiği gibi. İçsin, benim akrabalar"
Çorba geldi, onu da içtik. Sıra geldi vedalaşmaya...
Yedi kiÅŸi sarıldık, aÄŸladık ve bundan sonra sık sık görüşmeye karar verdik. "Ben" dedim, "Hepiniz erkek bir ben kadın. "Â
Avni dedi ki:
"Canım yeğenim, dıgıl, botoks, dıgıl, sol kaş çok kalkmış, ugugugug, mıgıl benzemişin erkeğe""
Tam çarpacaktım bir tane Avni'ye... Onun yerine sarıldım ona. Arabaya doğru giderken, güneş doğmuştu, üçümüz birbirimize sarılmıştık, ölene kadar kankayız dedik. Tam o sırada iki tane dünya güzeli kuş tepemizde belirdi, resmen dans eder bir halleri vardı, güzelliklerine hayran kaldık, arabaya kadar bize eşlik ettiler... Avni bana, ben Kadri"ye, Kadri Avni"ye öylece bakıştık...
Selamla, sevgiyle uğurladık o güzel kuşları...
NOT: "Sevgili akrabalarım" niye bu şekilde hitap ettiğimi sizler biliyorsunuz, dünkü maillerinizde çoğunuzla artık akraba olduk. Beni inanılmaz mutlu ettiniz. Güzel yorumlarınız ve desteğiniz için sonsuz teşekkürler.
İstekleriniz yerine getirilecek, buna nostaljik karikatürler de dahil.
Ayrıca merak etmeyin, hep aynı kalacağım size söz, zaten akrabayız ne de olsa.Â
Sadece bugün sayenizde sokağa çıkıp, ben Hürriyet"te yazıyorum artık diye şöyle bir salınamadım.
Neden mi?Â
Çünkü gözlerim şiş....Siz anlarsınız......Sevgiler...
DİP NOT: Ben Tekin Aral'ın kızıyım, Oğuz Aral'ın yeğeniyim.