Güncelleme Tarihi:
Heyetin hazırladığı ve parti yönetimine sunulan rapora göre, Nesin, Önderoğlu ve Fincancı’nın anlatımları özetle şöyle:
SIRA BAŞKANLARDA
Ahmet Nesin (GAZETECİ-YAZAR): 1978’den beri gazeteciyim. 2006’dan beri kendi sitemde yazıyorum. Bizim yerimize başka bir grup bulununcaya kadar biz buradayız. Bundan sonra belki AKP içinden tutuklama veya soruşturma olabilir. HDP’li belediyelere, ardından başka insanlara uzar bu iş. Ben tutuklanacağımın farkındaydım. Bizden sonra sıra belediye başkanlarına gelecek. Ondan sonra belki de AKP içindeki muhalif sesleri cezaevine gönderecekler. Ben AKP’lileri de bekliyorum. Tek kişilik bir hücrede kalıyorum. Akşam saat 8’e kadar dışardayız. Odamda sıcak su yok.
KÜNYEDE ADIMIZ YAZDIĞI İÇİN
Erol Önderoğlu (Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi): Toplumsal muhalif tabanı hedef alan ve herkesi baskılayan sistemli bir kalkışma var. Baskıların medya dışına taştığı bir süredir görülüyordu. Bize koca bir gözdağı veriyorlar. Türkiye’de bundan sonra her şey beklenebilir. Bu tutuklamalar sembolik, alınan insanlar da sembol. Bahsedilen haberlerde, haberi yazanın ismi olmadığı için künyede de bizim adımız yazdığı için bizi tutukladılar.
BURADA HAK İHLALİ VAR
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (TİHV Başkanı): Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahkûmlarla aynı koşullarda kalıyorum. Burada hak ihlalleri var. Tek kişilik hücreler en üst katta olduğundan, havalandırma için 3 kat aşağı indirilmem gerekiyor. Tutuklanma gerekçemde ‘Tutuklanmaya engel hali yok’ deniliyor. Bu 78 milyon insanın tutuklanmasına yol açar. Reşit ve sağlıklı olmak tutuklanmaya yol açabilir. Esas ‘Cizre Raporu’ onların canını sıktı. Ben bu tutuklamaların bilinçli olduğunu düşünüyorum ama bu bilincin ‘yetkin bir bilinç’ olmadığını da düşünüyorum.”