AKP'li vekilin bacanağına infaz

İddiaya göre, AYTEKS’in Yönetim Kurulu Başkanı 3 çocuk babası Mehmet Emin Aytekin, iddiaya göre liseden sınıf arkadaşı olan petrolcü Serdar Nehir’i 15 gün önce arayarak, bir süre önce verdiği 500 bin doları istedi. Bunun üzerine Serdar Nehir, Aytekin’e, “Kıbrıstayım, gel paranı vereyim. Hem de birkaç gün burada dinleniriz” diyerek yanına çağırdı. Aytekin, ailesine işleri nedeniyle Kıbrıs’a gideceğini söyleyerek Gaziantep’ten ayrıldı. Ancak, 4 gün geçmesine rağmen kendisinden haber alamayan ailesi, durumu polise bildirdi.

Polis Aytekin'i ararken, 24 Şubat’ta Girne’deki Eziç Restoran’ın yakınlarında silahlı çatışma çıktı. Çatışmanın tarafları 27 BS 227 plakalı otomobille kaçtı. Polis kısa sürede otomobili durdurarak, içindeki Serdar Nehir, Ertan Nehir ve Mustafa Tolga Mutlu’yu gözaltına aldı. Otomobilde kan kalıntıları ve kurşun izlerinin bulunması üzerine bu kişiler sorgulamaya alındı. Yapılan arama sonucu Serdar Nehir’in üzerinde, Mert Musa Beyoğlu adına düzenlenmiş sahte kimlik çıktı. Otomobilin de sahte belgeli olduğu anlaşıldı.

ÖLDÜRÜP ARAZİYE GÖMMÜŞLER

Zanlılar, sorgulamalarında kendilerine sorulan Gaziantepli iş adamı Mehmet Emin Aytekin ile görüşmediklerini ileri sürdü. Ancak, polis Serdar Nehir ile Aytekin’in olaydan kısa bir süre önce birlikte kaldıkları Jasmine Cort Otel’deki güvenlik kamerası görüntülerini gösterdi. Bunun üzerine zanlılar, Mehmet Emin Aytekin'i öldürüp çatışmanın çıktığı restoranın yakınlarındaki boş bir araziye gömdüklerini söyledi. Gömüldüğü yerden çıkartılan Eytikun'in cesedi, Gaziantep’ten giden yakınları tarafından teşhis edildi. ‘Adam kaçırma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yaralama, polis rehin alma’ iddialarıyla çok kez cezaevine girip tutuklu kaldıktan sonra salıverilen Serdar Nehir ile birlikte Ertan Nehir ve Mustafa Tolga Mutlu, KKTC'de çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Aytekin’in yanısıra 2003’te Serdar Nehir ile birlikte 3 polis memurunun rehin alınıp silah ve telsizlerinin gasbedilmesi olayından sonra düzenlenen operasyonda yakalanan arkadaşı Mustafa Tekce’nin de grupla birlikte Kıbrıs’ta olduğu ve kendisine ulaşılamadığı belirtildi.

BABASINI ÖLDÜRMEYE AMETTİRMEKTEN YARGILANDI

Gaziantep’te petrol işletmeciliği yapan Serdar Nehir, cezaevinde yatarken, avukatı Burhan Veli Torun’u öldürmeye azmettirmekten hüküm giyen babası Hasan Nehir’i öldürtmek için adam tuttuğu iddiasıyla da yargılanmıştı. Hasan Nehir, 2 yıl önce İskenderun’daki yazlığında öldürülmüş, ancak katili yakalanamamıştı. Serdar Nehir, 2003’te ise Ürdün asıllı işadamı Salem Mohammed’i 680 bin dolar uyuşturucu parasını ödemediği gerekçesiyle kaçırmış, işadamının kurtarılması için operasyon düzenleyen 3 polisi rehin aldıktan sonra düzenlenen operasyonda Kilis Yolu’nda iki arkadaşıyla birlikte yakalanmıştı. Serdar Nehir, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ndeki sorgusu tamamlanıp, adliyeye sevkedileceği sırada emniyet müdürlüğünün tuvalet havalandırmasından kaçmış, bir süre sonra polis tarafından tekrar yakalanmış ve cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olmuştu.

MAFYA İLE İŞİMİZ YOK

Bacanağı Mehmet Emin Aytekin’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan ve taziyeleri Gaziantep’teki evinde kabul eden AKP Gaziantep Milletvekili Halil Mazıcıoğlu, “Bizim mafya ile işimiz yok. Bacanağım kendi halinde tekstilcilik yapan bir işadamıydı. Sanık konumundaki kişiyle nasıl tanıştı, nasıl oraya gitti onu da bilmiyoruz” dedi. Mazıcıoğlu, cenazenin Türkiye’den gidecek doktorların yapacağı otopsinin ardından getirilip Gaziatep’te toprağa verileceğini belirterek şunları söyledi:

“Olayla ilgili herkes birşey söylüyor. Yok efendim mafya hesaplaşmasıymış, bunların hepsi yalan. Emin Bey işadamı, mafyayla ilgisi yok, alakası yok. Yargıya intikal ettiği için bilmediğimiz şeyleri konuşmamız uygun değil. Bizim için büyük acı oldu. Sanık konumundaki kişi yer göstermiş ve orada çıkmış. Hem öldürmüşler, hem gömmüşler. Normal bir ölüm değil, bu şekilde ölmesi bizleri ve ailesini çok yıprattı. Sanık konumundaki kişyle bacanağımın nasıl tanıştığını bilmiyoruz. O kişiyi ben bile tanımam. Ama ben bacanağımı tanıyorsam, kumar borcu yok, öyle bir kumar oynama huyu yok yani. Kıbrıs’a niye gittiğini de bilmiyorum. Benim, kaybolduğu zaman ailesi tarafından arandığında bilgim oldu. Bacanağımın yeraltı dünyası ile ilişkisi olduğu iddialarına da inanmıyorum. Bu sanık konumundaki kişinin uydurması var. Bu işlerde yön saptırma da olabiliyor.”