Güncelleme Tarihi:
Resul Tosun, Yeni Şafak gazetesinde kaleme aldığı “İrtica Bahane” başlıklı yazısında irtica konusuyla Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olması arasında bağlantı da kuran ilginç değerlendirmelerde bulundu.
Tosun, irtica için, “200 yıldır tarif edilemeyen ama istenilen kişiye ya da zümreye giydirilen bir mahkumuyet urbası” nitelemesinde bulundu. İrtica kavgasının ne laikliklerle karşıtları ne de cumhuriyetçilerle muhafazakarlar arasında yaşanmadığını belirten Tosun, “Bu mücadele, bu kavga, bu çekişme, bu gürültü, bu patırtı, demokrasiyi hazmedememiş elitlerin sınıf kavgasıdır” dedi. Tosun, bu zamana kadar belli bir kesimin hep Türkiye’nin yönetiminde olma hakkını kendinde gördüğünü, ancak gelinen noktada bu durum değişince irtica tartışmasının ortaya atıldığını savunarak şöyle yazdı:
HEP ONLAR BAKAN, VEKİL, MÜDÜR OLACAKLARDI
“Onlar ülkeyi ne güzel idare ediyorlardı. Onlar vekil seçiliyor, onlar bakan oluyor, onların çocukları genel müdür oluyor, onların adamları müdür oluyor, onların tasvip ettikleri kimseler yönetim kadrolarında yer alıyor, halk da kuzu kuzu itaat ediyordu.
Halk demokratik hakkını kullanmaya başlayıp kendi istediklerini iş başına getirmeye başlayınca, halkı yönetme hakkının sadece kendisinde olduğuna inanmış o kesim, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi mızıkçılık yapmaya başladı.”
MUHTAR BİLE OLAMAYACAK ERDOĞAN NASIL CUMHURBAŞKANI OLUR
Tosun, irtica açıklamalarının Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını önlemeye yönelik bir çaba olduğu tespitinde bulunurken de, Türk halkının zaten dindar olduğunu, yönetime gelen halktan insanların da sosyal çevresini, ailesini ve kültürünü terk etmediğini, bütün özelliklerini koruduğunu, “İşte kavganın başladığı nokta da burası” diyerek vurguladı. Tosun, irtica ile Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı arasındaki bağlantıyı şöyle ifade etti:
“Nasıl oluyor da sadece sokakta seyirci olması gerekenler protokolde yer alıyorlar? Nasıl oluyor da sadece emir alması gerekenler emir vermeye başlıyor? Nasıl oluyor da yönetilmesi gerekenler yönetime talip oluyor ve nasıl oluyor da muhtar bile olmaması gerekenler başbakan oluyor? Hadi Başbakanlığı neyse de nasıl olur da Cumhurbaşkanı olur? İşte hazımsızlığın, işte kavganın, işte gerginliğin temel sebebi budur. İrtica mirtica sadece bahanesi.”
İRTİCA GULYABANİSİ
Tosun yazısında, irticanın kendi fildişi kulelerinden dünyaya nizam vermeyi kendilerine ebedi bir hak olarak gören kesimin kullandığı bir söylem olduğunu, bu kesimin halkla içiçe yaşamadığını savundu. Tosun, bu kesimin “fildişi kulelerinden ayrılıp palkın arasına karışmaları, halkla aynı apartmanlarda oturmaya başlamaları halinde, irtica diye salınan korkunun gulyabaniden başka bir şey olmadığını göreceklerini” yazdı. İrticanın her kalıba oturtulabilen bir itham olduğu iddiasında bulunan Tosun, irtica diye bir suç olmadığını, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının irtica tartışmalarıyla önlenemeyeceğini kaydederek şunları yazdı:
ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANLIĞINI İRTİCA DİYEREK ÖNLEYEMEZSİNİZ
“Bu mücadelenin devletin en üst düzey makamı olan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kızışması bence gayet normaldir. Kendini yönetmek için yaratılmış sanneden sınıf, yönetilmek için yaratıldığını zannettiği sınıfın yönetime yükselmesine karşı direnecektir. İşte demokrasinin fazileti de burada çok belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. Şartları haiz olan herkes seçilme hakkına sahiptir. Yasal manisi bulunmayanlara karşı nasıl bir mücadele verilebilir. En geçerli yafta irticadır. Şu anda yapılan budur. İrtica ithamıyla karalama yöntemi. Eğer ortada bir suç varsa onun cezasını verecek olan kurum da vardır. Ortada tarif edilmeyen, gösterilmeyen bir suç yoksa, bu söylem siyasi bir söylem olmaktan öteye geçemez ve demokrasi kuralları içinde şartları haiz olan her vatandaş Cumhurbaşkanı seçilebilir. Bunu artık herkesin kabullenmesi lazımdır."