Güncelleme Tarihi:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar’ın bir yazısıyla ilgili mahkumiyetini, laiklik karşıtı görüş açıklamayı "düşünce özgürlüğü" kapsamında değerlendirmişti. Genel Kurul kararı, 13'e karşı 14 oyla, alınmıştı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun verdiği bu karara muhalif kalan Yargıtay üyeleri, yazdıkları muhalefet gerekçesini milletvekili olmadan önce Hukukçular Derneği Başkanı'yken “Laiklik hukukla korunmalı mı?” başlıklı yazısıyla eleştiren Tuna aleyhine toplam 100 bin YTL lik tazminat davası açtı.
“LAİKLİK ELEŞTİRİLEMEZ” DİYEN YARGIÇLAR TASFİYE OLACAK İDDİASI?
Tuna, yazdığı “Laiklik hukukla korunmalı mı?” başlıklı makalesiyle karara muhalif kalan Yargıtay üyeleri Ersan Ülker, Hamdi Yaver Aktan, Mehmet Hulusi Özek ve Ali Erol Özgenç’i eleştirerek şu görüşleri dile getirmişti:
“Karara 13 yargıcın muhalif kalması, hukuki açıdan normal olmakla birlikte, insan haklarına ‘yargıç bakışı’ açısından ümit kırıcı olduğunu düşünüyoruz. ‘Ret’ gerekçelerine, ilmi, hukuki niteliği olan gerekçeler yerine ‘Sivas olayları’ gibi ideolojik saplantıları çağrıştıran gerekçelere sığınılması, hukuk adına, özgürlüklerin insan haklarına uygun olarak yorumu adına kaygı verici ve kayıp olduğunu düşünüyoruz. Ne var ki bu durağan, değişime direnen anlayışın kaygı verici ve kayıp olduğunu düşünüyoruz. Ne var ki bu durağan, değişime direnen anlayışın daha fazla sürdürülmesine imkan olmadığı, süreç içerisinde tasfiye olacağına da inanıyoruz”
YARGITAY ÜYELERİ, “DAR GÖRÜŞLÜ HAKİMLER’ OLARAK GÖSTERİLDİK
Tuna’nın yazdığı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, ‘dar görüşlü hakimler’ olarak tanıtıldıklarını, bazı yargı mensuplarının özgürlüklerin önünde engel olma fonksiyonu icra ettiğini iddia eden Yargıtay üyeleri Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne manevi tazminat talebiyle dava açtı.
MAHKEME, DAVAYI REDDETTİ
Tazminat davasını reddeden Mahkeme, kararında şu görüşlere yer verdi:
“Yazının özünde; ceza yasalarının özgürlükçü bakış açısı ve anlayışı ile hazırlanmasının önüme yanında, bu yasaları uygulayan yargıçların yorumlama ve özgürlüğe bakış açılarının daha da önemli olduğu vurgulanarak, TCK nun 212/2. maddesinden verilen bir mahkumiyet kararının Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda tartışılması sonucu 13’e karşı 14 oyla alınan kararın, özgürlükleri evrensel ölçütlere uygun yorumlama ve özgürlüklerin önünü açıcı olması bakımından umut verici olduğu, karara muhalif kalan yargıçların görüşlerinin hukuki açıdan normal olsa da, özgürlüklerin insan haklarına uygun yorumu açısından ümit kırıcı olduğu vurgulanıp, davacıların da katıldığı, karara muhalif olan görüş eleştirilmiştir. Zaman zaman bazı yargı mensuplarının özgürlüklerin önünde bir engel olma fonksiyonu icra ettiklerine bile tanık olunduğu belirtilerek, daha geniş bir zaman dilimi ve Yargıç kitlesi kastedilerek eleştirisinin sürdürüldüğü; yazıda, davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturacak ifadeler kullanılmamış, ifade özgürlüğünün sınırları, bunun kamu düzeni ve güvenliği açısından tehlike oluşturması halinin yasaların özgürlükçü gelişimi ve uygulanması bakımından nasıl olması gerektiği, yazarın kendi görüş ve değerlendirmesi doğrultusunda ve Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun anılan kararı konu edilerek yorumlanmıştır. Bu durumda ise yapılan eleştirinin davacılara atfen olduğu kabul edilse bile eleştiri sınırlarının aşılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir”
YARGITAY: “YARGITAY ÜYELERİNE HAKARET EDİLDİ”
Davacı Yargıtay üyeleri, Yerel Mahkemenin verdiği kararı temyiz etti. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararın bozulmasına hükmetti. Yargıtay, bozma gerekçesinde şu görüşlere yer verdi:
“Davacıların da içinde yer aldıkları anılan Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına karşı oy yazan üyelerin ilmi ve hukuki niteliği olan gerekçeler yerine ideolojik saplantılarını ortaya koydukları, kısa süre içinde tasfiye edilecekleri ileri sürülerek hakaret edilmiş, toplumun belli bir kesimine karşı hedef olarak gösterilmek suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Bu yüzden davacılar lehine uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından bozulmasına karar vermek gerekmiştir”
YEREL MAHKEME MAHKUMİYET VERECEK
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin verdiği bozma kararına iki üye muhalif kaldı. Yerel Mahkeme, Yargıtay’ın verdiği bozma kararına direnerek, “Yasa maddelerinin yorumu ve buna göre yapılacak uygulamaların toplumda, hele hukukçular arasında tartışılıp eleştirilmesi toplumun demokratik yapısının gereklerindendir. Yayınlanan yazı da tamamen eleştiri sınırları içerisindedir” görüşünü savundu.
Bugün toplanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına hükmetti. Bu kararın ardından yerel mahkeme, Tuna aleyhine açılan davayı kabul etmek zorunda kalacak.