AKP'den Demirel'e: Takıyyenin babası sensin

Güncelleme Tarihi:

AKPden Demirele: Takıyyenin babası sensin
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2006 12:40

Eski Cumhurbaşkanı Demirel ile AKP arasındaki polemik giderek sertleşiyor. Demirel'in "türbanlıların yeri Suudi Arabistan" açıklamasının ardından başlayan polemikte ilk ağır benzetmeyi AKP Grup Başkan Vekili Faruk Çelik yapmıştı. Çelik'in Demirel'i Hitler'e benzetmesinin ardından Başbakan Erdoğan da Demirel'i "Cingöz Recai siyaseti" yapmakla suçlamıştı. Erdoğan bu sözleri kullandığı sırada tribünlerdeki AKP'liler de "Sen Patagonya'ya git bunamış" diye tezahurat yapmıştı. Bugünkü Yeni Şafak Gazetesi'nde eleştirileri devam ettiren AKP'li Tosun ise Demirel'i "Siyasi takıyye'nin babası" olarak tanımladı.

"Türbanlılar Suudi Arabistan’a gitsin" sözleri nedeniyle AKP’lilerin eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e yönelik eleştirileri sertleşerek sürüyor. AKP Tokat Milletvekili Resul Tosun, Demirel’i, "Siyasi takiyyenin babası" diye niteledi.

Tosun Yeni Şafak Gazetesi’ndeki yazısında Demirel’e yönelik yeni eleştirilerde bulundu. Tosun 1960’lı yıllarda babalarının Menderes sevgisiyle onun yolunda olduğuna inandıkları AP’yi desteklediklerini, Demirel’i de "dindarların hamisi" olarak gördüklerini belirtti.

NECİP FAZIL VE ERBAKAN SÖYLEMİŞTİ

"Aynı yıllarda rahmetli üstad Necip Fazıl Büyük Doğu mecmuasında bu zatın babalarımızı kandırdığını yazıyor, hakkında belgeler yayınlıyordu" diyen Tosun, aynı dönemde AP’den milletvekili olup daha sonra istifa eden Hüseyin Abbas’ın da kendilerine, "Demirel’in dindarları nasıl kandırdığını" anlattığını ifade etti. Tosun, daha sonra Necmettin Erbakan’ın da Anadolu’da verdiği konferanslarda "Demirel’in gerçek yüzünü anlattığını, ve ona oy verenleri ikaz ettiğini" belirtti. Demirel’in türbanlılarla ilgili sözlerini görünce bu gerçekleri hatırladığını kaydeden Tosun şöyle yazdı:

BAŞÖRTÜSÜ SORUNUNUN MİMARI

"Sayın Demirel dindarları ikna edecek ve oylarını devşirecek oranda onlardan görünmüş, ama hayatı boyunca bugünkü çizgisini sürdürmüş farklı bir siyasetçidir. Yeri gelmiş Kur’an’ı öpüp başına koymuş, ama milletin anlamayacağı kelimelerle de kendi çizgisini sürdürmüştür. Yeri gelmiş gizlice ziyarete ettiği tarikat şeyhlerinin kahvelerini içerek oylarını devşirmiş, ama opera ve bale toplantılarında özlediği Türkiye’nin bu Türkiye olduğunu haykırarak, bugünkü çizgisinden gerçekte taviz vermemiştir. Sayın Demirel bu yönüyle de siyasi takiyyenin babası olmuştur. Dindarların yanında görünmüş ama asla dindarların düşüncesini paylaşmamıştır. Türkiye’de başörtüsü sorununun da 90’lı yıllarda yaşanan olağanüstü sürecin de baş mimarı sayın Demirel olmuştur. Bu itibarla da sayın Demirel son dönemde gerçek kimliğini daha bariz bir şekilde biraz daha şeffaf olarak sergilemektedir. Evvelki gün ’Başörtülüler Arabistan’a’ derken de gerçek kimliğiyle karşımıza çıkmıştır."

"BU AYAKLAR SENİN Mİ SÜLEYMAN"

Resul Tosun, "Şimdi bu Demirel ’Başörtülüler Arabistan’a’ demesin de ne desin?" diye sorduğu yazısını bir şiirden alıntı yaptığı dizelerin de yer aldığı şu ifadelerle tamamladı: "Sayın Demirel, Köşk’e çıktığı güne kadar dindarlara şirin görünmüş ama asla onlar gibi düşünmemiş usta bir takiyyecidir. Sayın Demirel’in ’başörtülüler Arabistan’a’ sözünü duyunca şair Ali Akbaş’ın şu dizeleri hatırıma geldi: ’Bu ayaklar senin mi Süleyman/ Bu ayaklar nasıl ayak/ Hadi yorgana sığdı diyelim/Mezara nasıl sığacak?’"
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!