Turan YILMAZ-Hasan TÜFEKÇİ/KIZILCAHAMAM
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2005 01:59
Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam’da AKP’den istifa edenleri sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, halkın taktığı AKP rozetini açık artırmaya çıkarmadıklarını belirterek, ‘Siyaseti tabansız, ilkesiz gören ve kimliğini düşürenleri halk müebbet yalnızlığa mahkûm eder’ dedi.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinden istifa eden milletvekillerine sert çıktı. AKP’nin dün Kızılcahamam’daki Asya Termal Oteli’nde başlayan 4’üncü İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda milletvekillerine seslenen
Erdoğan, şunları söyledi:
NASİP MESELESİ Sizler, ağır bir zemherinin ardından Türkiye’yi bahara kavuşturdunuz. Yüreklerinizi ortaya koydunuz. Herkesi mahcup ettik. Ama kimsenin mahcup olmasına sevinmedik. Bu nasip meselesi. Ama yüreği bu sevinci fazla taşıyamayacak olanlar var.
GİRDAP Küçük olsun benim olsun siyaseti, millete sağır geleceğe kör siyasettir. Kendisini ister merkez, ister çevre adına tanımlasın, Türkiye’yi kucaklama yeteneğinden yoksun siyasettir. Bunlar halktan değil, zaaf alanlarından besleniyor.
RUH ÇAĞIRANLAR Arada bir ruh çağıranlar var. Türkiye’nin sarılmış yaralarını kaşıyanlar var, negatif elektrik yayanlar var. ‘Ah o günler neydi’ diyenler var. Sormak lazım, kaç kişi kaldınız siz, kaç kişi?
MÜEBBET MAHKÛMİYET Yapay gündem oluşturup sonra da o zeminde siyaset yapanların, bizim Türkiye tasavvurumuzda ve siyaset anlayışımızda yeri yoktur. Siyaset yapmakla üretmek aynı şey değildir. Siyaseti asıl belirleyen halktır. Siyaseti halksız, tabansız ve kimliksiz sananları ya da kimliklerini düşürenleri halkımız müebbet yokluğa ve unutulmaya mahkûm eder.
DRAMATİK SON Adalet yerine imtiyaz isteyenlerin ihtirası akıllarını gölgeliyor. İnsanın en dramatik sonudur bu. Hakkaniyet terazisi bozulunca her şeyi kendisine hak görür. Onlara göre iktidar sadece onlara layıktır. Siyaset sahnesinde ‘Ayna ayna söyle bana’ diyenlerin yekunu yüksektir. Ama bunların hiçbirinin sonu iyi olmamıştır, kötü olmuştur.
ALDIRMA GÖNÜL Azmimizi kıracak heyecanımızı azaltacak şeyler olmuyor mu, oluyor. Ama bunları ‘aldırma gönül aldırma’ diyerek karşılıyoruz. Millet, taşeron, mazeret, gerilim ve hülle siyaseti ile beslenenleri, koalisyon kuvvetlerini yıllardır taşıdı ama sonunda mezara gömdü.
ROZET AÇIK ARTIRMASI Bizi üzen, bu milletin ağırlığını taşıyamayanların durumudur. Milletimizin yakamıza taktığımız ‘Adalet ve Kalkınma’ rozetini biz asla açık arttırmaya çıkarmıyoruz. Aynı yüzle bu milletin karşısına çıkıyoruz, buna yüzümüz var. Dümenimizi doğrudan başka bir yöne çevirmedik.
Erken seçim istemek ihanetBAŞBAKAN Erdoğan, bütün ekonomik parametreler iyiye giderken, ülkede istikrar, güven, inanılırlık varken erken seçim istemenin ‘ülkeye ihanet’ anlamına geldiğini söyledi.
Erdoğan, Levent’teki TOBB Center’da Eurochambers Başkanlık Divanı toplantısına katıldıktan sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ‘Ekonomideki iyi gelişmeler, erken seçimle tersine dönebilir mi?’ sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
‘Şu anda erken seçim ifadesini kullanmak, ağır konuşayım, bana göre bu ülkeye ihanettir. Ekonominin istikrarında en önemli şey güvendir, istikrardır. Bütün ekonomik parametreler iyiye giderken, ülkede istikrar, güven, inanılırlık varken, ortada erken seçime gerek duyulabilecek bir durum yokken, kalkıp da bunu gündeme getirmenin hiçbir anlamı yok. Bizim böyle bir sıkıntımız, derdimiz de yok. Bu konuda kararlıyız. Buna biz noktayı koyduk. Böyle bir şey söz konusu olamaz.’
Akıllı tüccar dünyayı dolaşırERDOĞAN, Kızılcaham’da ‘çok gezdiği’ eleştirilerine de yanıt verdi. ‘Seyahat ediniz rızkı bulursunuz’ sözünü anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘Akıllı tüccar fellik fellik dünyayı dolaşıyor, rızkını böyle kazanıyor. Biz de onun için dolaşıyoruz. Biz bundan endişe duymuyoruz, derdimiz de değil. İktidara geldiğimizde Ankara’ya mahkûm değil işadamlarıyla dünyayı fellik fellik dolaşan bir iktidar geliyor demiştik.’
Mumcu’ya turizm eleştirisiERDOĞAN, 20 milyon turisti inşallah bu yıl Türkiye’ye çekeceklerini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Artık kum-deniz-güneş üçgenine sıkışan turizm yok. Bunların yanında artık, inanç ve kültür turizmi de var. Bundan istenileni şimdiye kadar alamamıştık, ama şimdi alacağız. Yeni bakanımız bu doğrultuda çalışacak. Altını kalın çiziyorum, ne demek istediğimi anlıyorsunuz.’