Güncelleme Tarihi:
Partisinin İstanbul İl Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Şahin, hükümetin TBMM'yi adeta yaz-boz tahtasına çevirdiğini belirterek, halkın bütün bu zigzaglar karşısında Hükümete, onun şahsında Meclis'e ve rejime olan güvenini kaybettiğini savundu.
Hükümetin, Anayasa Mahkemesi'nin, Şartla Salıverme Yasası'nın bir cümlesini iptal etmesinden sonra yeni bir tasarı hazırlığında olduğunu ifade eden Şahin, "Eğer o tasarı yasalaşırsa, 20 bin civarında tutuklu ve hükümlü daha salıverilecektir. Yani yeni Yener Yermez'ler sokakta olacaktır" diye konuştu.
Şahin, mali sektörün yeniden yapılandırılmasını amaçlayan tasarının 3 maddesinin Cumhurbaşkanı tarafından iptal edilmesine de değinerek, yasanın bu şekilde çıkmaması gerektiğini defalarca söylediklerini ama kimseye dinletemediklerini bildirdi.
'SUÇLUYU GÖZÜNDEN TANIRIM' DEVRİ BAŞLAYACAK
Mini demokrasi paketinin, Türkiye'deki hukuk standardını AB standartlarına uydurmak ve Kopenhag kriterlerini Türkiye'ye taşımak için hazırlandığının söylendiğini dile getiren Şahin, ama içeriğine bakıldığında bütün bunları ters yüz eden bir tasarıyla karşılaşıldığını ifade etti. Şahin, şöyle devam etti:
"Bu tasarının, Türkiye'ye getirdiği hiçbir yenilik ve iyileştirme yok. Bu tasarıdan en büyük zararı basın yayın organı mensupları, yazar, çizer ve düşünürler görecek. Bu paketin aynen yasalaşması durumunda Türkiye dünyada daha da yalnızlığa itilir ve AB de rüyadan ibaret kalır. Tasarı yasalaşırsa 'ben suçluyu gözünden, yürüyüşünden tanırım' devri başlayacak ve ihtimaller suç sayılacaktır. Hükümetin enbüyük hatası burada. Bu tasarıya tıpkı Batı standartlarında olduğu gibi mevcut, yakın ve açık tehlike nazariyelerini getirmesi gerekirdi."
LİDERLERE ÇAĞRI
Hükümetin tasarıyı hazırlamadan önce yerli ve yabancı ceza hukukçularıyla görüşmediğini, koalisyon liderlerinin konuyu sadece kendi hukukçularıyla tartıştığını savunan Şahin, şunları söyledi:
"Koalisyon liderlerini, özellikle de Devlet Bahçeli'yi arkadaşları eksik bilgilendiriyor. Bahçeli, muhalif görüşleri savunan hukukçular tarafından da bilgilendirilirse bir orta yol bulunabilir. Mantıklı bir şekilde ortaya konduğunda Sayın Bahçeli'nin bu önerileri reddetmesi mümkün değil. Bu çağrım aynı zamanda her üç lidere..."
Åžahin, konuÅŸmasını, "Türkiye, ölü Menderes'lere, ölü Nazım'lara, ölü Necip Fazıl'lara hayat vermeye çalışırken, hayattaki Menderes'leri, Nazım'ları ve Necip Fazıl'ları susturma, yok etme ve yok sayma çeliÅŸkisinden kendisini kurtarmalıdır" diye tamamladı.Â
   Â
 Â