Son yıllarda rotasını turizme çeviren Mersin’de nükleer santral kurulması için Rusya ile anlaşma imzalanması kentte soğuk duş etkisi yarattı. Anlaşmanın imzalanması üzerine sivil toplum kuruluşu temsilcileri toplanarak, bundan sonraki eylem planını hayata geçirmek için görüştü. 3 saat süren toplantıda, anlaşmanın iptali için Danıştay’a dava açılması kararı alındı.
Mersin Sanayici İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Ali Doğan, nükleer santral anlaşmasının imzalanmasının yanı sıra, ‘Mersin’in sahibi yok’ düşüncesiyle hareket edilmesinin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Nükleer santralin düşünüldüğü Mersin’in turizme odakladığını belirten Doğan şöyle konuştu:
“Nükleer santral haksız şekilde Mersin’in başına bela edildi. ‘Nasılsa Mersin’de seslenmiyorlar, biz bunu yapalım’ denildi ve bunu yapma aşamasına getirdiler. Mersin 3 sektörden biri olarak turizmi seçmiş. Biz de orayı turizm alanı yapacaktık. Nükleer santral o bölgede faaliyete geçerse Mersin turizmi ölür. Kesinlikle turizm yatırımcısı gelmez. Akkuyu’ya kazma vurdurmayacağız. Elimizden gelen her türlü hukuksal haklarımızı kullanacağız. Kısa sürede Danıştay’a dava açarak, anlaşmanın iptalini talep edeceğiz. Eğer kazma vurulursa Mersin kesinlikle kaybeder.”
‘YERİ GÖRSELER, YAPMAZLAR’ Rusya ile Akkuyu Nükleer Enerji Santrali yapım anlaşmasının imzalandığını günü Mersin için ‘Yas günü’ olarak yorumlayan Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de nükleer enerjiye ihtiyaç varsa, bunu akademisyenlerle tartışıp, yapılacak bölge ondan sonra belirlenmeli. Kafaya konulanı yapmak hatadır. Sayın Başbakan, Rusya Devlet Başkanı ile birlikte buraya gelip, o yeri görmüş olsalar, inanıyorum ki vicdanları sızlayacaktır. O yere nükleer santrali koymayacaklardır. Yüzde 20’nin üzerinde işsizliğin olduğu Mersin’de, işsizliği en çok kaldıracak turizmi baltalayacak bir tesisin kurulması bizleri çok üzüyor.”
‘DEPREM RİSKİ’Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Faik Burakgazi de, yönünü turizme dönen kentte nükleer santral yerine turizmin tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Çeyrek yüzyıldır ‘Akkuyu’ya ve Mersin sahillerine kıymayın’, ‘Nükleer Santral yapmayın’, ‘Dünyanın bu en nadide koyları, ölüm ve korku sarmalında anılmasın’ diye haykırıyoruz. Bunun yanı sıra Akkuyu’yu depremsellik açısından inceleyen yeni bir rapor yok. Bu durum santralin güvenliği ile ilgili kaygıları da arttırmaktadır. Saha Lisansı çeyrek asır önce verilmiştir. Türkiye deprem haritası ise 24 yılda değişkenlik göstermiştir. Yerbilimciler, Ecemiş Fay Hattı’nın Akkuyu bölgesine doğru ilerlediğini bildirmektedir. Son yıllarda Akdeniz’deki deprem hareketliliğini buna bağlamaktadır.”
Faik Burakgazi, sözleşmenin imzalanmasıyla sadece Akkuyu santral bölgesinde 10 binlerce yataklık turizmin heba edildiğini, Mersin’in Silifke İlçesi’nden Antalya’nın Gazipaşa İlçesi’ne kadar olan kıyı şeridinin bu yatırım nedeniyle olumsuz etkileneceğini, buna izin vermemek için yargı sürecini başlattıklarını da belirtti.
‘KAPALI KAPILAR ARDINDA’Mersin Nükleer Karşıtı Platform Başkanı Sabahat
Aslan ise, yer lisansı koşullarının değişmesine rağmen anlaşmanın imzalanmasının şoku içinde olduklarını, 2 ay önce yer lisansının iptali için de dava açtıklarını kaydederek şunları anlattı:
“Ne yazık ki hükümet ülke ve kamu yararını gütmeyen, kapalı kapılar arkasında, yangından mal kaçırır gibi kentimizi ve ülkemizi çok yakından ilgilendiren bir anlaşmaya alelacele imza atmıştır. Hiç ihtiyaç olmayan, kentimizin turizmini, hayvancılığını, balıkçılığını ve tarımını çok ciddi şekilde etkileyecek, ülkemizin hiç ihtiyacı olmayan nükleer santrallere neden bu kadar çok çabuk imza atıldı anlamış değiliz. Bizler Mersinliler olarak nükleer santral istemiyoruz. Mersin’inin güneş kenti olarak anılmasını istiyoruz. Kentimizin nükleer santrallerle anılmasını istemiyoruz. Bu nedenle hükümetin bu kararını onaylamıyoruz. Bundan sonra demokratik mücadelemiz çok daha etkin bir şekilde devam edecek. 1972’lerden günümüze kadar bölgede yaşayan yurttaşlarımız, turizme ve tarıma ciddi yatırımlar yapmışlardır. Nükleer santrallerin kurulması ile halkın geçim kaynağı olan turizm, hayvancılık ve tarımın biteceği, insan sağlığının bozulacağı açıktır. STK’lar olarak konuyu yargıya taşımaktan başka çaremiz kalmamıştır. Akkuyu’nun yer lisansı yaklaşık 40 yıllıktır. Yer lisansının iptali için 2 ay önce dava açtık. Hukuki süreç devam ederken, hükümetin böyle bir karar almasını çok olumlu bulmuyoruz.”
Türkiye’de Nükleer enerjinin serüveni 1955- Başbakanlığa bağlı ‘Atom Enerjisi Komisyonu’ kuruldu.
1957- Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (EAEA)’na üye olundu.
1962- İstanbul Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nde 1 MW gücünde TR-1 adı verilen deney reaktörü işletmeye alındı.
1967- Nükleer santrallerle ilgili ilk etütler yapıldı.
1977- İşletmeye girecek ‘ağır-su’ tipi nükleer santral kurulması öngörüldü, ancak proje gerçekleştirilemedi.
1974- 1983’te işletmeye alınacak şekilde Güney Anadolu’da nükleer santral kurulması kararlaştırıldı.
1976- Mersin’in Gülnar İlçesi’ne bağlı Büyükeceli Beldesi Akkuyu mevkii santral yeri olarak belirlendi. Yer lisansı alındı, temeli atıldı, ancak, ihale sonuçsuz kaldı.
1980- İkinci santral yeri olarak Sinop’un İnceburun mevkii seçildi.
1982- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu kuruldu.
1996- Akkuyu Santralı için ihaleye çıkıldı, ancak 8 defa ertelendi.
2000- Merhum Bülent Ecevit’in Başbakanlığı sırasında, Temmuz 2000’de Akkuyu Nükleer Santral Projesi Bakanlar Kurulu kararıyla iptal edildi.
2006 -Enerji Bakanı Hilmi Güler, ihale sürecini başlattıklarını açıkladı.
2007 -Nükleer santral ihalesi ile ilgili çalışmalar hızlandı.
2008- 21 Şubat’ta firmalara yönelik davet çıkarıldı.
2009 -Nükleer santral için son hazırlıklar başladı. Nükleer santral ihalesinde tek teklif ve fiyat tartışılırken, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), santral kurulması için gereken son düzenlemeleri de yapıyor. TAEK, bir sahada nükleer güç santrali kurulabilmesi için nükleer güvenliğe ilişkin olarak uyulması gereken esasları ve radyasyonun zararlı etkilerine karşı korunma için gereken önlemleri belirledi.
2009- Nükleer Santralde ‘Hukuki Çalışma’ için süre 2 ay uzadı
2009- Danıştay Nükleere ‘Dur’ dedi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Nükleer Santral İhalesi Yönetmeliğinin 5. ve 10. maddeleri için yürütmeyi durdurma kararı verdi.
2009- Nükleer santralde yüce divanlık skandal. Nükleer santralin tek teklif ve yüksek fiyat ile tartışma konusu olan yarışmasında komisyonun, ‘Rusya’daki en pahalı benzerinin bile iki katı para istiyor’ sonucuna vararak olumsuz karar verdiği ortaya çıktı.
2010- Nükleer santral, ihalesiz Rusya’nın. Başbakanın Moskova ziyaretinde, hükümetin ihaleyle yaptırmak üzere yola çıktığı nükleer santralın ihalesiz olarak Ruslara yaptırılması konusu karara bağlandı. İmzalanan ‘Türkiye’de Nükleer Santral Tesisi Konusunda İşbirliği Ortak Beyannamesi’ uyarınca, santral devletten devlete anlaşma yöntemiyle yapılacak.
2010- 12 Mayıs’ta anlaşma imzalandı. Türkiye ile Rusya arasında vize uygulamasını karşılıklı olarak kaldıran ve Mersin’in Gülnar İlçesi’ne bağlı Büyükeceli Beldesi’ndeki Akkuyu’da kurulması planlanan Türkiye’nin ilk nükleer santralin için tarihi imzalar atıldı.