Güncelleme Tarihi:
KARARGÂH iddianamesinin özetinin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi. İlk savunmayı eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk yaptı. Öztürk, “46 yılını böyle bir üniforma içinde geçiren bir asker için bundan daha büyük ceza ne olabilir. Yüce milletim ve beni yetiştiren komutanlarım herkesi iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine katkım, hatta haberim yoktur. Şehit yakınlarının acılarını paylaşıyorum”dedi.
AKAR ENDİŞELİYDİ
Öztürk’ün savunmasının ardından çapraz sorgusu yapıldı. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, ilk ifadesinde “Genelkurmay Başkanı Hulusi Akara rahattı” sözünü açıklamasını istemesi üzerine, “Genelkurmay Başkanı rahattı ama endişeliydi” dedi. Mahkeme Başkanın “İstese odadan çıkabilecek durumda mıydı” sorusuna da Öztürk, “Dışarıda silahlı askerler vardı. Etrafında kimse yoktu ama kapıda silahlı askerler vardı” dedi.
Sanıklara urgan fırlattılar: Protesto için Sincan Cezaevi’ne gelen ve kampusa girmelerine izin verilen vatandaşlar, sanıklara urgan fırlatarak, “Vatan hainlerine idam isteriz” sloganı attılar.
ENGELLEYİCİ TAVRI YOKTU
Öztürk, Akıncı Üssü’nde Akar’ın tutulduğu odadaki isimlerin üst edasıyla değil kesinlikle tam bir askeri saygı içinde davrandıklarını söyledi. Öztürk, Ömer Faruk Harmancık’ın iki sayfalık bildiriyi okuyup Akar’a “imzalayın” dediğini zinhar, kesinlikle hatırlamadığını belirtirken, “Ama ben çıkmışken bu olmuş olabilir” dedi. Öztürk, “Genelkurmay başkanıyla 7 saat geçirdiniz. Ben bu darbeyi engelleyeceğim tavrı var mıydı” sorusuna, “Hayır öyle bir tavrı yoktu. Ama TSK olarak ‘rezil olduk’ diyordu. Çok üzgündü” yanıtını verdi. “Ben emrediyorum sizi tutuklatıyorum gibi bir emri de olmadı mı?” sorusuna, “Hayır olmadı” yanıtını veren Öztürk, “En üst düzeyde komutan olarak Akar bir ikazda bulundu mu? Emir komutayı bozmalarından dolayı” sorusuna ise, “Benim yanımda olmadı” dedi.
DİŞLİ, AKAR’IN EMİRLERİNİ UYGULUYORDU
Öztürk, “Sizin oldu mu?” sorusuna ise, “Olmadı. Çünkü üst komuta kademesinden bir kişiyi gördüm. Evimde otururken Abidin Ünal benim 45 yıllık arkadaşım. ‘Orada bir şeyler oluyor, git bak’ dedi. Demesiydi ben bugün burada olmayacaktım. Genelkurmay Başkanı’nın ‘işgalci konumundasınız’ gibi bir sözü de olmadı” yanıtını verdi. “Mehmet Dişli’nin oradaki pozisyonu Akar’ın emirlerini yerine getiren bir pozisyonda mıydı?” sorusuna karşılık, “Evet. Ona karşı gelecek bir pozisyonda değildi” yanıtını verdi.
EVRİM VE SELÇUK LİSTEDE VARDI
“Darbeye karışanlardan FETÖ üyesi olduğunu duyduğunuz oldu mu” sorusuna da Öztürk, “23-24 Temmuz 2015, gelen 68 kişilik listeyi MİT Müsteşarı’na takdim ettim. ‘Gereğini yap’ dedim. Aynı yıl 22-25 kişilik ihbar gelmişti, içlerinde generaller vardı onu sundum. Hakan Evrim ve Kubilay Selçuk vardı diye hatırlıyorum. Ama içinde mutlaka general vardı” dedi.
HESAP GEÇİŞİ
ARALARINDA 37 kişilik yurtta sulh konseyi üyelerinin de bulunduğu 221 sanığın yargılanmasına, Sincan Cezaevi Kampusu’nun içinde inşa edilen duruşma salonunda başlandı. Tarihi duruşma için 1500 kişilik ekip görevlendirildi. Ankara Jandarma Komando Tabur Komutanlığı’nda görevli komandolar, infaz koruma memurları, bomba arama köpekleri, zırhlı araçlar ve TOMA’lar hazır edildi. Cezaevi kampusuna giren araçlar, plaka okuma sistemince kayıt altına alındı. 15 Temmuz’dan sonra Sincan Cezaevi Kampusu için alınan “uçuşa yasak alan” uygulamasına devam edildi. Olası bir hava saldırısına karşı Eskişehir’den kontrol edilen hava savunma sistemleri de aktifleştirildi. 15 Temmuz Derneği üyesi bir grup da Sincan Cezaevi Kampusu’na üstleri aranarak alındı.
‘KONSEY’ YÜRÜYÜŞÜ
Duruşmanın başlamasına dakikalar kala, darbe girişimini planlamakla suçlanan, aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün de bulunduğu 37 kişilik ‘yurtta sulh konseyi’ ile davanın önemli isimleri, cezaevi kampusu içindeki yoldan yaklaşık 200 metre yürütülerek salona getirildi. Yürüyüş esnasında en önde Öztürk yer alırken, tüm sanıkların elleri kelepçelendi ve her iki yanlarında jandarmalar bulundu. Sanıklar önlerinden geçirilirken vatandaşlar yanlarında getirdikleri ‘urganları’ atarak, “Vatan hainlerine idam isteriz” sloganı attılar. Sanıklar duruşma salonu kapısında da tek tek durdurularak fotoğrafları ve görüntüleri kaydedildi.
PROTOKOL KAPISINDAN
Duruşma salonuna hâkim ve savcıların kullandığı protokol kapısından Akın Öztürk, Mehmet Partigöç ve Mehmet Dişli’nin de aralarında bulunduğu ‘yurtta sulh konseyi’ üyeleriyle birlikte 48 sanık, jandarma komandolarının oluşturduğu güvenlik koridorundan geçerek alındı. Diğer sanıklar ise mahkeme salonunun arka tarafından getirildi. Duruşmaya, tutuklu sanıklar, mağdur aileleri ve avukatlar katıldı.
GERGİN ANLAR
Duruşmanın tamamlanmasının ardından müştekilerin sanıklara tepkilerini sürdürmesi üzerine bazı sanık yakınları da müştekilere tepki gösterdi. Karşılıklı sataşmalar üzerine tansiyon arttı. Bu sırada bazı müştekiler kendilerine ayrılan bölümden atlayarak, sanık yakınlarının üzerine yürüdü. Araya giren çevik kuvvet personeli olayı büyümeden kontrol altına aldı. (Mesut Hasan BENLİ/ANKARA)AKAR ‘AKIN BURADA KAL, TEKRAR DELİLİK YAPMASINLAR’ DEDİ
Akın Öztürk, savunmasında ayrıca şunları söyledi: “Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal aradı. ‘Ankara’da uçaklar uçuyor, ne oluyor bana bilgi aktarır mısın’ dedi. Akıncı Üssü’ne gittim. Odaya girdiğimde Mehmet Dişli, Hakan Evrim, Ömer Faruk Harmancık bulunuyordu. Orgeneral Hulusi Akar’ın yanına giderek, ‘Hayırdır komutanım’ dedim. Komutan da ‘Bunlar bu işi yapıtlar. Bunlarla konuş’ demesi üzerine 143. Filo’ya gittim. Oradaki arkadaşlar ‘Kararlıyız’ dediler. Bu işi 3-5 kez sabaha kadar tekrarladım. 143. Filo’dakilerin ikna olması üzerine durumu Genelkurmay Başkanı’na izah ettim. Komutanla beraber Başbakan’a gidip konuyu anlatın demesine müteakiben ki burada bu konuyu beraber kararlaştırdık. Telefonla konuştuktan sonra fikrini değiştirerek, ‘Akın burada kal, bunları ikna et, tekrar delilik yapmasınlar. Ben seni aldırırım’ diyen Akar, Mehmet Dişli ile birlikte ayrıldı. Bu husus Genelkurmay Başkanına sorulabilir.”
Oğlumun katilleri
Kimlik kontrolü sırasında Akın Öztürk, yeni ev adresini bilmediğini söyledi. Bu sırada müşteki yakınlarından biri “Geber inşallah” diye tepki gösterdi. Diğer sanıkların kontrol işlemi sürerken, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay önünde oğlu Mucip Arıgan şehit olan Saliha Arıgan, “Oğlumun katillerini öldürün. Vatan hainlerini öldürün” diye bağırarak kriz geçirdi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Oğuz Dik, “Onu sakinleştirin. Böyle yaparsanız duruşma yapamayacağız. Hiçbir anlamı kalmayacak” dedi. Kimlik kontrolünün ardından başka cezaevlerinde bulunan 27 sanığın hazır edilmesi için duruşmaya ara verildi. Ara sırasında müştekilerin tepkileri devam etti. Bazı müştekiler tekbir getirerek, Rabia işaret yaptılar. Duruşmayı bazı AK Parti ve CHP milletvekilleri de izledi.
CHP’DEN ANA DAVAYA MÜDAHİLLİK BAŞVURUSU
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Genelkurmay Karargâhı’nın işgal edilmesi ve çok sayıda üst düzey askerin rehin alınmasına ilişkin ana davaya müdahillik dilekçesi verdi. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Özel şunları söyledi: “Genelkurmay ana davasına CHP olarak müdahillik dilekçemizi sunuyoruz. Anayasal düzeni ortadan kaldırmayla ilgili darbenin hedefi belliyken, her bir milletvekilimiz de ayrıca müdahillik talebinde bulunacaklar. Akıncı Üssü davasında da hem CHP olarak hem partinin milletvekilleri ve o gece Meclis’te bulunan 16 milletvekili olarak müdahillik başvurusunda bulunacağız.
GÖTÜRMEYEYDİN KARDEŞİM
Görünen o ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nde işler yolunda gitmiyor. Kongreyi dikkatle takip ettik. 2002 yılındaki başlangıca benzetmek istiyorlar. Demokrasi, değişim ve reform kongresinden bahsediyorlar. Gerçekten insan hayret ediyor. 15 yıl hükümet etmiş birisi ‘demokrasi getireceğim’ diyor. Götürmeyeydin kardeşim. Bir tek Tunceli’de OHAL vardı. Son 20 günüydü, kendi döneminde sona erdi, uzatmadın billboardlarda övünüyordun. Bütün Türkiye’de OHAL var. ‘Bir aylığına ilan ettik’ dediniz. 10 ay oldu. Şimdi, ‘süreceği kadar sürer, huzur bulana kadar’ diyorsunuz. Herkes biliyor ki tüzüklere, zihinlere, AKP’ye devşirilen, Türkiye’de dayatılan bir tek şey var. O Rabia’nın birleşimi, tek adamdır. Tek adam ne diyorsa onu tekrar eden, neye zorluyorsa ona doğru evrilen, tek adamın güdümünde devam eden ve buna zorlanan bir Türkiye’nin kongresini hep beraber yaşadık.” ( ANKARA )
Uçaksavar ve Drone’lu önlem
Cezaevi çatılarında konuşlandırılan uçaksavarların yanı sıra onlarca keskin nişancı, duruşma salonunu gören yüksek binalara yerleştirildi. Bu sırada cezaevi kampusunun üzerinde insansız hava aracı drone kayıt yaptı.