Güncelleme Tarihi:
Savunmasına geçmeden önce 31 yıllık avukatlık mesleği boyunca girdiği tüm davalarda kravat taktığını, ancak kendisinin yargılandığı davada cezaevi yönetiminin tüm kravatları toplaması nedeniyle kravat takamadığını belirtti. Atalay ayrıca cezaevi yönetiminin savunmada kullanacağı kitapları da sakıncalı denilerek izin verilmediğini söyledi. Atalay, daha sonra iddianamede yer verilen iddialara ve yöneltilen suçlamalara karşı hazırladığı yazılı savunmasını okudu.
'SUSTURMAK, KORKUSUZCA YAZANLARA MESAJ VERMEK...'
Cumhuriyet Gazetesine yönelik soruşturmanın iki amacının olduğunu belirten Atalay, bunlardan birinin Cumhuriyet gazetesini susturmak ya da teslim almak olduğunu, diğerinin ise korkusuzca yazmaya devam edeceklere mesaj vermek olduğunu söyledi. Atalay, "Bizi baskı, tehditle korkutamazlar. Örgütlerle ve devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur. Tek faaliyeti gazeteciliktir. Bu gazetenin adını Atatürk vermiştir. Yazarları bedel ödemiştir, katledilmiştir. Bu gazete öyle sıradan bir gazete değildir. Son nefesimize kadar gazetecilik mesleğine, etik ilkelere, onurlu geçmişe leke sürdürmeyeceğiz" dedi.
Kendilerine yönelik soruşturmayı başlatan Savcı Murat İnam hakkında FETÖ üyeliğinden 2 müebbet hapisle açılan davanın sürdüğünü hatırlatan Atalay, "Yayın politikasında laiklik ilkesi bulunan kadim bir gazeteye FETÖ suçlaması yapan Savcı, FETÖ'den sanık. Müebbetle yargılanan Savcı Murat İnam'ın iradesi ipotek altındadır. Bu baskı ile iddianame hazırlamıştır" iddiasında bulundu.
"DIŞARIDAN GELDİĞİ SÖYLENEN ORHAN ERİNÇ 1963'TEN BERİ BU GAZETEDEDİR"
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nda yaşanan değişikliklere ilişkin yöneltilen suçlamalara da cevap veren Atalay, "8 Şubat 2014 Vakıf Yönetim Kurulunun yeniden seçimi için toplantıya kim katıldı kim katılmadı, onu anlatıyor. Katılmayanlar aleyhte tanık oldu. Dışarıdan gelip gazeteye el konulduğu söylenen Orhan Erinç 1963 yılından beri bu gazetededir. Eski yönetimden 5 kişiden 2'si yeniden seçim yapılacak toplantı öncesinde istifa edip üçü de mazeretsiz katılmamıştır. Bu seçime istifa edip katılmayan iki kişi, sonra toplantı yeter sayısı yok diye başvuruda bulunmuştur. Bu iki kişi aleyhte tanık olmuşlardır" dedi.
İddianamede yayın politikasının değiştiği yönündeki suçlamaya karşı Atalay, "Savcılığın bununla ilgilenmesi abes. Gazetelerin içeriğini ve yayın politikasını denetlemek savcıların görevi de değildir, haddi de değildir. Bizim gazetemizde editöryal bağımsızlık vardır ve patronlar yazı işlerine, köşe yazılarına karışmaz" ifadesinde bulundu.
Gazetenin zarara uğratılmasına ilişkin suçlamaya ise, "Yenigün A.Ş. borca batık değildir. Güveni kötüye kullanma suçu için ahlaken, mesleki olarak batık olmak gerekir. 25 yılık tüm bilançoları sunuyorum. 5 yıldır zarar eden Cumhuriyet 2016'da kar etti, ama biz kötü yöneterek zarar ettirdik diye tutuklandık. 9 aydır tüm yöneticileri tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi batırılamamıştır, gazete okurlarıyla ayaktadır" diye konuştu.