Akıl okumada korkutucu bilimsel gelişmeler

Güncelleme Tarihi:

Akıl okumada korkutucu bilimsel gelişmeler
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 02, 2004 00:00

Akıldan geçenleri okuma konusu, artık bilimin tam menzili içine girdi. Ä°nsan beyninin içinden geçen düşünceleri, özetle aklı okuma konusu bugüne kadar bilimin el atamayacağı bir alan sanılıyordu.Ancak, son on yılda beyin görüntüleme teknolojisinde devrim yaratan geliÅŸmeler sayesinde zihnimizden geçenleri gerçek zamanda okumak artık olası. Bugünlerde PET veya fMRI tarayıcısı olmayan üniversite veya eÄŸitim hastanesi kalmamış durumda.Bir zamanlar bilim adamları, insanların düşünme sistemleri gibi daha genel konularla ilgilenirken, ÅŸimdi bireysel motivasyon, arzu ve önyargılarla ilgili ayrıntıları gün ışığına çıkartmak gibi daha kiÅŸisel konular üzerinde yoÄŸunlaÅŸmayı tercih ediyor.Ä°nsanların hangi seçimleri neden yaptığı, en çok merak edilen konu. Bu konuyla, mal ve hizmet satmak isteyen pazarlamacılardan tutun, siyasilere, sigortacılara kadar çok geniÅŸ bir kesim ilgileniyor.Beyin görüntüleme teknolojisinin geleceÄŸi en parlak alanı, yaptığımız seçimlerin nedenlerini anlamaya yönelik araÅŸtırmalardır. Ekonomist ve stratejistlerin en büyük merakı bu tür tahminlerde bulunmaktır. Bunlar, karar alma kurallarını belirlemek amacıyla matematiÄŸin oyun kuramı adı verilen stratejik bir alanını yeniden ele alıp düzenlediler. Ne yazık ki mantıklarından çok duygularıyla hareket eden insanoÄŸlu, matematiksel formüllere göre davranmadığı için bilim adamları büyük düş kırıklığı yaÅŸadı. Åžimdi, oyun kuramını beyin görüntüleme teknolojisi ile birleÅŸtiren bilim adamları, insanların niçin her zaman mantıklı kararlar alamadığını, duygu ve sosyal faktörlerin yaptığımız seçimlerin rolünü anlamaya çalışıyorlar. Hálihazırda tek bir nöronun faaliyet ÅŸekline bakarak bir maymunun seçimini hangi seçeneklerden yana kullanacağını tahmin etmek olası. Bundan sonra sıra bize mi gelecek? Sizin dışınızdaki insanlar bu teknolojilerden yararlanarak ne istediÄŸinizi belirlerlerse, isteklerinizi manipüle edebilirler mi? Reklam ajansları ve pazarlamacılar onlarca yıldır bunu yapmaya çalışıyorlar, ancak kullandıkları yöntemler tam bilimsel deÄŸil. Åžimdi, nöro-pazarlama adı verilen ve yeni geliÅŸmekte olan bilim dalı sayesinde, mal ve hizmetlerin satışı ileri teknoloji içeren yöntemlerle yapılacak.DehÅŸet sonuçlar olabilirBeyin görüntüleme teknolojisinin insanlar üzerinde denenmesine herkes sıcak bakmıyor. Tüketici grupları, çokuluslu ÅŸirketlerin beyinlerimizin içine girerek ‘tüket düğmesini’ tetikleme olasılığı karşısında dehÅŸete düştüklerini belirtiyor. Ancak bilim adamları elde ettikleri bulguların bu kadar doÄŸrudan müdahalelere yol açacak kadar somut olmadığını, yalnızca satış iÅŸlemlerini daha etik bir tabana oturtacağını ileri sürüyor.EÄŸer bütün bu geliÅŸmeleri özgür iradenize ve özel yaÅŸamınıza bir müdahale olarak algılıyorsanız, daha başınıza gelecekleri bilmiyorsunuz demektir. Beyin görüntüleme teknolojisi sizin en gizli düşüncelerinizi de ortaya dökebilir. Åžimdiden ırkçı önyargılar, kandırma, kiÅŸilik ve cinsel fanteziler gibi konularda yoÄŸun çalışmalar yapılıyor. Bilim adamlarının aldığı önlemlere karşın, bu teknolojinin günlük yaÅŸantımıza girmesinin an meselesi olduÄŸu ileri sürülüyor. Etik açıdan bir mayın tarlasına benzetilen bu teknoloji, pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Ä°nsanların beyinlerinin zorla tarandığı bir dönem gelecek mi? Sonuçlar sigorta primlerinin yükselmesine yol açacak mı? Bu teknoloji insanların mesleki geleceklerini nasıl etkileyecek? Mahkemelerde verilen cezaları nasıl etkileyecek? Kısaca, beyin tarama teknolojisinin geleceÄŸi nasıl olursa olsun, olası sonuçları hakkında ÅŸimdiden düşünmemiz gerekiyor. ‘Akıl okuma’ya doÄŸru büyük adımlar‘OYUN KURAMI’ VE NÃœKLEER SAVAÅž: 1950’li yıllarda SoÄŸuk Savaş’ın tüm hızıyla devam ettiÄŸi yıllarda RAND Corporation adı verilen strateji üreten think-tank kuruluÅŸu, nükleer silah kullanımı konusunda BaÅŸkan Truman’ı uyardı. KuruluÅŸ, Sovyetlerin nükleer silahlara sahip olduÄŸunu, kendilerinde de aynı silahların bulunduÄŸunu, böylece Sovyetler ABD’ye saldırmadan, ABD’nin Sovyetlere saldırmasının daha doÄŸru olacağını söyledi. Bu, oyun kuramına göre, en mantıklı hareket tarzıydı. Düğmeye basmama yönünde alınacak ortak karar iki tarafa da avantaj saÄŸlamakla birlikte, iÅŸbirliÄŸi bazı riskleri de beraberinde getirecekti. Çünkü karşı taraf ilk adımı attığı takdirde her ÅŸeyi yitirme riski çok yüksekti. RAND’a göre bu durumda ilk adımı atmak ve sonuçları beklemek en doÄŸru stratejiydi.Tarihi kayıtlara göre Truman’ın tercihi farklı oldu. Ayrıca Sovyetlerin de nükleer silahlarını kontrol altında tutmayı tercih ettiÄŸi görüldü. Bu durumda RAND’da çalışan matematikçiler nasıl bu kadar yanılabildiler? Mantıklı bir durum analizine göre RAND’ın hatası, karar alma sürecinde belirleyici faktörün bilim olduÄŸu yönündeki inançlarıydı. Teksas, Houston’daki Baylor College, Tıp Fakültesi’nden Read Montague, karar verme sürecinin bir bilim olarak insanlara yol göstereceÄŸine inanıyor. Montague’ye göre Truman’ın danışmanlarının hatası, en iyi kararların mantıklı olacağı yönündeki yanlış inançlarıydı. Beynin nasıl çalıştığını inceleyen Montague ve diÄŸer bilim adamları, aldığımız kararların duygular, sosyal faktörler ve belirsizlik gibi karmaşık faktörlerden nasıl etkilendiÄŸini ortaya çıkarttı. Ayrıca nihai kararımızı vermeden önce alternatif seçeneklerin artı ve eksilerini nasıl deÄŸerlendirdiÄŸimiz de bu taramalar sonucu belirginleÅŸti.Seçenekler ve yaÅŸamKarar verme konusunda bilimsel yaklaşımı benimsemek sanıldığı kadar kolay deÄŸil. YaÅŸantımızın önemli bir kısmı yaptığımız seçeneklerle biçimleniyor. Her gün sayısız seçim yapıyoruz. Sözgelimi hangi kitabı okuyacağımız, kiminle flört edeceÄŸimiz, paramızı nasıl deÄŸerlendireceÄŸimiz ve maaşımıza ne zaman zam isteyeceÄŸimiz gibi kararlar, bugünü olduÄŸu kadar geleceÄŸimizi de etkiliyor. Ekonomistler ve stratejistler beynimizin içinde neler olup bittiÄŸini anlamaya can atıyor. Ayrıca bizler de bu ÅŸekilde istediklerimizi niçin istediÄŸimizi anlayabiliriz Hatta, son elde edilen bulgulara göre, depresyon, demans ve bağımlılık gibi karar alma sürecinin doÄŸru iÅŸlemediÄŸi psikolojik durumlarda, bu yeni tarama yöntemlerinden tedavi amacıyla yararlanılabilecek. Oyun kuramı, matematiksel baÄŸlamda karar verme sürecini anlamak için atılan somut bir adım olarak deÄŸerlendirilebilir. Bu kuramın mimarı olan matematikçi John von Neumann, 1950’li yıllarda RAND Corporation’da oldukça etkiliydi. Öyle ki insanların mantıkları doÄŸrultusunda hareket ettiklerine inandığı için kendi ülkesini korumak için önceden davranma kararının Äžnükleer silahları Sovyetlerden önce tetikleme- en ateÅŸli savunucularından biri olup çıktı. Ancak bu tarihten sonra yapılan bilimsel çalışmalar, insanların gerçek yaÅŸamda matematiksel modellerin öngördüğü ÅŸekilde davranmadıklarını ortaya koyuyordu. ‘Tutuklunun çeliÅŸkisi’ adı verilen bir oyunda ÄžTruman’ın karşı karşıya kaldığı çeliÅŸki- matematik şöyle söyler: Mantıklarıyla hareket eden iki oyuncu, oyundan çekildikleri takdirde daha fazla kazanacaklarsa, ödülü kazanmak için iÅŸbirliÄŸi yapmazlar. Bu oyunun psikoloji ve ekonomi gibi alanlarda çeÅŸitli kereler tekrarlanması sonucunda Von Neumann’ın hatalı olduÄŸu anlaşıldı, çünkü insanlar mantıklarıyla hareket etmiyorlardı. Yarım yüzyıl sonra bunun niçin böyle olduÄŸunu beyin tarama teknolojileri yardımıyla anlıyoruz. DeÄŸerlendirme merkeziÄ°ki yıl önce Atlanta’daki Emory Ãœniversitesi’nden Gregory Berns, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) teknolojisinden yararlanarak, aynı hasma karşı, ‘Tutuklunun çeliÅŸkisi’ adı verilen oyunu çeÅŸitli kereler oynayan 36 kadının beyinlerini taradı. Berns’in denekleri iÅŸbirliÄŸi yaptığı zaman orbitofrontal korteks ve striatum (çizgili cisim) denilen beyin merkezleri faal duruma geçiyordu. Bu bölgeler ödül iÅŸleme ve tekrarlama yoluyla öğrenme süreçleriyle ilgilidir. Dahası, deneklerle daha sonra yapılan söyleÅŸilerde, oyunu terk etmek gibi bir stratejinin, daha avantajlı olmakla birlikte, insanı mutsuz eden bir davranış ÅŸekli olduÄŸu için tercih edilmediÄŸini belirttiler. Sonuçta spesifik bir davranışın artı ve eksilerini deÄŸerlendirdiÄŸimiz zaman yalnızca maddi kazançları göz önünde bulundurmayız. Duygusal ve sosyal içerikli olanlar da önemlidir.‘İşbirliÄŸi yapmak maddi açıdan daha riskli olabilir, çünkü sonunda hiçbir ÅŸey kazanmayabilirsiniz’ diye konuÅŸan Berns, ‘Ancak oyunu terk etmek sosyal risk içerir. Bu davranış insanları arkadan vurmak ÅŸeklinde algılanabilir’ diyor. Hepimiz nihai sonuca ulaÅŸmak için çeÅŸitli unsurlara farklı deÄŸerler biçeriz. Berns’e göre burada ÅŸu çeliÅŸki söz konusudur: ‘Daha fazla para mı, yoksa daha iyi bir insan olarak tanınmak mı? Ancak bu ikilem bizim gözümüzü korkutmuyor. Yüzeysel olarak, problem elma ve armutları karşılaÅŸtırmaya benzese de, beyin ortak bir birim altında bütün artı ve eksileri deÄŸerlendirir. Beyinde bu ortak birimin hesaplandığı noktayı tespit edebilirsek, insanların aldığı kararlarla ilgili tahminlerde bulunmaya yarayacak anahtarı ele geçirmiÅŸ oluruz.’Berns’in fMRI taramaları bu amaca yönelik iyi bir baÅŸlangıç noktası oluÅŸturdu. Bu taramalara göre orbitofrontal-striatal devrelerde ne kadar çok faaliyet varsa, deneklerin iÅŸbirliÄŸi yapmaya o kadar yatkın oldukları ve bu devrelerin karar alma sürecinde çok önemli bir rol oynadıkları görülüyordu. Bu merkezlerin amigdal gibi duyguların iÅŸlemden geçtiÄŸi bölgelerle sıkı sıkıya baÄŸlantısı vardı.Ä°nsanda süreç karmaşık2002 yılında Montague ve Berns sistematik olarak orbitofrontal-striatal devrelerin spesifik durumlara nasıl tepki verdiÄŸini sistematik olarak araÅŸtırmaya karar verdi. Bunun için, o tarihe kadar beyin tarama ve davranışsal çalışmalardan elde edilen verileri bir araya getirdiler. Denek olarak maymunların kullanıldığı deneylerde, tüm bulguların arasında belirgin bir düzen olup olmadığını araÅŸtırmaya baÅŸladılar. Ä°kilinin bu öncü çalışması, New York Ãœniversitesi’nden Paul Glimcher’in araÅŸtırmalarına ışık tuttu. Glimcher, yalnızca oyun kuramının öngördüğü mantıksal davranışlar çerçevesinde, maymunların alacağı kararları tahmin etmenin mümkün olamayacağını kanıtladı.Maymunlarla karşılaÅŸtırıldığında insanların karar alma sürecinde daha karmaşık bir yapının söz konusu olduÄŸuna dikkat çeken Berns, orbitofrontal-striatal aÄŸ üzerindeki faaliyetlere bakarak, bazı insanların uzun vadede elde edecekleri yararlar için kısa vadedeki yararları niçin feda ettiklerini anlayabileceklerini umuyor.Toplumsal ölçüm Birkaç yıl önce bilim adamları karar vermenin toplumsal yönünü araÅŸtırmak için çok sayıda insanın beynini aynı anda taramak gerektiÄŸine karar verdiler. Bunun için hiper tarama adı verilen bir teknik geliÅŸtirdiler. Bu teknikte insanların beyinlerinin görüntülerini çeken fMRI cihazları internet üzerinden birbirine baÄŸlanıyor ve bunların tepkilerini gerçek zamanda birbiri ile karşılaÅŸtırmak mümkün oluyordu. Bu çalışmanın önemi, insanların tür olarak baÅŸarısının, çevremizdeki insanlardan neyin iyi neyin kötü olduÄŸunu öğrenme yeteneÄŸine baÄŸlı olduÄŸunun bilimsel olarak kanıtlamasıydı. Bu taklit etme yeteneÄŸi, borsadaki dalgalanmalara yol açan toplu alım ve satımların altındaki gerekçeyi açıklayabiliyor.Bilim adamları bir gün insanların aldıkları kararların altında yatan nörobiyolojik modeli ortaya çıkartabilirlerse, bunun doÄŸuracağı sonuçlar hayal gücünün sınırlarını zorlayabilecek kadar uçuk olabilir. Sözgelimi iÅŸvereniniz sizin ne istediÄŸinizi ve niçin istediÄŸinizi bilirse, basit bir MRI ile sizi tatmin edecek minimum ücreti tespit edebilir. Düşünceyi okumakAncak bu teknolojinin olumlu kullanım alanları da olabilir. Sözgelimi iÅŸveren size en uygun iÅŸi tespit etmek için MRI ile spesifik motivasyonlarınızı ortaya çıkartabilir.New Scientist isimli bilim dergisinin 31 Temmuz 2004 tarihli sayısından aldığımız bu yazıya gore, ekonomistler ve politikacılar insanların alacağı kararlarla ilgili tahminlerde bulunmaya can atıyorlar. Politikacıların pek çoÄŸu insanları neyin yönlendirdiÄŸi konusunda daha derin bilgilere sahip olurlarsa, seçmenleri manipüle etme ÅŸansına da kavuÅŸabilirler. Ayrıca borsalardaki dalgalanmalar bugünkü kadar iniÅŸli/çıkışlı olmayabilir. Hatta RAND Corporation ABD baÅŸkanlarına, Truman’a verdiklerinden daha gerçekçi öneriler sunabilirler. BaÅŸkanların bu önerileri ne kadar ciddiye alacağı ise ayrı bir konu.1- OrbifrontalKortekAlın lobunun bir bölümünde yer alan bu bölge, Amigdala ile birleÅŸir. Bu da bu kısmın karar almanın biliÅŸsel ve duygusal alanlarında önemli bir rol oynadığını gösterir.2- MedyalPrefrontalKorteks Bir kiÅŸi birisini veya bir ÅŸeyi baÅŸka bir ÅŸeyle özdeleÅŸtirdiÄŸi zaman faal duruma geçer.3- Striatum Beynin orta kısmında yer alan bu bölüm, ödül alma ile ilgili duyguları düzenler. 4- Putamen Bu Striatum’un bir parçası. Ä°nsanlar sevdikleri bir ÅŸeye taktıkları veya sevdikleri bir kiÅŸiyi gördükleri zaman faaliyete geçer.5- LimbikSistemDuyguları iÅŸleyen merkez.6- AmigdalaBaÅŸta korku olmak üzere duygularla ilgili bölüm.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!