Akfırat: "Dink saldırısı bize yapılmıştır"

Güncelleme Tarihi:

Akfırat: Dink saldırısı bize yapılmıştır
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2009 16:36

“Ergenekon” davası kapsamında tutuklu yargılanan İşçi Partisi (İP) Merkez Karar Kurulu üyesi Mehmet Adnan Akfırat, “Bu yargılama, çağdaş uygarlık seviyesinin önüne geçme hedefini Türkiye'nin önüne koyan Mustafa Kemal'e de yapılmış bir saldırıdır” dedi.

Haberin Devamı

Akfırat, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşmada yaptığı savunmasında, “Eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile çok yakın olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 7 Temmuz 2002 tarihinde Söğüt'te yaptığı konuşmada, koalisyon ortaklarına sormaksızın '3 Kasım'da erken seçim yapalım' çağrısında bulunduğunu, bunu yaptığı bir telefon konuşmasının ardından açıkladığını” öne sürdü.

“Türkiye'de seçim tarihi de Türkiye içinden belirlenmiyor. Ne zaman seçim yapılacağı, hangi partinin seçileceği de Türkiye dışından belirleniyor” iddiasında bulunan Akfırat, MİT'in hazırladığı şemanın, o Türkiye'yi o dönemde bir erken seçime sürüklemek için kullanıldığını savundu.

“AKP'nin iktidara gelmesinin ABD ordusunun dayatması olduğunu, çünkü ABD'nin Türk ordusunu Irak'ın kuzeyinde istemediğini” iddia eden Akfırat, “Bütün darbe yaygaraları ve söylentileri de bunun üzerine şekilleniyor. Kimdir hedef alınan? Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Aytaç Yalman ve Şener Eruygur'un suçu 2003'de ABD'nin Türkiye'yi 80 bin askerle işgal etmesini öngören tezkerenin reddini istemeleri. 1 Mart tezkeresinin engellenmesidir. Bu Ergenekon tertibinin ardındaki hınç” diye konuştu.

Akfırat, İP'nin de aynı nedenle davaya dahil edildiğini savundu.

ABD'nin Ortadoğu kaynaklarının, petrolünün olduğu yere yakın bir kukla devlet oluşturmak istediğini, Türkiye'nin de bölgede ağırlığı olan bir ülke olması nedeniyle ABD çıkarlarını tehdit ettiğini söyleyen Akfırat, “4 Temmuz'da ordu buna uymadığı için askerin başına çuval geçiriliyor. O çuval Hilmi Özkök'ün kafasına geçirildi. O askerlerin kafasından o çuval çıktı, ama Özkök hala o çuvalla dolaşıyor” dedi.

“DİNK SALDIRISI BİZE YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR”

2002'den 2006 yılına kadar MİT şemasının hiç gündeme gelmediğini, 2006 yılında Danıştay saldırısından sonra ise yeniden ortaya çıktığını ifade eden Akfırat, Hrant Dink'in de bu tertibe karşı sadece Ermeniler'i değil, Türkler'i uyardığını belirterek, “Hrant Dink saldırısı da bize karşı yapılmış bir saldırıdır” diye konuştu.
Akfırat, Türkiye'ye karşı bütün tertiplerde “haham” diye eleştirilen Tuncay Güney'in ifadelerinin kullanıldığını, ancak Güney'in kendisinin bile bunu kabul etmediğini belirterek, “Sadece Tuncay Güney değil, MİT'in burada bilinçli bir katılımı var. Bu suçtur. Bu tertibi düzenleyenler ne zaman köşeye sıkışsalar bir Tuncay Güney operasyonu başlıyor. En son Güney operasyonu zayıflayınca Güney'in MİT ajanı olduğu ve Ergenekon'un içine sızdırıldığı söylendi” dedi.

Tuncay Güney'i, Aydınlık Dergisi Haber Araştırma Müdürüyken 1995 yılında tanıdığını aktaran Akfırat, Güney'in, aynı mahallede oturan ve Aydınlık'ta çalışan Nevzat Yılmaz'a kendisiyle tanışmak ve daha önce çalıştığı 2000;e Doğru Dergisi'nde yayımlanmış bazı belgelerle ilgili bilgi almak istediğini söylediğini anlattı.
Akfırat, “Güney'in istihbarat örgütlerinin oyuncağı olduğunu anlamak için çok fazla bilgi gerekmiyor. Ben Tuncay Güney'le gider gizli bir örgüte girer miyim? Böyle bir şey olabilir mi? Güney buraya gelse, ki bu mahkemeye gelmesi lazım, 15 dakikada siz Tuncay Güney'in ne olduğunu anlarsınız” dedi.

TUNCAY GÜNEY'İN TÜRKİYE'YE GETİRİLDİĞİ İDDİASI

Akfırat, Tuncay Güney'in 2007 yılı Aralık ayında yasa dışı yollarla Türkiye'ye getirildiğini ve 2008 yılı Ocak ayında “Ergenekon” operasyonunun yapıldığını, daha sonra Güney'in soruşturmayı yürüten savcılarla ilişki içinde olduğunun ortaya çıktığını öne sürdü.

Nevzat Yılmaz'ın aynı mahallede oturduğu Tuncay Güney'i Aralık ayı sonlarından itibaren 2008 yılı Şubat ayı da dahil olmak üzere oturdukları mahallede gördüğünü aktaran Akfırat, “Bu da bunun bir adli yargılama değil, bir tertip olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

İddianamede kendisiyle ilgili bölümlerin 62 sayfa olduğunu, bunların sadece son 1,5 sayfasında suç isnadında bulunulduğunu, geri kalanında ise gazeteci olması nedeniyle tuttuğu arşivdeki belgelerden oluştuğunu anlatan Akfırat, iddianamede İşçi Partisi üyesi olmasının yargılanmasına dayanak yapıldığını savundu.

“UCU AÇIK SORUŞTURMA” İDDİASI

Sanık Akfırat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yargılama, çağdaş uygarlık seviyesinin önüne geçme hedefini Türkiye'nin önüne koyan Mustafa Kemal'e de saldırıdır. Vatanseverliğin suç sayıldığı bir ortamda Türk ordusu nasıl ayakta kalacak? Genelkurmay Başkanlığı'nın da burada çok büyük sorumluluğu var. Türk ordusuna ve komutanlarına yapılan ağır hakaretlere ve iftiralara karşı Genelkurmay hak ve yetkilerini kullanmalıdır. Vatanseverlere saldırı yapılıyor. Bu bir adli olay değil, adli terör haline gelmiş bulunuyor. Ucu açık soruşturma, adliyenin Türkiye'deki vatanseverlere, aydınlara karşı terör yürütmesi için bir araç olarak kullanılıyor.”

Çok eleştirilen DGM'lerde bile buna benzer bir uygulama görülmediğini öne süren Akfırat, “Ergenekon” yargılamalarının 13 Kasım 1918 sonrası İstanbul'u İngilizler'in fiili işgali sonrası yapılan yargılamalarla büyük benzerlik gösterdiğini iddia etti.

O dönemde de yargılamaların hukuki bir süreç olduğunun savunulduğunu ve mütareke basınının “Niye bunu eleştiriyorsunuz? Hukuk işliyor” dediğini anlatan Akfırat, yargılananların tüm yurtsever kurumlar, milletvekilleri, önceki hükümetin bakanları olduğunu, soruşturmanın bugünkü gibi ucu açık olduğunu söyledi.
Aynı davada yargılanan Diyarbakır Valisi Raşit Bey'in bu haksızlığa tepki göstermek için “Tıpkı Abdülkerim Kırca gibi intihar ettiğini” ileri süren Akfırat, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

“O zamanki yargılamanın savcısı Damat Ferit'ti. Bizim savcımızı biliyorsunuz Tayyip Erdoğan. O dönemde bu davayla ilgili kara listede Mustafa Kemal de bulunuyor. Ona göre tutuklamalar yapılıyor. O dönem hazırlanmış davada inisiyatif İngilizlerdeydi, bugün ise ABD'de. İnisiyatifi Türkiye alırsa, ancak o zaman bu adli terör eylemi engellenmiş olur.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!