Güncelleme Tarihi:
2012 Yılı Programında yer alan bilgilere göre, 2010 yılında 37,5 milyar metreküp olan Türkiye doğalgaz tüketiminin bu yıl 41,6 milyar metreküp olarak gerçekleşeceği tahmin edildi. Tüketimin yüzde 56'sının elektrik üretiminde, yüzde 21'inin konutlarda, yüzde 20'sinin ise sanayi sektöründe gerçekleşeceği öngörüldü.
2010 yılından itibaren ekonomideki büyümeye paralel biçimde artan elektrik talebi 2011 yılında da artışını sürdürdü. 2011 yılında yaklaşık 230 milyar kWh olarak gerçekleşmesi beklenen elektrik tüketiminin, 2012 yılında yüzde 4,9 oranında artarak 241 milyar kWh'e ulaşacağı öngörüldü. Böylece 2011 yılında 3 bin 127 kWh olarak tahmin edilen kişi başına elektrik tüketiminin de önümüzdeki yıl 3 bin 244 kWh'e yükseleceği tahmin edildi.
Kurulu güce bakıldığında ise 2011 yılı itibariyle 51 bin 766 MW düzeyinde olan kurulu güç kapasitesinin 2012 yılında yüzde 3,2 oranında artarak 53 bin 420 MW'ye ulaşması planlandı. Bu kurulu güç ile de 305 bin 708 Gigavatsaat (GWh) ortalama üretim, 239 bin 200 GWh de fiili üretim tahmin ediliyor.
Baraj bereketi
2009 ve 2010 yıllarında Türkiye'de hidrolojik şartların iyileşmesi ve barajların doluluk oranlarının yükselmesi, hidrolik kaynakların elektrik üretimindeki payını gözle görülür biçimde artırdı. Yeni devreye alınan hidroelektrik santrallerin ilave katkısı da bu artışta rol oynadı. Hidroelektrik santral kaynaklı elektrik üretiminde önceki iki yılda görülen artış eğilimi bu yıl da sürdü. 2009 yılında 36 milyar kWh ve 2010 yılında 51,8 milyar kWh olan hidroelektrik üretiminin bu yıl 52,9 milyar kWh'e yükselmesi bekleniyor.
Yenilenebilir enerjinin desteklenmesi politikalarının bir sonucu olarak, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde de önemli artışlar kaydedildi. 2011 itibarıyla jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi yapan 6 santralin toplam kurulu gücü 94 Megavata (MW) ulaştı. Rüzgar enerjisi kurulu gücünün ise 2011 yılında yaklaşık 300 MW'lık bir kapasite artışıyla bin 626 MW'a erişeceği öngörüldü.
Nükleer santral çalışmaları
Programda Mersin-Akkuyu'da yapılması planlanan 4 bin 800 MW kurulu gücünde planlanan nükleer güç santraliyle ilgili gelişmelere de yer verildi. Buna göre, proje şirketi, söz konusu santral için çalışmalara başladı, çeşitli izin ve lisans işlemleri için yasal ve idari başvurularda bulundu.
Proje şirketi, ilgili anlaşma uyarınca, nükleer santral inşası için gerekli her türlü izni, lisansı, onayı aldıktan sonra ilk üniteyi 7 yıl içinde işletmeye alacak. Bu itibarla nükleer santralin 2020 yılından itibaren devreye gireceği öngörüldü.
Mersin-Akkuyu'dan sonra ikinci nükleer santralin Sinop'ta kurulması planlanıyor. İkinci nükleer santralin de hükümetlerarası ikili işbirliği anlaşması yöntemiyle yapılması öngörüldü. Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde kuruma “Nükleer Saha Etütleri” projesi için ödenek tahsis edildi.
Akdeniz'de ilk derin deniz sondajı yapılacak
Yurtiçi üretimi artırabilmek amacıyla, petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına 2012 yılında Akdeniz'de devam edilmesi planlandı. Bu kapsamda Akdeniz'de 2012 yılında, TPAO tarafından yapılacak bir adet derin deniz sondajı planlandı.
Öte yandan, Maden Tetkik Arama (MTA) ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile yapılan işbirliği çerçevesinde gemi yapım çalışmalarına 2012 yılında başlanması ve geminin 2015 yılı itibariyle faaliyete geçmesi planlandı.
Pompaj depolamalı HES'ler geliyor
Programda enerji sektöründe 2012 yılı için bazı politika öncelikleri ve tedbirleri şöyle sıralandı:
-Kamu santrallerindeki rehabilitasyon ve verimlilik artırma çalışmaları devam edecek.
-Yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili olarak pompajlı HES potansiyeli belirlenecek, rüzgar izleme ve tahmin merkezi kurulacak, güneş enerjisi için izleme ve denetim sistemi geliştirilecek. Pik talebin karşılanmasında rezervuarlı HES'lerin yetersiz kalması durumunda pompaj depolamalı hidroelektrik santrallere ihtiyaç duyuluyor. Bu santraller güç talebinin düşük olduğu zamanlarda suyu yüksekte bir haznede depolamak ve bu şekilde biriktirilen sudan puant zamanlarda hidroelektrik enerji elde etmek amacıyla planlanıyor. Dünyada ilk pompaj depolamalı sistem kullanımı 1890'larda İtalya ve İsviçre'de yapıldı. Pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerin dünyadaki durumuna bakıldığında; toplam 116 bin MW'ın üzerinde kurulu güç ile 39 ülkede işletme halinde bulunuyor. Türkiye'de pompaj depolamalı santraller konusunda bugüne kadar ciddi bir çalışmanın yapılmadığı belirtiliyor.
-Bilinen linyit ve taşkömürü kaynaklarının tamamının 2023 yılına kadar elektrik üretiminde kullanılması amacıyla, uygun yerli linyit ve taşkömürü sahalarının, emisyonları kabul edilebilir sınırlar içinde tutabilen santral projeleriyle değerlendirilmesi ve uygulanmasına devam edilecek.
-Doğalgazda mevsimsel talep dalgalanmalarından kaynaklanan arz açıklarının karşılanması ve uzun vadeli doğalgaz ithalatı anlaşması yapan firmaların yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri amacıyla sadece uzun vadeli ithalat anlaşması yapan firmalara spot LNG ithalatı izin verilmesine imkan tanıyan yasal düzenlemeler yapılacak.
-Petrol piyasasında sürekliliğin sağlanması çerçevesinde, kriz durumlarında veya olağanüstü durumlarda risklerin önlenmesini, uluslararası anlaşmalar gereği ulusal petrol stoku tutulmasını ve bu stokun etkin şekilde yönetilmesini sağlayacak bir ajans kurulacak.
-Nükleer faaliyetlerin düzenlenmesi ve denetlenmesi işlemlerinin bağımsız bir kurum tarafından yürütülmesini ve TAEK görev ve yetkilerinin yeniden düzenlenmesini amaçlayan kanun tasarısı TBMM'ye sevk edilecek.