Güncelleme Tarihi:
Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor
Türkiye'nin Ermeniler arasında bir çatışma yaratmak için çeşitli sözler verdiğini ve bazı adımlar attığını ifade eden Azadyan, Akdamar'daki ayinin de bu sözlerden bir tanesi olduğunu savundu.
Ermeni toplumu ve cemaat liderleri arasındaki fikir ayrılıklarının altını çizen Azadyan, "Kimin kazanıp kimin kaybettiğini görmek için 19 Eylül’e kadar beklememize gerek yok. Türkiye Ermeni dünyasını krize sokarak şimdiden bir zafer elde etti bile" yorumunu yaptı.
İşte Azadyan'ın makalesinden öne çıkan satırbaşları:
"Türk hükümeti Ermeniler arasında karmaşa yaratmak için yeni bir balon uçurdu. Kısa süre içinde Ermeni toplumunun kafası karıştırmak için üç adım atan Türkiye bugün bu çabalarının meyvelerini topluyor.
Uçurulan ilk balon bazı Ermenilerin umutlarını yükseltip uluslararası kamuoyunu kandırmayı başaran Protokoller konusuydu.
İkinci balon İstanbul’a bir yardımcı patrik atanmasıydı. Din Konseyi ve Seçim Komitesi'nin kurulmasına destek veren Türkler önce İstanbul’un Ermenilerinin iki kampa bölünmesine neden oldu sonra da Ermeni Patrikhanesi’nin tarihinde bulunmayan bu mevki için Piskopos Aram Ateşyan’ın “seçimini” manipüle etti.
“Seçim”e mahkemede itiraz edildi ancak Ateşyan şimdiden Türk yetkililerin sözlerine göre hareket edilerek kendisine yapılan iyiliğin karşılığını ödemeye başladı.
Üçüncü ve son balon ise Van’ın Akdamar Adası’nda bulunan Ermeni Katedrali’nde yapılacak ayinle ilgili olarak şişiriliyor.
Yumuşak başı Yardımcı Patrik Piskopos Ateşyan, şimdiden Türk hükümetinin teklifini kabul edip, Türk resmi kaynaklarında müze olarak kabul edilen katedralde 19 Eylül’de yapılacak ayini yönetmeyi kabul etti.
Tarihi katedralde bir kereliğine ayin yapılmasına izin veren Türk hükümeti amaçlarını açık açık gözler önüne serdi: Ankara katedrali bir ibadet yeri olarak görmüyor ancak bu fırsatı değerlendirerek Batı’ya dini hoşgörü sahibi bir ülke olduğunu göstermek, Avrupa Birliği’ne (AB) giriş sürecini hızlandırmak ve daha fazla turist çekmek istiyor.
Ancak her şeyin ötesinde Ankara, Ermenilerin birbiriyle çatışmasını görmekten hoşlanıyor. Bu açıdan bakıldığında önümüze Shakespearevari bir ikilem çıkıyor: Gitmek ya da gitmemek; işte bütün mesele bu.
Dolayısıyla Ermeniler birbiriyle çatışan, birbirini suçlayan ve zaman zaman Türkiye’nin planlarına kayıtsız kalan iki kampa bölündü.
Ermeni Kilisesi Eçmiyazin ayine iki üst düzey din adamı göndermeye karar verirken, Ermeni Kilisesi Patriği İkinci Karekin’in sözcüsü Vahram MelikyanRadio Free Europe/Radio Liberty’e (RFE/RL) yaptığı açıklamalarda boykot çağrılarına karşı çıktı. Melikyan, “Eğer bize yüzyıllardır tapınak olan ancak bugün bazı sebeplerden ötürü dua edilemeyen bu yeri kutlama fırsatı verilirse, tek günlük bu fırsatı haklarımızı ve bu tapınağa sahip olduğumuzu ortaya koymak için katılım göstermeliyiz” dedi.
Yine RFE/RL’ye konuşan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın iktidardaki Cumhuriyet Partisi’nin sözcüsü Eduard Şaramazov, Türk hükümetinin katedrali bir günlüğüne açma kararını bir reklam gösterisi olarak nitelendirdi ve bunun uluslararası kamuoyunu yanlış yönlendirecek bir “provokasyon” olduğunu belirtti.
Bu noktada hükümet yetkilileriyle Eçmiyazin arasında bir çatışma yaşanırken muhalefet Patrik’i hükümetle uygun adım yürümekle suçluyor. Dahası Eçmiyazin’le, ayine boykot çağrısı yapan Lübnan’daki Ermeni Patrikhanesi Antelias arasında da bir anlaşmazlık var.
Türk hükümeti bir yandan dış dünyaya gülümserken bir yandan da Van bölgesinde Ermeni kökenli hacılara ev sahipliği teklif eden aileler olup olmadığını soruşturmaya ve buldukları hakkında soruşturma başlatmaya devam ediyor.
İşin daha da ilginç yanı, Almanya’daki Ermeni Kilisesi’nin lideri Başpiskopos Karekin Bekciyan bir grup Avrupalı Ermeni’yle birlikte 19 Eylül’deki ayine katılacağını açıkladı ancak Ateşyan’ın seçimine tepki gösterdi.
Dahası Ankara’nın 19 Eylül tarihinde bir iyi niyet göstergesi olarak sınırı bir günlüğüne açacağı söylentileri yayılmaya başlamıştı. Ancak bu ümitler Türkiye’nin 11-17 Eylül’de Ermenistan’ın Kotayk bölgesinde yapılacak NATO tatbikatı için bile sınırı açmayı reddetmesiyle suya düştü.
Dışişleri Baknaı Ahmet Davutoğlu, daha önce yaptığı açıklamaların tersini dile getirerek, Türklerin ihtiyaç duyacağı bütün donanımın Gürcistan üzerinden geçirileceğini belirtti.
Elimizde karmaşa çıkarmaya uygun tam bir senaryo buluyor. Türk diplomatlar ve devlet adamları çok kurnaz. Ne yaptıklarını biliyorlar ve Ermenistan’ın tepkisini önlemek için hesaplı adımlar atıyorlar. Dahası Türk yetkililer düşmanlarını bölünmüş olarak görmekten çok memnun.
Kimin kazanıp kimin kaybettiğini görmek için 19 Eylül’e kadar beklememize gerek yok. Türkiye Ermeni dünyasını krize sokarak şimdiden bir zafer elde etti bile."
Bu haber The Armenian Mirror-Spectator dergisinin internet sitesinde "Commentary: Destination Akhtamar" başlığıyla yayımlanan yorumdan derlenmiştir. Hürriyet'i Facebook'ta takip etmek istiyorsanız:
http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet
Hürriyet'i Twitter'da takip etmek istiyorsanız:
http://twitter.com/HurriyetPlanet