Akdamar daha fazla Ermeni'yi hak ediyor
Güncelleme Tarihi:
Ermeni gazeteci Tatul Hakobyan, hafta sonu Akdamar Adası'nda düzenlenen ayinle ilgili izlenimlerini Armenian Reporter'da yazdı. Hakobyan, diasporaya ve Ermeni yetkililere boykot çağrıları dolayısıyla ağır eleştiriler yöneltti. İşte Hakobyan'ın makalesinden satır başları:
Türkiye Ermenileri Patrikliği Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan liderliğindeki din adamları çanlarını çalıp, Akdamar Adası’nda bulunan Surp Haç Kilisesi’nde 95 yıldan sonra ilk kez düzenlenecek ayin ilerlerken çoğunluğu Türk Ermenilerden oluşan yüzlerce kişilik grup kilisenin etrafında dolaştı, gölü seyretti, mumlar yaktı ve gözyaşlarına boğuluyordu.
Yaşlı bir adam kilisenin duvarları önünde eğilip sessizce dua etti ve gözlerini gökyüzüne dikerek ağlamaya başladı. Orta yaşlı bir kadın mum yakmaya çalışıyordu, ancak ağlarken elleri titrediğinden başaramadı. Bir başka kadın ise kilisenin avlusundaki haçkarlar (Ermeni kültüründe büyük yer tutan taş işleme sanatı ürünleri) arasında dolaşıp gözyaşı döküyordu.
Ancak bu kilise daha fazla Ermeni’nin gözyaşını, daha fazla duayı ve daha fazla inanan ziyaretçiyi hak ediyor.
19 Eylül günü öğlen saatlerinde Ermenistan’dan 30-40 kişilik bir grup adaya geldi. Diasporadan gelenlerin sayısı da aşağı yukarı aynıydı. Gelmeleri beklenen ancak son anda karar değiştirenlerin birçoğu Ermeni yetkililerin ve İstanbul dışındaki Ermeni kiliselerinin Akdamar’a gitmeme ve “Türklerin gösterisi”nin bir parçası olmama çağrılarının etkisinde kaldı.
Ancak bu ayin gösterinin çok ötesindeydi. O gün Akdamar’da olan herkes bu enerjiyi ve kilisenin adanın her yerine yayılan etkisini hissetti. Bu bir gösteri değildi. Bu, Başpiskopos Ateşyan adlarını açık açık anmasa bile, 1915’te hayatlarını kaybeden masum kurbanlar için edilen toplu bir duaydı.
Kilisenin demirden haçını çatıya yerleştirme çalışmalarının ayine yetişmeyeceği açıklandığında Ermenistan’ın laik ve dini liderleri,boykot çağrısı yaptı. Dolayısıyla Ermenistan’dan gelenlerin çoğunluğu çeşitli uluslararası kuruluşlardan mali destek alarak adaya gelen gazeteciler oldu.
Başbakanlığın gönderdiği davetlere ve bütün masrafları karşılama sözüne rağmen diaspora basını adaya muhabir bile göndermedi.
Monako’da yaşayan 70 yaşındaki işadamı Dikran Çiderciyan Türkiye’nin dışına gelip ayine katılan Ermenilerden bir tanesi. Çiderciyan, “Birkaç yıl önce Surp Haç’ta yapılacak bir ayin rüya gibi görülürdü. Belki her şey tam olarak hazırlanmadı ama bu mirasımıza sahip çıkmak için önemli bir adım” dedi.
Eçmiyazin’in (Ermenistan Patrikhanesi) ayine temsilci göndermemek için öne sürdüğü nedenlerin bir paravan olduğunu belirten Çiderciyan, “Gerçek sebepler siyasi” dedi.
İstanbul’dan gelip ayine katılan Armen Yarmayan ise Ermenistan’ın boykotunun meşru olduğunu ancak Türklerin de haçı yerleştirmedikleri için suçlanmamaları gerektiğini ifade etti. Yarmayan, “Zamanla her şey yerine oturacak, haç yerleştirilecek ve Ermenistan’dan inananlar bir sonraki ayin için buraya gelecekler” dedi.
İstanbul’da doğan ancak Beyrut’ta yaşayan Krikor Kyokçiyan ise, “İsterse 10 boykot olsun, yine de gelirdim. Bunu kendi gözümle görmem gerekiyordu” dedi.
Kilisenin restorasyonundan sonra Mart 2007’de hükümet yetkililerinin ve Ermeni yetkililerin katılımıyla düzenlenen açılış töreninin kilisenin bahçesinde dalgalanan kocaman Türk bayrağıyla tam bir gösteri olduğu söylenebilir.
Ancak bu kez hiç böyle bir şey yoktu. Akdamar İskelesi’ndeki bir bayrak dışında adada Türklere ait semboller bulmak bile zordu. 19 Eylül’de düzenlenen törenin gösteriyle alakası yoktu.
Armenian Reporter'da yayımlanan "Holy Cross deserves more Armenian tears" başlıklı haberden derlenmiştir.
Planet'i Facebook'ta takip etmek için:
http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet
Planet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetPlanet