Güncelleme Tarihi:
Akciğer Kanserleri Derneği, Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, Türkiye Kanser Enstitüsü ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği'nin bir araya gelerek, AstraZeneca Türkiye'nin desteğiyle hazırladığı bu raporda bir ilke imza atıldı ve akciğer kanserinin Türkiye'de neden olduğu ekonomik yük, tüm doğrudan ve dolaylı maliyetler hesaba katılarak kapsamlı bir şekilde ortaya konuldu.
TÜRKİYE'YE MALİYETİ 8..8 MİLYAR TL
Türkiye'de Akciğer Kanseri Raporu'ndaki verilere göre, akciğer kanserinin ülkemizdeki toplam ekonomik yükü 8.791.885.018 TL olarak hesaplandı. Hasta başı ortalama doğrudan maliyetin küçük hücreli akciğer kanseri hastalarında 48.731 TL, küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında ise 56.478 TL olduğu ortaya çıktı. Dolaylı maliyetlerin de dahil edilmesiyle hasta başı ortalama maliyetin 175.838 TL'ye yükseldiği belirlendi. Bu durum, akciğer kanserinde dolaylı maliyetlerin toplam ekonomik yük içinde önemli bir paya sahip olduğunu ortaya çıkardı.
ERKEKLERDE 1 KADINLARDA 5. SIRADA
Türkiye Akciğer Kanseri Raporu'nda paylaşılan bilgilere göre Türkiye'de erkeklerde en sık görülen kanser türü akciğer kanseri iken kadınlarda akciğer kanseri 5. sırada yer alıyor. Sağlık Bakanlığı Kanser İstatistikleri verisine göre Türkiye'de yaklaşık 50.000 akciğer kanseri hastası bulunmakta.
Raporda sunulan çözüm önerilerinden bazıları şöyle:
Akciğer kanseri için ülkemize özgü risk faktörleri bilimsel çalışmalar ile desteklenerek belirlenmeli.
Hastaların bu risk faktörleri doğrultusunda değerlendirilerek doğru hekimlere yönlendirilmesi sağlanmalı.
Tütün ve tütün ürünü kullanımını azaltıcı tedbirler ve eğitimler artırılmalı, bırakmaya yönelik ilave teşvik edici programlar düzenlenmeli.
Akciğer kanserinde erken tanı önceliklendirilmeli ve bu yönde disiplinler arası uygulamalar yaygınlaştırılmalı.
Dünyada örneklerini gördüğümüz genomik belirteçler ile ilgili ülkemizde de Sağlık Bakanlığı desteği ile yapılacak bilimsel çalışmalar yaygınlaştırılmalı.
Tedavi alamayacak durumda olan hastalar için palyatif bakım ve son dönem bakım merkezlerinin sayısı artırılmalı ve yeni bakım evleri kurulmalı.
Mevcut oluşan ekonomik yük göz önünde bulundurularak, erken teşhisi mümkün kılacak çalışmalar yapılmalı.