Güncelleme Tarihi:
Süleyman Şah Çadır Kenti’nde kalan çocuklar ve gençler, dönüş hareketliliğini seyretmek üzere sınır kapısının önünde. Ulusal ve yabancı basının da büyük ilgi gösterdiği manzara gösteriyor ki bomba ve mermilerden kaçanlar, geride bıraktıkları yaşamlarına dönüyor artık. Şimdilik içlerinde hiç Türkmen yok. Tümü Arap. 180 Arap sığınmacının kaldığı Şanlıurfa Akçakale TIR Garajı sorumlusunun verdiği bilgiye göre Devlet, Türkmenler’i Hatay ve Osmaniye kamplarına nakletmiş. Bir bölümü de Kütahya Simav yolunda. Çok az sayıdaki Kürt sığınmacı ise Suruç ve köylerinde.
‘IŞİD HAK EDENİ KESİYOR’
Alaaddin (16), Süleyman Şah Çadır Kenti’nde yaşıyor. Ailesinin yarısı Tel Abyad’da kalmış. IŞİD’i desteklediğini açıkça söylüyor:
“IŞİD iyi. Tel Abyad’da fidye için kaçırılmaları önledi. 1 yıl 3 aydır rahattık. Küfür eden, hırsızlık yapanların yani hak edenlerin kafasını kesiyor. Adaleti getirdiler ve bize çok iyi davrandılar. Kadınlara çarşaf giydirdiler ki, hepsi bacımız olsun. Bana 40 gün askerlik öğrettiler. At binmeyi, Keleş (Kaleşnikof) ve MP3 söküp takmayı, dövüşmeyi öğrettiler. PYD gelip evimizi, 400 dönüm buğdayımızı yaktı. IŞİD bizim orada kalsa, hepimiz katılırız. YPG saldırınca 500-1000 arasındaki IŞİD’cinin yarısı buraya geldi, ailesini bıraktı. 200’ü de Rakka’ya gitmeye çalışıyor. Yolda ölürler. Her birinin ancak birkaç yüz mermisi var.”
‘NE IŞİD NE YPG NE ESAD’
Tel Abyadlı Ali Ali (32), evli ve çocuksuz. İki gün önce geldi, üç gün sonra hastane yeniden açılıp doktorlar geleceği için, toprağına geri dönecek. Diyor ki: “Ne IŞİD ne YPG ne Esad. Korkmuyorum. Hangisi başa geçse umurumda değil. Evime, işime bakıyorum. Bombalardan, silahlardan korktuğumuz için geldik. IŞİD’den kötülük görmedik.” Fotoğrafı çekilirken paniğe kapılıp sigarayı elinden atıyor. “IŞİD görürse parmaklarımı keser” diyor.
VE BİR DRAM
Akçakale Gümrük Kapısı önünde bir kadın ağlayarak dolaşıyor, Arapça mırıldanıyor. Belli ki yardım istiyor. Görevli polisler bir tercüman buluyor. Adı Gutma. 20 yaşında. 10 gün önce sığınmış ama hasta eşi Ali ile hasta oğlu Meyyaz (3), dikenli tellerin arkasında kalmış, geçememişler bu tarafa. Polisler gidip çocuğunu alması için geçişini sağlıyorlar. Ancak eli boş dönüyor.
TEL ABYAD KÜRTLERİN DEĞİL BİZİM
Tel Abyadlı bir aile, minibüse eşya denklerini yükledikten sonra gümrüğe hareket ediyor. Ailenin reisi Mustafa (34), konuşuyor: “Tabii gideceğiz Tel Abyad’a. Orası bizim. Kürtler gitsin. Türkiye’ye İsrail gelse siz kabul eder misiniz ki biz Kürtler’i kabul edelim?”
‘BİZİMLE SAVAŞ, AYDA 1000 TL AL’
Akçakale TIR kampında, taş ve battaniyeden çardaklarda, 186 Tel Abyadlı Arap yaşıyor. 33 derece sıcakta susuz, tuvaletsiz ve mutfaksız. Yardım paketlerini gösteriyor, “Orada artık bu da yok” diyorlar. Esad güçlerinin bombardımanında yaralanan Cuma (25) anlatıyor:
“IŞİD bize zarar vermedi ama rüşvet aldı. Bir işte çalışmanın yolu buydu. Kendilerine katılıp savaşırsak ayda 100 bin suri (bin TL), ev vereceklerini söylediler. YPG geldi ve bizi Türkiye’ye kovaladı. Arapları istemiyor. Bizim boşluğumuza Kürtleri dolduracak. Kobani harabe, Tel Abyad sağlam. Kobanilileri getirip yerleştirecekler..”