Akaydın: ‘Başbakan Hitlervari tutum içinde’
Güncelleme Tarihi:
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2010 16:10
ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın, demokraside en önemli kurum olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun seçtiği Başbakan'ın, İsmet İnönü'ye ‘Hitler’ benzetmesi yapmasını eleştirdi. Akaydın, “Ama bu arada kendisinin ne kadar Hitlervari tutumlar içinde olduğu bu toplumun çok önemli gerçeklerinden birisi” dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, 20 Avrupa ülkesinde 110 kentin üye olduğu ‘Avrupa Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Kentler Koalisyonu'na kabul edildi. Yaklaşık 6 aylık bir çalışmasürecinde gerçekleşen kabul çerçevesinde bugün Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ionna Kuçuradi ve Doç. Dr. Yusuf Örnek'in konuşmacı olarak katıldığı ‘Hoşgörü ve Demokrasi’ paneli düzenlendi. Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde konuşan Başkan Mustafa Akaydın, Türkiye'nin bugün ulusal birliğini ve toplumsal dayanışmasını ortadan kaldırmaya yönelik tehditlerle karşı karşıya olduğunu savundu. Toplumda bir değerler erozyonun yaşandığını anlatan Akaydın, şunları söyledi:
“Her insanın aile mahremiyetine kadar tecavüz edilmesi bence bir değerler erozyondur. İnsanların telefonları mahkeme kararı olmaksızın dinlenmesi ve bu telefonlarda kayda geçen en özel konuşmaların bile hemen arkasından, malum basında manşetlere geçmesi bir değerler erozyonudur. Hukukla kavga etmek, anayasal hukuk düzenini yok etmeye çalışmak, bence bir değerler erozyonudur. Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bu coğrafyanın çok önemli kurumunu habire kötülemeye kalkmak, habire güçsüz kılmaya kalkmak değerler erozyonudur. Bir yerde yolsuzluk varsa, bunları örtbas etmeye çalışmak ve yolsuzluk yapan insanı toplumda haklı göstermeye çalışmak değerler erozyonudur.”
‘DEMOKRASİYLE 1946'DA TANIŞTIK’
Demokrasi ve hoşgörü kavramlarının Türkiye'nin şu anda büyük ölçüde erozyona uğramış değerleri olduğunu ileri süren Akaydın sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz 1946'da demokrasiyle tanışmış ülkeyiz. Çok önemli bir demokrasi sınavı verdik. Ama bugün hala demokrasi olmamasından şikayet ediyoruz. Demokraside en önemli kurum Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun seçtiği, atadığı Başbakan, kalkıp demokrasiyi bu ülkeye getirmiş bir Başbakan'a ‘Hitler’ benzetmesi yapıyor. Ama bu arada kendisinin ne kadar Hitle rvari tutumlar içinde olduğu bu toplumun çok önemli gerçeklerinden birisi.”
‘FİKRE DEĞİL, FİKİR SAHİBİNE SAYGI’
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ionna Kuçuradi de, Avrupa Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Kentler Koalisyonu'nun Avrupa'nın vicdan azabı sonucu kurulduğunu kaydetti. Irkçılık ve ayrımcılığa karşı insanlığın sürekli tetikte olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kuçuradi, “Hiç farkında olmadan ayrımcılıklar yapıyoruz. Dilimize kadar işledi ve hiç farkında değiiliz” dedi. Prof. Dr. Kuçuradi, konuşmasında hoşgörünun mutlak bir değer olmadığının altını çizerek, “Karşı olduğumuz fikre saygı göstermek zorunda değiliz. Fikrin sahibi kişiye saygı gösteririz. Ama o fikirle de sonuna kadar savaşırız” diye konuştu.
Doç. Dr. Yusuf Örnek, Antalya'nın hem turizm hem de ülke içindeki iç göçlerle çok kültürlü çok dilli bir kent haline geldiğini söyledi.
“Her insanın aile mahremiyetine kadar tecavüz edilmesi bence bir değerler erozyondur. İnsanların telefonları mahkeme kararı olmaksızın dinlenmesi ve bu telefonlarda kayda geçen en özel konuşmaların bile hemen arkasından, malum basında manşetlere geçmesi bir değerler erozyonudur. Hukukla kavga etmek, anayasal hukuk düzenini yok etmeye çalışmak, bence bir değerler erozyonudur. Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bu coğrafyanın çok önemli kurumunu habire kötülemeye kalkmak, habire güçsüz kılmaya kalkmak değerler erozyonudur. Bir yerde yolsuzluk varsa, bunları örtbas etmeye çalışmak ve yolsuzluk yapan insanı toplumda haklı göstermeye çalışmak değerler erozyonudur.”
‘DEMOKRASİYLE 1946'DA TANIŞTIK’
Demokrasi ve hoşgörü kavramlarının Türkiye'nin şu anda büyük ölçüde erozyona uğramış değerleri olduğunu ileri süren Akaydın sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz 1946'da demokrasiyle tanışmış ülkeyiz. Çok önemli bir demokrasi sınavı verdik. Ama bugün hala demokrasi olmamasından şikayet ediyoruz. Demokraside en önemli kurum Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun seçtiği, atadığı Başbakan, kalkıp demokrasiyi bu ülkeye getirmiş bir Başbakan'a ‘Hitler’ benzetmesi yapıyor. Ama bu arada kendisinin ne kadar Hitle rvari tutumlar içinde olduğu bu toplumun çok önemli gerçeklerinden birisi.”
‘FİKRE DEĞİL, FİKİR SAHİBİNE SAYGI’
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ionna Kuçuradi de, Avrupa Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Kentler Koalisyonu'nun Avrupa'nın vicdan azabı sonucu kurulduğunu kaydetti. Irkçılık ve ayrımcılığa karşı insanlığın sürekli tetikte olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kuçuradi, “Hiç farkında olmadan ayrımcılıklar yapıyoruz. Dilimize kadar işledi ve hiç farkında değiiliz” dedi. Prof. Dr. Kuçuradi, konuşmasında hoşgörünun mutlak bir değer olmadığının altını çizerek, “Karşı olduğumuz fikre saygı göstermek zorunda değiliz. Fikrin sahibi kişiye saygı gösteririz. Ama o fikirle de sonuna kadar savaşırız” diye konuştu.
Doç. Dr. Yusuf Örnek, Antalya'nın hem turizm hem de ülke içindeki iç göçlerle çok kültürlü çok dilli bir kent haline geldiğini söyledi.