Akademisyenlere: Tiksiniyorum

Güncelleme Tarihi:

Akademisyenlere: Tiksiniyorum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2016 21:37

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP’ye isim vermeden sert sözlerle yüklendi ve “Önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti asla muhatap alınmayacaktır” dedi. Barış bildirisini imzalayan akademisyenler için “Bu zihniyetten tiksiniyorum” diyen Erdoğan, 19. Muhtarlar Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

O GÜNLER GERİDE KALDI

“İstedikleri kadar debelensinler, çırpınsınlar, koskoca ülkeyi, milleti bir avuç kerameti kendinden menkul seçkinin, kendine aydın, akademisyen diyen lümpenin yönettiği eski Türkiye artık yok. Sözkonusu lümpen aydın takımı geçtiğimiz günlerde bir kez daha boy gösterdi. Bu kez yüzlerindeki maskeyi biraz daha sıyırdılar. Gerçek yüzlerinin bir bölümünü çok açık gösterdiler. Hem milletin birliğini,bozmaya çalışacaksınız, değerlerine hakaret edeceksiniz hem de hiçbir bedel ödemeden elinizi kolunuzu sallayarak, üstelik devletten aldığınız maaşla veya sağladığınız kazançla hayatınızı sürdüreceksiniz. O günler geride kaldı. Bir hukuk devleti olan Türkiye’de hiç kimsenin, kendilerine akademisyen diyenlerin milletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü hedef alan bir suçu işleme imtiyazı yoktur. Hemen düşünce özgürlüğü diye feryat etmeye başlıyorlar. Siz eleştirince düşünce özgürlüğü, ben eleştirince düşünce özgürlüğüne saldırı öyle mi? Bunlar sadece vicdansız değil aynı zamanda kusura bakmasınlar ahlak yoksunu. Birazcık aydın namusu taşıyan, eleştirdiği kadar eleştirilmeyi de hazmeder.

Haberin Devamı

BUNUN ADI ELEŞTİRİ DEĞİL

Bu akademisyenlere ve onları destekleyenlere sormak istiyorum: Siz, Türkiye’nin birliğinden, beraberliğinden yana mısınız, değil misiniz? Önce bu soruya samimi bir cevap verin. Şayet ülkenin birliğinden yanaysanız, niçin vatandaşlarımıza hayatı zehir eden, güvenlik güçlerimize saldıran terör örgütünün jargonuyla konuşuyorsunuz? Akademisyene, aydına, ciğeri beş para etmez bir terör örgütünün maşalığını yapmak yakışır mı? İmzaladığınız metnin mahiyetini bilmiyorsanız ayrı bir felaket, bilerek imza atıyorsanız ayrı bir felaket. Bunun adı eleştiri değil ki. Bunun adı terör örgütü propagandası. Şöyle bir hastalıklı anlayış var. Terör örgütü sivilleri hedef almamalı ama polise istediği gibi saldırabilir. Bunu söyleyenler, insanlıktan nasibini almamış aşağılığın aşağısı kişilerdir. Polis, asker insan değil mi? Bunlar sizin hedef tahtanız mı. Terör örgütünün kamu görevlilerine saldırmasına kendince akademik, siyasi fetva veren sivillerin öldürülmesini ‘yapmasa iyi olur’ diye karşılayan bu zihniyetten açık söylüyorum tiksiniyorum.”

Haberin Devamı

KILIÇDAROĞLU’NA: KARIN AĞRISINI BİLİYORUM AMA HİCAP DUYARIM

“Bir değil, iki değil, üç değil, beş değil on değil, sabır, sabır, sabır. Ana muhalefet partisinin genel başkanı hem parti kongresinde hem grup toplantısında yine çirkin yüzünü göstermiş. Bu zat bir süredir şahsımla, ailemle ilgili ağzına da kişiliğine de kesinlikle yakışmayan şekilde bir namus, şeref edebiyatı tutturmuş gidiyor. Bazı insanlar vardır ya yüzüne tükürsen ‘yağmur yağıyor herhalde’ der bu da işte böyle pişkin. Cehaletin ve çirkefliğin bir araya toplandığı bir kişiliğe hiçbir sözün kafi gelmediğini üzüntüyle görüyorum. Nerede, ne zaman, kime çatacağı belli olmayan kişiler için ‘serseri mayın gibi’ derler. Bu da öyle serseri mayın gibi ne zaman, kime bulaşacağı belli olmuyor. Aslında bu zatın asıl karın ağrısını ortaya dökerim ama inanın ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum. Türkiye’nin bunca meselesi varken, çözüm bekleyen bunca sıkıntısı varken bu namus ve şeref fukaraları için vakit harcamak bana zul geliyor. Teröristleri savunan birisi de bu değil mi, onların arkasında duran bu değil mi? Hangi namustan, hangi şereften bahsediyorsun? Hijyen bizimle bu ülkede tanıştı. Siyasetçi olmuş başında bulunduğu partinin girdiği tüm seçimleri kaybetmesine yol açmış partisini batırmış. Gaf üstüne gaf yapıyor, çünkü bilerek, inanarak konuşmuyor.” 

Haberin Devamı

PKK VE HDP’YE: ASLA MUHATAP ALINMAYACAKLAR

“Terör örgütünün o dağda yaşayanları var ya, onlar bütün yetkililere başta şahsım olmak üzere ailemize varıncaya kadar her şeyimizi tehdit ediyorlar. Aynı şekilde yetkili mercilerdeki arkadaşlarımıza aynı tehdidi yapıyorlar. Bize tayin edilmiş olan hayat bellidir. O an geldiğinde emaneti sahibi alacaktır. Ama biz görevimizi yerine getireceğiz. Bölücü terör örgütünün tek amacının efendilerinin kendine verdiği vazifeyi yerine getirmek, aldıkları taşeronluk ihalesini tamamlamak olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunun için önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti ve diğer yapılar, asla muhatap alınmayacaktır bu iş bitmiştir. Onlar örgütüyle, milletvekilleriyle, belediyeleriyle yaptıklarının hesabını adalete verecekler. Şehir yapılanmasına ne Hakkâri yeri itibariyle müsait, ne de Şırnak. İki ilave şehir demiyorum bu şehir kentsel dönüşüm, değişimle bu hale dönmüş oacak. Artık önümüzde başka yöntem, yol haritası yoktur. Terör örgütü içindeki gençlere sesleniyorum. Gelin yol yakınken hatadan dönün.” 

Haberin Devamı

ERDOĞAN: ‘ÇEYREK PORSİYON DAHİ DEĞİL’

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, barış bildirisine imza atan aydınları Cem Karaca’nın ‘lümpen aydın’ sözleriyle eleştirdi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Cem Karaca lümpen aydınlar için yarım porsiyon aydın diyor. Rahmetli çok bonkör davranmış. Bugün aydın geçinenler değil yarım, çeyrek porsiyon kıymetinde dahi değil. İstisnalar kaideyi bozmaz. Cem Karaca, ‘Yarım Porsiyon Aydınlık’ isimli şarkısında bu güruhu şu şekilde anlatıyor: Her zamanki köşenizde, her zamanki barınızda, önünüzde viski ve havuç, bir eliniz çenenizde, kaşınız hafifçe yukarıda, bakışlarınız ne kadar bilgiç, hiçbir şey üretemeden sadece eleştirirsiniz. Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz ama ekonomi, politika. Karılarını döverken siz ne kadar bilimselsiniz. Hep o yarım porsiyon aydınlık aynı çehreler, aynı laflar, vallahi hiç değişmemişsiniz.”

BAKMADAN GEÇME!