Güncelleme Tarihi:
Ak Partili Özkan, bir grup AK Parti milletvekili ile Mecliste düzenlediği basın toplantısında, sivil, istikrarlı, demokratik, refah ülkesi bir Türkiye inşa edecek cumhurbaşkanlığı modeli için anayasa değişikliği görüşmelerinin TBMM Genel Kurulunda başladığını anımsattı.
Dün Meclis'in açılışından itibaren devam eden çalışmaların bugünün ilk saatlerinde "CHP'nin bir işgal girişimi" ile karşı karşıya kaldığını belirten Özkan, Türkiye'nin 150 yıldır arayışı içerisinde olduğu anayasa ihtiyacını hayata geçirirken, sancısız ve çilesiz olmayacağını elbette bildiklerini kaydetti.
Türkiye'nin tüm terör örgütleriyle mücadele ederek, aynen Çanakkale Savaşı'ndaki gibi bir istiklal mücadelesi verdiğini vurgulayan Özkan, Kurtuluş Savaşı'nda verilen mücadelenin elbette bugüne kadar devam ettiğini, diplomasi, ekonomi, hukuk, kalkınma, teknolojide verilen mücadelenin de tam anlamıyla zirveye çıktığını ifade etti.
'MÜCADELEMİZİ ORTAYA KOYDUK'
Dün Mecliste yaşananlara ilişkin fotoğrafları gösteren Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu milli iradeyi işgal girişimidir. Hiçbir ayrım gözetmiyoruz. Nasıl 15 Temmuz'da FETÖ bu işgal girişimine kalkışmışsa, PKK terör örgütü, hendek siyasetiyle milli iradeye engel olma girişimi içerisinde olmuşsa aynı şekilde bugünün ilk saatlerinde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından milli irade, işgal girişimi altında kalmıştır. Ancak hiçbir şekilde bu girişime meydan vermeden milli iradeye sahip çıkan AK Parti kadroları olarak bu kürsüyü bütün işgalcilerden temizlemek için mücadelemizi ortaya koyduk.
Görülüyor ki gerek grup başkanvekilleri gerekse parti yöneticileri ve milletvekilleriyle, AK Parti milletvekillerine karşı açıkça cana kast diyebileceğimiz bir şiddet girişiminde bulunmuşlardır. Bazı milletvekillerimizin boğazlarına sarılmak suretiyle, milletvekillerimizin ciddi anlamda hayati tehlike altında kalmalarına neden olmuşlardır. Yine, milletvekilimiz Muhammet Bey'in bacağından ısırma şiddetini dahi gösterebilmişlerdir."
'İŞGAL GİRİŞİMİNİ PÜSKÜRTTÜK'
Özkan, Türkiye'de milletin ihtiyacı olan sivil demokratik anayasa için, "Kansız getiremezsiniz" diyenlerin bugün Türkiye'yi çatışmaya, kamplaşmaya götüren tavırlarıyla net bir şekilde deşifre olduğunu belirtti.
Hiç kimsenin endişe etmemesi gerektiğini ve milli iradeyi sokakta bulmadıklarını anlatan Özkan, milletvekilleri olarak Genel Kurulda kırılan kürsüyü yeniden yerine getirdiklerini, eski bakanlardan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın konuşmasıyla milli iradenin yeniden rotasına girmesini sağlayarak "işgal girişimini" püskürttüklerini vurguladı.
SORULAR
Gazetecilerin, "CHP'nin FETÖ ve PKK ile aynı safta yer aldığını mı düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Özkan, şunları söyledi: "Bu tavırlar bilinçli ya da bilinçsiz önemli değildir. PKK terör örgütünün Kandil'deki sözde elebaşısı cumhurbaşkanımızla ilgili ne demişti? 'Onu başkan yaptırtmayacağız' demişti. FETÖ ne yapıyor? Cumhurbaşkanımızın, Türkiye'nin istikrarlı bir anayasal modele geçişine engel olmaya çalışıyor. PYD'si, DEAŞ'ı bu ülkede anayasa çalışmaları başlar başlamaz ne kadar büyük bir kararlılıkla terör saldırılarına giriştiklerini de hep beraber gördük. Dünkü işgal girişimi de bu anayasa çalışmasına engel olma girişimidir. Belki birlikte iradeleri ortaya koymamış olabilirler ancak sonuçları itibarıyla terör örgütleriyle bir irade uyuşması içerisinde tavır sergilediklerini net bir şekilde dün tecrübe ve deşifre ettik."
Anayasa değişikliği teklifinin Genel Kurulda kabul edilmemesi durumunda seçime gidilebileceği yönündeki açıklamaların anımsatılması üzerine Özkan, demokrasilerde tartışma veya kriz çıktığında milletin hakemliğine başvurulacağını belirterek, "Milletimizin ihtiyacı olan bu anayasa adeta bir tsunami gibi kabarmış ve karaya doğru geliyor. Bunun karşısında duran her kim olursa millet nezdinde kaybeder" dedi.
Bir soru üzerine Özkan, bugün Türkiye'de milli iradenin üzerindeki en büyük vesayetin maalesef TBMM İçtüzüğü olduğunu kaydetti. Mlli iradeyi kaynakta kesen bir İçtüzük ile karşı karşıya olduklarına işaret eden Özkan, anayasa değişikliğinden sonra zorunlu olarak bir İçtüzük değişikliğinin gerektiğini bildirdi.