Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, İzmir ve Manisa teşkilatları üyelerine, sandık örgütlenmesini anlattı. İzmir’de Balçova Termal Tesisleri’nde yapılan toplantıya İzmir ve Manisa’nın il ve ilçe başkanı düzeyinde ana kademe, kadın ve gençlik seçim işleri başkanları katıldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, seçim işleri olarak Konya, Nevşehir, Trabzon, Samsun, Antalya ve Denizli’nin ardından İzmir’de yaptıkları toplantılara 27 il, 340 ilçeden bin 554 partilinin katıldığını söyledi. İzmir ve Manisa’nın 47 ilçesinden 343 kişinin katılımı ile yapılan toplantıda konuşan Şentop, genel seçimin 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacağını, 2019 yılının Haziran ayına kadar seçim olmayacağı için bu seçimin büyük önem taşıdığını ifade etti.
’MİT OPERASYONU İŞARET FİŞEĞİ’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, 1.5 yıllık sürede üç seçim yapıldığını bu seçimleri etkileyebilmek, AK Parti’nin gücünü zayıflatmak için bir proje uygulandığını öne sürerek, şunları söyledi:
"Bu proje, 2012 yılının 7 Şubat’ında MİT operasyonu ile birlikte başladı. Savcılar, MİT Müsteşarı’yla ilgili soruşturma açarak onu ifadeye çağırdılar. Asıl amaç MİT üzerinden Türkiye’nin komşularla ilişkilerini mercek altına almaktı. Perde arkasındaki güce bakmak lazım. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler, paralel yapının sevdiği güneydeki ülke özellikle MİT müsteşarıyla ilgili sözler söyledi. 7 Şubat 2012 işaret fişeğidir. Daha sonra Gezi olaylarıyla ortaya çıkan süreç yaşandı. Türkiye’de güvenliğin olmadığını, ülkenin yönetilemez hale geldiğini gösteren bir çalışma başlatıldı. CNN, ABD’deki olaylardan önce tezgahını Taksim’de kurdu ve dünyaya hitap eden canlı yayınlar yaptı. Ardından 17- 25 Aralık olaylarını açık bir şekilde darbe teşebbüsü olarak görüyoruz."
’AMAÇLARI AK PARTİ’Yİ ZAYIFLATMAK’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, 17- 25 Aralık operasyonlarının darbe teşebbüsü olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Yolsuzluk iddiaları dünyanın her yerinde Türkiye’de de millet iradesini gasp etmek isteyen maskedir. Piyasada alıcısı çoktur. Böyle bir itham yaptığınızda doğru mu yanlış mı diye düşünmeden insanlar inanabilirler. İllegal hareketler gerçekleştirirken böyle ithamlarda bulundular. Savcılık soruşturması çerçevesinde iş yapıldığı iddia edilmiştir. 17 Aralık’ta savcıların harekete geçtiği dosya, yedi ay önce hazırlanmış harekete geçmek istiyorsa savcılık işlem istiyorsa o zaman harekete geçselerdi. Mesele basit, o zaman geçselerdi seçime etkisi olmazdı. Amaç dosya hazırlığı yargı süreci yolsuzluk soruşturması değil AK Parti’yi zayıflatmak. CHP ortaya politika koyan, sözleri millette karşılığı olan bir parti değil. MHP sözleriyle eleştirileriyle tesir uyandıran bir güç haline gelebilmiş bir değil. Paralel yapı dediğimiz daha organize yapıyı hakim ve savcılar üzerinde etkinliği olan bu yapıyı harekete geçirelim dediler. 17- 25 Aralık bu anlamda çok açık darbe teşebbüsüdür."
’İSTİHBARAT KURULUŞLARININ KUCAĞINA OTURMUŞSANIZ’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, ’paralel yapı’nın uluslararası istihbarat kuruluşlarının taşeronluğunu yaptığını öne sürerek, şöyle konuştu:
"Burada bırakmamamız lazım. Türkiye’de bu tip teşebbüsler olmuştur. Bütün darbelerin uluslararası irtibatları vardır. Darbe yaptınız geldiniz dünyada bütün ülkeler ’biz bu hükümeti tanımıyoruz’ deseler iki gün iktidarda kalamazsınız. Bunlar ancak açık ya da üstü örtülü bir destekle olabilir. 27 Mayıs 1960 böyledir. 12 Mart, 12 Eylül darbeleri de öyledir. 28 Şubat da öyledir. Şunu söyleyelim hiçbir darbe tamamen uluslar arası senaryonun icrası şeklinde yapılmamıştır. O darbeyi yapanlara da kendilerine göre yerel hedefler koymuşlardır. 17- 25 Aralık darbe teşebbüsü tamamen uluslararası projenin senaryonun icrası durumundadır. Paralel cunta taşeronluk yapmıştır. Türkiye’de AK Parti iktidarı 2002 yılından bu yana temel meseleleriyle ilgili kalıcı adımlar atıyor. Siyasi istikrar sağlandı, ekonomik istikrar sağlandı. Bütün krizlerin teğet geçtiği sağlıklı bir ekonomik yapıyı kurduk. Sosyal barış gerçekleşti. Tarihi birçok sorunun çözümünde önemli yol aldık. Türkiye’nin uluslar arası itibarı arttı. Türkiye küresel aktör olarak dünyada yer almaya başladı. Bundan rahatsız olanlar Türkiye’nin küresel aktör olmasından rahatsız olanlar ülkede kaşıyacak yara bulamamaktan, ekonomik ve siyasi istikrarından rahatsız olanlar operasyon yapmak istediler. AK Parti iktidarını zayıflatacak en önemli dönem arka arkaya seçimlerin yapılacağı dönemdir. Organize bir güce ihtiyaç vardı. Paralel yapı dediğimiz cuntayı buldular. Siz dünyanın her yerinde ticari faaliyet yaparsanız o izinle olur. Kongo’da siz ticaret yapmak isteseniz sizden referans isterler. Siz uluslararası istihbarat kurumlarının kucağına oturmuşsanız bir gün o istihbaratçılar da size bedel ödettirir. Bu işin içine onlar girdiler. ’One minute’ çıkışı etkili oldu. Türkiye’nin uluslar arası ağırlığının zirve yaptığı nokta. Paralel cunta, uluslararası şebekenin taşeronluğunu yapmıştır. Erken fark ettik."
’SURİYE VE IRAK GİBİ OLURDUK’
Mustafa Şentop, darbe girişiminin sonuç vermesi durumunda MHP ve CHP’nin koalisyonda olduğu hükümette Türkiye’nin Suriye ve Irak gibi kaosa sürüklenebileceğini öne sürdü. Şentop, "Kimden gelirse gelsin ’Herkes işine baksın’ diyen bir AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan vardı. Öyle olmasaydı CHP ve MHP ile bir koalisyon hükümeti olurdu. Suriye ve Irak gibi milletin birbirine düştüğü kaosa sürüklendiği bir ülke olurdu. Bu projeyi uygulama koydular ama ilk adımda önleri kesildi. Biz oyunun hazırlanan kumpasın farkındayız. La Fontaine masalında tilki ne diyor kargaya ’Sesin çok güzel bir şarkı söyle de dinleyelim’ diyor. Şarkı söyleyince de ağzından peyniri kapıyor. Siyasetin tilkileri de böyle bir oyun oynayacaklarını sanıyorlar ama karşılarında saf bir kadro yok Türkiye’nin tüm girift noktalarını görmüş bir siyasi hareket var. Türkiye’nin istikrarını uluslararası tilkilere yedirmeyeceğiz" dedi.
’CHP ATATÜRK’ÜN PARTİSİ DEĞİL’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, CHP’nin Atatürk’ün partisi değil Deniz Baykal’ın partisi olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bazı vatandaşlar CHP’ye Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Deniz Baykal’ın partisi diye değil Atatürk’ün partisi diye oy veriyor. Ancak bu tarih olarak yanlış, bu yalandan ibaret. Bu CHP, Baykal’ın partisidir. Atatürk’ün partisi ile isim benzerliği taşıyor. Atatürk’ün kurduğu CHP, 1981 yılına kadar devam etmiş. O tarihte kapatılmıştır. Hukukçular bunu bilir. 10 yıl oyunca CHP diye bir parti yok. 1985 yılında Baykal’ın siyaset yapma yasağı kalkınca SHP’ye giriyor. 1991 yılında kapatılan partilerin aynı isimle kurulabileceğine dair bir yasa çıkıyor. Ölüyü diriltmek mümkün değil. Bu ayrı parti ama aynı isimle kuruluyor. Baykal, CHP’yi kuruyor. Kimse CHP’ye itibar etmiyor. O zaman yeni doğan bu çocuğa kahramanlık hikayesi uyduruyorlar ve ’Atatürk’ün partisi’ diye yutturmaya çalışıyorlar. Bunu anlatın. Herkes kendi gücünü ortaya koysun. Başkalarının geçmişini çalıp kendine adapte etmek yanlış. CHP böyle bir zavallılık tablosu içinde. MHP’yi var eden terör sorunuydu. Bu sorunda yol alınınca öyle bir parti de kalmadı."