AK Partili Şahin: CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurması hakkı

Şahin, Karabük’ün Eskipazar İlçesi Kaymakamı Samet Serin’i ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. CHP’nin anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağı iddiasının sorulması üzerine Şahin, şöyle dedi:

"Meclis’te gücü yeten herhangi bir muhalefet partisinin bir kanunu Meclis’ten geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi doğal hakkı, buna bir şey diyemeyiz. Ancak dünkü açıklamasından sonra Sayın Kılıçdaroğlu’nun sadece Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasını beklemiyorum doğrusu. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Din Kurulu’na da başvuruda bulunmasını bekliyoruz. Çünkü kendisi dün bu kanunun İslam dinine de aykırı olduğunu iddia etmişti. Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasının yanı sıra dünkü açıklaması samimiyse bir de Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvursunlar. Görelim bakalım ne netice çıkacak?"

Türk halkının müspet düşünen bir halk olduğuna işaret eden Şahin, "Ak Parti döneminde 2 anayasa referandumu oldu. Birinde yüzde 69 oy ile halkımız ‘evet’ dedi. 2’ncisinde de yüzde 58 oy ile ‘evet’ dedi. Şimdi bizim dönemimizde halkın önüne getirdiğimiz bu 3’üncü referandum oluyor. ‘Evet’ müspeti temsil eder. ‘Hayır’ menfiyi temsil eder. Bizim halkımız büyük çoğunlukla müspet düşünen, pozitif düşünen bir halktır. O bakımdan hangi tarihte yapılırsa yapılsın muhtemelen Nisan ayı içerisinde olacak. Yine müspet bir sonuç çıkacağını ve halkımızın bu Anayasa değişikliğini de daha öncelerde olduğu gibi yüksek oranda tasvip edeceğini düşünüyorum. Ama bu kanunu beğenmeyenlerin tabii ilgili yerlere başvurmaları doğal hakkıdır. Gelişmeleri göreceğiz" dedi.

CHP’nin, "Anayasa değişikliği gerçekleşirse Türkiye diktatörlük rejimine geçecektir" şeklindeki görüşlerini akla mantığa uymayan iddialar olarak olarak değerlendiren Şahin, "2019 yılında CHP bir Cumhurbaşkanı adayı gösterirse, örneğin Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olursa ki, tabanının beklentisi budur. Ama halk şöyle bir soru sorabilir kendisine: Siz bu sistemi diktatörlük olarak değerlendirmiştiniz. Siz, bizden diktatör olmak için mi oy istiyorsunuz? Acaba o zaman Kılıçdaroğlu ne cevap verecek? Dolayısıyla siyasiler konuşurlarken ileride karşılarına neler çıkacağını, ne gibi zorluklarla karşılaşacağını düşünerek konuşmalılar. O bakımdan ifrattan ve tefritten kaçarak siyaset yapmanın çok daha doğru olacağı kanaatindeyim" diye konuştu.