Güncelleme Tarihi:
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Kanal İstanbul projesi ile ilgili, Montrö Sözleşmesinin gemilerin boğazlardan serbest geçişine imkan tanıdığını belirterek, Boğazdan geçen gemilerin sayısının 1936-40'lı yıllarda 13 binlerde olduğunu, bugün 45 binlere çıktığını söyledi. Boğazda trafiğin ciddi şekilde arttığının ifade eden Özkan, "Bu sebeple riskler arttı. Bugün Boğazdan geçmek için gelen bir gemi, yaklaşık 9 saat ile 7 gün arasında beklemek zorunda. Geminin bir günlük bekleme maliyeti yaklaşık 100-150 bin dolar civarında. Onun için her bir taşıma firması, günlük bekleme süresinden kaynaklı kaybını ortadan kaldırmak için bu yolu tercih edecektir. Arz talep dengesinde bütün taşıma firmalarının tercih edeceği bir avantajdır. Montrö Sözleşmesi yürürlükte olsa dahi bütün taşıma firmaları Kanal İstanbul'dan geçmek suretiyle 7 gün bekleme sürelerini tamamen ortadan kaldırarak çok daha fazla kazanç elde etme imkanlarına kavuşacaktır" ifadelerini kullandı.
'KANAL İSTANBUL'A İHTİYAÇ VAR'
Özkan, Kanal İstanbul projesine, Montrö Sözleşmesi kapsamında uluslararası bir tepki ve itirazın olmadığını ve bu projenin çevreye olumsuz değil, olumlu etkilerinin olacağını belirtti. Cahit Özkan, "Bugün İstanbul ciddi bir tehdit altında. Yaklaşık 16 milyon insanın yaşadığı bu şehir, her geçen gün artan gemi trafiğine bağlı olarak, köprüden geçen insanlarımızın karşı karşıya kaldığı risklere ve boğazdan geçen feribotların karşı karşıya kaldığı riske baktığımızda, 1990'larda yanan ve 6 ay yangını devam eden tanker facialarının gelecekte karşı karşıya kalınmayacağının garantisini kimse veremiyor. İstanbul'u bu olası facialardan korumak için Kanal İstanbul'a ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
'İSTANBUL'UN HAVASI, SUYU VE DENİZİ KORUNMUŞ OLACAK'
Bilimsel çalışmalar ve ÇED raporlarına göre, İstanbul için bu projenin bir kazanım olacağını savunan Cahit Özkan, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce 2009'dan bugüne gelinen süreçte, 40'tan fazla üniversitede yaklaşık 200'ün üzerinde profesörün, öğretim görevlisinin yapmış olduğu çalışmalar, hidroteknik, çevre mühendisliği jeoloji, jeofizik çalışmalar neticesinde, ÇED raporları tamamlanmış ve proje çalışması nihayete ulaşmıştır. Bu çalışmaların tümüne baktığımızda, yapılacak Kanal İstanbul'un bir risk teşkil etmeyeceği yapılan ve tamamlanan ÇED raporları çerçevesinde neticelenmiştir. İstanbul'un çevre açısından sadece kazanımları söz konusu olacaktır. Olası gemi kazalarını önlenmek suretiyle İstanbul'un havası, suyu ve denizi korunmuş olacaktır. Kanal İstanbul güzergahında yapılacak çevre çalışmaları da herhangi bir tehlike oluşturmadığı da raporlarla bilimsel olarak ortaya koyulmuştur."
'HALK, AK PARTİ'YE OY VEREREK PROJEYİ ONAYLADI'
Cahit Özkan, Kanal İstanbul'un, 2011 genel seçimlerinde, AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer aldığını hatırlatarak, "Sayın Cumhurbaşkanı 2011 seçimlerine giderken, 'İstanbul ciddi risk altındadır ve bunun için de İstanbulluya Kanal İstanbul sözü veriyoruz' dedi. 2011'den günümüze kadar tam 9 seçim gerçekleşti. Her seçimde Cumhurbaşkanımız İstanbullu vatandaşlarımıza Kanal İstanbul'u anlattı. O günden bugüne Kanal İstanbul anlatıldı. Halk, 9 seçimde zaten 'Kanal İstanbul' onayını verdi. 2011 seçimlerini AK Parti en yüksek oy oranı ile aldı. Halk her seçimde AK Parti'ye oy vererek zaten bu projeyi onayladı. Şu an bu projenin beklemesi söz konusu değil. Yani 9 yıl önce açıklanan bu proje, belli kademelerden geçerek hazırlandı. Ayrıca, 9 yıl boyunca bu projenin yüzde 70'lik kısmı tamamlandı. Şimdi yüzde 30'luk kısmı için kazma vurma kısmına gelindi. Yakın bir zamanda kazma vurulacak. Yüzde 70'lik işi mühendislik işleriydi" değerlendirmesinde bulundu.
'CHP'LİLER ÇOK CİDDİ ARSA ALDILAR'
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Kanal İstanbul projesine karşı çıkan CHP'lilerin, Kanal İstanbul güzergahında arsa kapattıklarını da iddia etti. Özkan, "Aslında CHP bu projeye karşı çıkmıyor. Milletimiz CHP'yi dinlemiyor. Eğer dinlemiş olsaydı, bugün İstanbul ve ülkemiz çok ciddi krizlerle karşı karşıya kalacaktı. Ama şunun altını çizeyim; CHP özü itibarı ile bu projeyi destekliyor. Çünkü Kanal İstanbul’un güzergahı olabilecek muhtemel bölgelerin tamamında CHP’lilerin, özellikle parti yöneticileri il ve ilçe başkanları nezdinde çok ciddi arsalar aldıklarını ve araziler kapattıklarını biliyoruz. Demek oluyor ki, CHP bu projeyi sözde karşı çıksa da özde destekliyor" ifadelerini kullandı.