Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ile Genel Başkan Yardımcısı Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Ömer İleri, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş Bilgi ve İletişim Teknolojileri Eğitim ve İstişare Kampı'nın açılışına katıldı. İleri, başkanlığın mart ayında kurulduğunu hatırlatarak, "Kuruluşumuzu izleyen 8 ay boyunca yüksek tempoda çalıştık. Her anlamı ile yeni bir dünyaya giriş yapmaktayız. Siyaset, yakın zamanda dijital alanlarla ilgili önemli kararlara imza atmak durumunda kalacaktır. Bu açıdan baktığınızda başkanlığının tam olarak da bu dönemde kurulmuş olması bir tesadüf değil" dedi.
'TÜRKİYE MESAFEYİ KAPATMIŞTIR'
Numan Kurtulmuş ise bilgi ve iletişim teknolojisinin gelişmesi ile önemli bir fırsatın ortaya çıktığını belirterek, "Bugün önümüzde önemli bir imkan var. Bilgi teknolojilerinin, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle, bizim gibi iddiası, geçmişi olan ve güçlü insan gücü potansiyeli olan ülkeler için devasa bir fırsat alanı karşımıza çıkmıştır. Her alanda rekabet alanlarında, rekabet edebilecek imkan karşımızdadır. İHA ve SİHA'ları dünya ölçeğinde rekabet edebilecek bir hale getiren ülke Türkiye'dir. Türkiye bu anlamda büyük bir şekilde mesafeyi kapatmıştır. Bu anlamda Türkiye; başta dijital dönüşüm olmak üzere yeni dönemin ortaya çıkardığı evrede üzerine düşenleri yapacaktır, gelişmesini sürdürecektir. Teknolojiyi geliştirmek tek başına marifet değildir. Teknolojiyi insanlığın hizmetine sunmak, bilgimizi, birikimimizi bilmek, dünyanın en değerli eylemidir. Bilmek tek başına yetmez, bilgiyi üretmek tek başına yetmez. Bilgiyi insanlığın hayrına bir şekilde üretmemiz lazım ona da 'hikmet' derler. Bugünkü Batı medeniyetinin en büyük eksikliği bilgi eksikliği değil, hikmet eksikliğidir. Hem bilgiyi hem teknolojiyi üreteceğiz. Bunu insanlığın hayrına olacak şekilde kullanacağız" diye konuştu.
'ÖZÜR DİLEMEK O KADAR MI ZORDUR?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' çağrısını hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bakmayın 'helalleşme' adı altında birtakım toplumun geniş muhafazakar kesimlerine göz kırpan siyasetçinin sözlerine hiç aldanmayın. Eğer helalleşme istiyorsanız; hadi tek parti dönemi mayınlı bir alan, oraya girmeyin; ama CHP'nin 1946'dan bu yana toplumun farklı kesimleri ile karşı karşıya geldiği konulardan özür dilemek o kadar mı zordur? Önce bir özür dileyin. 1960 darbesi öncesi sokakları karıştırarak, başbakan idam edildikten sonra siyasi memnuniyetlerini her platformda dile getirenler CHP'liler değil miydi? 28 Şubat sürecinde Ankara'daki üniversitede başörtülü kıza müsemma gösteremeyen, binlerce başörtülüyü kapının önüne koyan, üniversitelerde ikna odaları kuran faşist Almanya'nın faşist uygulamalarını ortaya koyan CHP'nin insanları değil miydi? 27 Nisan muhtırası sırasında 'CHP mitingleri' diyerek ortaya çıkıp, 'ordu göreve' diyerek askeri kışkırtan CHP'nin zihniyeti değil miydi? Gelin bunlardan özür dileyin. Daha yakın zamanda, eski bir bakanınınız, 'ben başörtülü birinin hakim, savcı olarak girdiği mahkemede yargılanmak istemem' diyecek kadar faşist bir zihniyeti ortaya koyduğunu görmediniz mi? Daha dün belediye başkanının 'yabancıya suyu şu kadara satarım', 'yabancıya nikahı şu kadara kıyarım' diyecek kadar Almanya'nın, Avusturya'nın aşırı sağcı faşist partilerinden ileri bir zihniyeti ortaya koyduğunu duymadınız mı? Buyurun özür dileyin. Samimiyet; insanın yaptığını, samimi şekilde itiraf etmesinden geçer. Sadece oy almak için bazı çevrelere göz kırpmaksa asla ve asla samimi bir davranış olarak görülmez. Özür dileyin, arkasından istiyorsanız helalleşmenizi yapın. Ama bu millet Cumhuriyet Halk Fırkası'nın zihniyetinin böyle olduğunu bildiği için hep hesaplamayı sandıkta yapmış ve sittin senedir Cumhuriyet Halk Fırkası'nı muhalefete mahkum etmiştir."
'IMF MEMURU, TÜRKİYE'NİN MALİYE BAKANINDAN DAHA MEŞHURDU'
Kurtulmuş, milli imkanlar ile ayağa kalktıklarını, kalkmaya da devam edeceklerini vurgulayarak, "Bu zihniyet, Türkiye'nin hiçbir alanda gelişmesine katkı sunmamıştır. 'Bizim üretmemize gerek yok ki, nasılsa elin oğlu üretiyor, onların ürettiklerini biz de kullanırız', bugün de bu fikri dile getirenler var. Dünyayı görüyorsunuz; önümüzdeki 10 yıllar enerji alanında, su alanında, gıda alanında, özellikle de siber güvenlik alanında muazzam bir mücadelenin olacağı var. Bu milletin milli imkanları ile ayağa kalkıyoruz, kalkmaya da devam edeceğiz. Daha çok üreteceğiz, daha çok büyüyeceğiz. Bir milyon dolarlık bir kredi almak için 90'ların hemen sonunda Türkiye'nin IMF kapısında kuyruğa girdiğini, el avuç alıp dilendiğini dün gibi hatırlıyoruz. IMF memuru, Türkiye'nin maliye bakanından daha meşhur adamdı. Gelir ve dizayn etmeye çalışır ve giderdi" ifadelerini kullandı.