Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bir dizi program gerçekleştirmek amacıyla İzmir’e geldi. İzmir Gaziemir'deki orman yangını nedeniyle Adnan Menderes Havalimanı'nın uçuş trafiğine kapatılması nedeniyle uçağı Milas-Bodrum Havalimanı'na inen Çelik'in AK Parti İzmir İl Başkanlığı’ndaki programı iptal oldu. Değişikliğin ardından Bodrum'dan kara yoluyla İzmir'e gelen Çelik, Bornova ilçesinde gençlerle buluştu.
Bornova Kültür Merkezi'ndeki programa Çelik’in yanı sıra AK Parti İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Eyyüp Kadir İnan, Yaşar Kırkpınar, Ceyda Bölünmez Çankırı, Şebnem Bursalı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı yer aldı. Gençlerle bir araya gelen Çelik yaptığı açıklamada; "Gençlik dediğimizde akla sadece yaşın gelmesi bizi kandıran bir şey. Aslında gençlik hiçbir zorluk karşısında idealizmi kaybetmemek, hiçbir zorluktan korkmadan yoluna devam etmek, ilkelerini ne olursa olsun, kim ne tehditle gelirse gelsin asla terk etmemek, yürüdüğün yolu bir gün iki gün değil sonuna kadar yürümek. Bu ilkelerden baktığınızda AK Parti’nin en genci Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siz bizlerden çok daha şanslısınız. Birçok siyasi olayın içinde büyüyorsunuz. Gençliğin nasıl bir duygu olduğunu hiç yaşlanmayan, sürekli olarak zorluklar karşısında yılmadan yol yürüyen, ilkelerini ne olursa olsun savunan, hiçbir tehdit karşısında, herhangi bir felaket tellallığı karşısında ilkelerinden taviz vermeden yol yürüyen bir liderin okulunda yetişiyorsunuz. Yıllar sonra dönüp baktığınızda tarih kitaplarında anlatılan birçok olayı 'Biz yaşadık’ diyeceksiniz. Başkaları için o tarih kitaplarında yazanlar bir anıyken sizin için hepsi gerçek. Türkiye’yi dönüştürdüğü gibi bölgesini dönüştüren, bölgesini dönüştürdüğü gibi dünyadaki dönüşüme imza atan, dünyanın en büyük siyasi hareketlerinden birinin mensubusunuz" dedi.
'EVİMİZ AK PARTİ, LİDERİMİZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yola çıktığında 25 yaşında olduğunu ifade eden Çelik, "O günden bugüne 29 yıl geçti. Kim siyasi istikametini değiştirirse değiştirsin, kim yoldan çıkarsa çıksın, bizim evimiz AK Parti, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan. Eyyüp kardeşim genelde çıktığında kürsüye gençlik kollarına teşekkür ediyor, ben de ana kademe ve kadın kollarına teşekkür ediyorum. Eyyüp bana diyor ki 'Ağabey gençlik kollarına teşekkür etmedin.' 'Eyyüp diyorum insan kendisine teşekkür eder mi? Gençlik kollarından yetişmiş kardeşlerimizin partimizde önemli yerlere gelmesi bizim en büyük gücümüz ve kuvvetimizdir. Kardeşlerimiz çok küçük yaşlardan itibaren bu büyük siyasi okulun sıralarında yetişiyorlar. Gençlik kollarımız, aynı zamanda partimizin geleceğinin inşa edildiği bir okul olarak yoluna devam ediyor. Gençlik sadece yaşla sınırlı bir kavram değil hatta yaşla bir alakası yok. Tarihimiz içerisinde çok önemli gün dönümlerinden birindeyiz. Güzel İzmir'imizin 101’nci düşman işgalinden kurtuluş gününü kutluyoruz. Allah’a şükürler olsun ki; 28 Ekim 1923’te; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Efendiler yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ demişti. Aradan 100 yıl geçti. 28 Ekim 2022’de Cumhurbaşkanımız Türkiye Yüzyılı’nı ilan etti" dedi.
'SİZİN YAŞLARINIZDAYKEN TÜRKİYE’DE ESER SİYASETİ GÜNDEM OLMAZDI'
Öte yandan Çelik konuşmasında, "Bu büyük siyasi hareketin içinde ülkemizi, bölgemizi dönüştürürken, dünyada bu büyük dönüşüme imza atarken, ülkemizi nereden nereye getirdik. Ben çok iyi hatırlıyorum sizin yaşlarınızdayken Türkiye’de bakanlar kurulu toplantıları, eser siyaseti gündem olmazdı. Türkiye’de milli güvenlik kurulu toplantıları gündem olurdu. Bizim iktidarımızın ilk yıllarında bile maalesef Türkiye kendi iç çekişmeleriyle enerjisi tüketilmeye çalışılan bir ülke halindeydi. Bu büyük siyasi okulun Türkiye’ye verdiği en önemli katkılardan bir tanesi Türkiye’de siyaseti, demokrasiyi yerli yerine oturtmaktır. Yıllar önce biliyorsunuz en çok övünülen şey şuydu; ‘6 kere gittik, 7 kere geldik’ denirdi. Aslında halkın destek verdiklerine birileri herhangi bir şekilde, yetkileri olmadığı halde karşı çıkarlardı. Bu karşı çıkmanın neticesinde iktidar milletten çalınırdı. AK Parti ile birlikte öylesine büyük bir siyasi dönüşüm gerçekleştirildi ki, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi hiçbir şekilde gasp edilemez, bölünemez, parçalanamaz ve yetkisi ertelenemez bir ilke haline geldi" dedi.
'TBMM, BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞ KUMANDANLIK ETMİŞTİR'
İzmir’in Kurtuluş Yıldönümü 9 Eylül’e de dikkat çeken Çelik, "9 Eylül’de biz bu kurtuluş mücadelesini verirken bir şeye dikkat çekmek isterim. Bütün dünyadan bir farkımız var. Dünyadaki bütün büyük millet meclisleri, bir kurtuluş savaşının sonunda kurulmuştur. TBMM tek başına bu konuda ayrışır. TBMM, bir kurtuluş savaşına baş kumandanlık etmiştir. Bizim Meclisimiz devlet kuran bir meclistir. Bu sebeple Gazi Meclis olarak anılır. Daha sonra da 15 Temmuz darbe girişiminde de Gazi Meclis saldırıya uğradığı için ikinci kez 'gazi' unvanıyla onurlandırılmıştır. O büyük İstiklal mücadelesine başkumandanlık etmiş bir Meclise Türkiye’de defalarca darbeciler tarafından saldırı yapıldı. 15 Temmuz’da da Fetullahçı Terör Örgütü tarafından yapıldı. Bu meclisin yetkileri sürekli elinden alındı. Halbuki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi için biz istiklal savaşı vermişiz. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesini en yüksekte tutmak için şehitler vermişiz. Ama ne yazık ki 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi içimizden çıkan bir takım demokrasi ve millet düşmanları tarafından gasp edilmiş. Bizim dönemimizde bu konuda da ilkler yaşandı. Partimize kapatma davası açtıklarında, partimize karşı bir muhtıra vermeye kalktıklarında yine bir ilk yaşandı. Cumhuriyet tarihinde bütün hükümetler muhtıra karşısında sessiz kalıp kabullenirken, ilk defa bir başbakan verilen muhtıraya karşı direndi. Muhtıra girişimine direnildiği için, muhtıra yapılmak istenen o teşebbüs, Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kağıt parçasına döndü. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesini ihlal etmek isteyen vesayet girişimlerine karşı ilk defa bir başbakan ve hükümet hayır 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' dedi" diye konuştu.
'BİZİM DÖNEMİMİZDE SİYASETİN GENÇLEŞMESİ SAĞLANDI'
AK Parti döneminde siyasetin gençleştiğini belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, "Yine bizim dönemimizde siyasetin gençleşmesi sağlandı. Biz 2002’de Meclise girdiğimizde AK Parti’de o kadar genç bir kadro vardı ki; 'Bu kadar genç insan Mecliste nasıl görev yapacak, bu memleket nasıl yönetilecek' diye sağdan soldan bir takım yorumlar çıkıyordu. O zaman Cumhurbaşkanımızın yaşının genç olduğunu, bu kadar genç bir kadronun Türkiye’yi yönetemeyeceğini iddia ediyorlardı. Halbuki AK Parti bir kere daha şunu gösterdi ki; zaten Türkiye’yi yönetmek için aklının, kalbinin, ruhunun ve enerjinin her zaman genç olması lazım. Aksi halde Türkiye’yi yönetemezsin. Eyyüp, konuşması sırasında güzel bir noktaya değindi. Bugünkü CHP’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ne ilgisi kalmış? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesini ayakta tutmak için bu mücadeleyi verdiler. CHP ise ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinin Meclisten aşağı indirilmesi için teşebbüste bulunan askeri vesayet ve yargı vesayetiyle bitişik yürüyen bir tarihe sahip. Çok partili hayata geçtiğimizden beri nerede meşru iktidarı engellemeye çalışan bir girişim olmuşsa bunun siyasi ayağı CHP olmuş. Çıkıp bununla yüzleşecekleri yerde, hak etmedikleri halde Atatürk’ün mirasını sahiplenerek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk hatırına CHP’ye oy veren vatandaşlarımızın da emeklerini istismar ediyorlar. En çok konuştukları konulardan biri; Türkiye’de hayat tarzlarına özgürlük. İşte bunun nasıl gerçekleştirildiğini görmek isteyen varsa, gelsin bu salona baksın. Her kesimden, her kimlikten genç kardeşimizle beraberce, kardeşçe, Türkiye’nin geleceğine imza atacak toplantılar yapmaya devam ediyoruz. İnşallah bundan sonrasına da meydan meydan, sokak sokak gezerek Türkiye’nin en büyük gençlik hareketinin ve siyasetin gençleşme ivmesini büyütmeye ve yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.
'İZMİRLİ VATANDAŞLARIMIZIN HAK ETTİĞİ HİZMETLERE BİR TÜRLÜ KAVUŞAMIYOR'
En önemli meselenin millete dürüstlükle hitap etmek olduğunu belirten Çelik, "Ama şimdi görüyorsunuz ki seçim zamanında nasıl bir yalan ittifakı kurduklarını. Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdikleri kimsenin kendi partisinden bile nasıl gizli pazarlıklar içine girdiğini herkes gördüğünde diyor ki; 'Allah bu memleketi korumuş.' Eğer bunların eline bir fırsat geçseydi bu memleketin geleceği harap olurdu. İşte bunun karşısında bunlar gibi bu yalan siyasetine imza atanlara herhangi bir şekilde geçit vermediğimiz için yarın bir gün; hayatınızın ilerleyen yaşlarında 'Hiçbir şey yapmasam bile bunlara geçit vermediğim için bu memlekete büyük hizmet ettim' diye gurur duyabilirsiniz. Seçimden önce bol bol 'Demokrasi, özgürlük' dediler. Cumhurbaşkanımıza hiç utanmadan 'diktatör’ dediler. Seçim kaybetmesine rağmen ve ağır bir yenilgi almasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu korumak için yaptığı şeyleri görünce, diktatör nasıl olurmuş hep beraber gözümüzün önünde seyrediyoruz. Diktatörler halklarına karşı, tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanırlar. Halkla iç içe giremezler. Halkı gördükleri zaman kaçarlar. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız ise, milletiyle beraber tankın, topun, tüfeğin üzerine yürüdü. Önümüzde bir yerel seçim var. Bu yerel seçim için Cumhurbaşkanımız, 'Hizmet alamamış yerleri hizmete kavuşturacağız' dedi. Hizmet alamamış yer denince ilk akla gelenlerden biri zaten İzmir. Bu güzel İzmirimiz bu belediyenin beceriksizliği ve vizyonsuzluğu yüzünden bütün İzmirli vatandaşlarımız hak ettiği hizmetlere bir türlü kavuşamıyor. İnşallah önümüzdeki günlerde çalışmalarımızı daha da büyüterek bu sefer İzmir’imizi, AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın belediyecilik anlayışıyla buluşturacağız. Bunların demokrasi, hizmet, özgürlük demesine bakmayın. Bunların demokrasisi, hizmeti, özgürlüğü sadece kendilerine çalışır ama biz bu milletin içinden çıkmış ve bu milletin varlığından hiç kopmamış bir siyasi hareketiz" diye konuştu.
Çelik konuşmalarını şöyle tamamladı:
"La Fontaine’'nin masalındaki gibi bir CHP yöneticisi demokrasi, özgürlük derse bilin ki peyniri yutacak. Demokrasiyi kaldırıyorsun altından Kandil çıkıyor. Biz ne dedik onlara? 'Biz AK Parti'yiz' Biz bu ülkeyi size teslim etmeyiz' dedik. Kim ne derse desin ülkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu güzel ülkeyi Kemal Kılıçdaroğlu gibi diktatörlük heveslerine asla bırakmayacağız. Bir 9 Eylül günü İzmir’den bir kez daha söz veriyoruz ki, bu ülkeye kem gözle bakanlara asla fırsat vermeyeceğiz."
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ TEMSİLCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İzmir programı kapsamında gençlik buluşmasının ardından bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Programda Çelik, "Son zamanlarda çok fazla kötümser konuşmalar yapılıyor. Dünyanın içinden geçtiği krizler, kaoslar beraber değerlendirildiğinde bir umutsuzluk aşılanmaya çalışılıyor. Öncelikle uzun zamandır siyasetin içinde olan birisi olarak şunu söylemek isterim; ülkemizin geleceği çok parlaktır. Ülkemiz emin ellerde, dirayetli bir yönetimle büyük ufuklara doğru bütün gücüyle koşmaktadır. Bundan sonrası Türkiye Yüzyılı dedik. Türkiye Yüzyılı herhangi bir ifade değildir. Bundan yüzyıl evvel, 28 Ekim 1923’te devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz' demişti. Aradan yüzyıl geçti bir 28 Ekim'de şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye Yüzyılı'nı ilan ediyoruz' dedi. 9 Eylül’ün kıymeti, milli mücadelenin taçlanmasıdır. Nihai noktada İzmir, 'Burası Türk milletinin vatanıdır, bu vatan bizimdir, hiçbir düşman kem gözle bakamaz, bin yıldır buradayız bundan sonra da burada kalmaya devam edeceğiz’ diye bunu ilan etmiştir. Kimliklerimiz, etnik aidiyetlerimiz, partilerimiz, ideolojik düşüncelerimiz, adlarımız farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Farklılıklarımız bu ülkenin zenginliği olur" dedi.
'TÜRKİYE CUMHURİYETİ KARŞISINDA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE DURAMADIKLARINI GÖRDÜK'
Öte yandan Çelik, "Evlerimizi büyütmeye çalıştığımız gibi vatanımızı büyütmeye çalışmak için gayret edersek, bunun için hep beraber mücadele edersek, aşamayacağımız engel yoktur. Şimdiye kadar karşımıza kimler kimler çıktı. Karşımızda çok akıllı, çok güçlü, yenilmez denenlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını, hak ve menfaatlerini kararlı biçimde savunduğumuz zaman nasıl Türkiye Cumhuriyeti karşısında herhangi bir şekilde duramadıklarını gördük. Vatanımız bir mücevher gibi herkesin gözünü diktiği bir yer. Burada varlığımızı sürdürmemiz için tabii ki güçlü bir orduya sahip olmamız lazım ama bunun yanı sıra güçlü bir Cumhuriyete, ekonomiye, demokrasiye, gençliğe, güçlü devlet kurumlarına sahip olmamız lazım. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman bin yıldır kendimize vatan ilan ettiğimiz ve bedelini her an her saniye dediğimiz bu topraklarda geleceğe daha güvenle bakabiliriz. Ülkemiz üzerinde yapılan bir sürü plan, proje, siyasi çalışma var ama biz de bunların farkındayız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunlarla güçlü bir şekilde mücadele ederken aynı zamanda ülkemizin büyüme, gelişme ve kalkınma iradesini hep beraber ayakta tutuyoruz" diye konuştu.
'TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ NE ZAMAN GÜÇLÜ OLMUŞSA, TÜRKİYE BÜYÜMÜŞTÜR'
Türkiye'de demokrasi ne zaman güçlü olmuşsa, Türkiye'nin büyüdüğünü ifade eden Çelik, "Ama demokrasimiz sakatlanmışsa, Türkiye geriye gitmiştir, değerlerimiz geriye gitmiştir. Çok önemli bir zaman diliminden geçiyoruz. Artık bildiğimiz anlamdaki dünya düzeni görülmeyecek. Rusya- Ukrayna savaşının çıkmasıyla ile beraber, dünyadaki bütün dengelerin alt üst olduğunu gördük. Bildiğimiz dünya düzeninin iki sembolü vardı biri Japonya diğeri Almanya’nın silahsız olması. Rusya- Ukrayna savaşından sonra Almanya da Japonya da silahlanıyor. Bildiğiniz dünya düzeninin artık dikişleri sökülüyor. Dünya artık bir türbülansın içinde. Çok geniş bir coğrafyada istikrarsızlık var. Bütün bunun içerisinde biz ülkemizin yönetimini, sivil toplumunu, vatandaşlar arasındaki dayanışmayı sağlam tutmak zorundayız. Biz ülkemizin değerlerine sıkı sıkı tutunacağız ama en önemlisi birliğimize sıkı sıkı tutunacağız. Aramızda ayrılık olmayacak. Bir arkadaşımız başka bir partiden olabilir, bizim aleyhimize söz de söyleyebilir. Ona söyleyeceğimiz şudur; 'Biz Türkiye’nin iyiliği için çalışıyoruz.' Geçen gün bir açıklama yapıldı. Bir genel başkan dedi ki; 'Bizim içimiz darmadağın, ben bu Cumhur İttifakı anlamıyorum, onların içinde hiçbir sorun yok' dedi. Mesele şu ki; ülkeler temelinde, prensipler temelinde kol kola verirseniz, omuz omuza verirseniz o zaman bir problem çıkmaz" diye konuştu.
'TÜRKİYE YÜZYILI GENÇLERİN YÜZYILI DEDİK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en kritik noktalara çok önemli kadın yöneticileri atadığını ifade eden Çelik, "Türkiye Yüzyılı’nın simgesinden biri haline geldi kadın milli voleybol takımımız, ay yıldızımızı en yükseğe çıkardı. 'Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılı' dedik. Gençlerimizin ülkemizin en büyük gücü, kuvveti, kaynağı olduğunun, geleceğe atılacak en büyük imzanın onlara yatırım yapmak olduğunun bilincindeyiz. Her alanda genç bir ülke olarak geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Ben siyasette şunu gördüm, ak saçlı gençler, siyah saçlılardan daha iyi koşuyor. Bu sadece yaşla ilgili bir mesele değil. Bu inanmak ve azmetmekle ilgili bir mesele. Önemli olan mücadele etmek. Bizden öncekilerin çektiği sıkıntıları okuyoruz, izliyoruz. O sıkıntıların bir kısmını biz siyasete girdiğimizde de gördük. Biz ilk AK Parti olarak iktidara geldiğimizde, alenen tehditlerle karşı karşıya kalıyorduk. Bu tehditlerin bir kısmı TBMM içindeki milletvekilleri tarafından yapılıyordu. Nedir günahınız? Milletten oy almışsınız. 'Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir ilkesini asla yere düşürmeyeceğiz' diyorsunuz. 'Bu milletten başka patron tanımayız. Bu milletten başka kimseden karne almayız' diyorsunuz, bu sizi suçlu ilan ediyor. Bununla mücadele ettik. Devlet, belli bir grubun oligarşik çıkarlarını temsil eden bir yapı değildir. Devlet milletin örgütlenmiş halidir. Her bir vatandaşımızın tek tek oluşturduğu bu büyük çatıdır. Hangi partiden olursa olsun her bir vatandaşımızın emeğine, katkısına ihtiyacımız var. Kırmızı çizgimiz ülkemizin bölünmez bütünlüğüdür, değerleridir. Kırmızı çizgimiz terörle mücadeledir. Teröre herhangi bir şekilde taviz gösterilmesi mümkün değildir. Onun için kızıyoruz. Bazen bazı siyasi partiler çıkıyorlar; Kandil’den kendilerine açıkça destek verildiği zaman bu destek karşısında sessiz kalıyorlar. Terör Türkün de Kürdün de, Arabın da düşmanıdır. Terör bir insanlık suçudur. Rusya- Ukrayna savaşında bütün dünya ikiye bölünmüşken iki tarafla da konuşabilen tek ülke biziz. Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü barış diplomasisi, şu anda dünya barışını getirebilecek tek şey. İki tarafta da nükleer silahtan bahsediliyor. Barıştan bahseden tek bir yer var. O da Türkiye. Seçim zamanında gördük içimizde Alevi, Sünni, Türk, Kürt çatışması çıkarmaya çalışanları. Hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu ülkede ikinci sınıf vatandaş yoktur. Hiç kimsenin bir diğerini ötekileştirmesine müsaade edemeyiz. Siz bakmayın yabancı bir takım kara propaganda odaklarının ülkemizle ilgili olumsuz haber yaydığına. Sürekli olarak kaos, kötümserlik yaymalarına bakmayın. Gerçekten Türkiye’nin geleceği çok iyidir" dedi.
'TÜRKİYE KİLİT ÜLKEDİR'
Türkiye’nin demokrasiye dayanan bir yönetimle yol yürüdüğü sürece güçleneceğini ve büyüyeceğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Ekonomik durumla alakalı yaşanan sıkıntıların farkındayız. Orta vadeli program açıklandı. Orta vadeli program şimdiye kadar alınan sonuçların daha da güçlenmesi için sağlam bir yol haritası sunuyor. Türkiye Yüzyılı esnafın, çalışanların, köylünün, çiftçinin yüzyılı olacak. Her bir kesimin yüzyılı olacak. Bundan 100 yıl evvel o zor şartlarda, 9 Eylül’de, o imkansız denen şartlarda, bu zaferi meydana getirenlerin azim ve iradesiyle bugün daha iyi şartlarda çok daha büyük işler başarabilecek durumdayız. Biz ilk siyasete girdiğimizde o zamanki Türkiye’nin şartlarını ve önümüze çıkarılan engelleri biliyorum. Etrafımızda hangi gelişme olursa olsun, işin içine Türkiye girmeden, Recep Tayyip Erdoğan’a referans verilmeden bir meselenin konuşulması ya da çözülmesi mümkün değildir. Türkiye kilit ülkedir. Türkiye diplomaside, ekonomide kilittir. İllerimize büyük şeyler yaptık. Esasında İzmir gibi yerlerdeki şanssızlık merkezi hükümetin çok büyük bütçelerle İzmir’imize sahip çıkmasına rağmen, yerel yönetimlerin vizyonsuzluğu sebebiyle bunların katmerlenememesidir. Ülkenin en büyük gücü seçimdir. Seçimler yoluyla, sandık yoluyla yönetimin belirlenmesi ülkenin en büyük kudretidir. Sandığın değerini, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin kıymetini bileceğiz."
'MİLLETİN İRADESİNE SAYGISIZLIK EDİYORSUNUZ' DEDİM'
Öte yandan Altılı Masa'dan da söz eden Çelik, "Altılı masa dedik, yedili masa dedik. Yedi kişi bir araya gelse çay demleyemezler memleketi nasıl yönetecekler? En büyük saygısızlığı ne zaman yaptılar? Seçim gecesi. Sandıklar açılmamış daha, sayım devam ediyor. Milli irade tecelli etmemiş. Vatandaşın oyunu beklemesi gerekir ve saygıyla, sonuç çıktığında da saygıyla karşılaması gerekir. Çıktılar iki belediye başkanı, daha sayım devam ederken ‘Yeni Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu, biz de onun yardımcılarıyız’ dediler. Ben de çıktım dedim ki, 'Milletin iradesine saygısızlık ediyorsunuz.' Arkasından o gece çıktılar ülkemize hakaret eder gibi; 'Sakın bu gece kimse dışarıya çıkmasın, büyük kaos olacak' dediler. Sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik güçleri Türkiye’deki bir provokasyonu önlemekten acizmiş gibi, kendi ülkesine güvenmeyen, itibar etmeyen bir yaklaşım. Biz de dedik ki bakın hepimiz sokaktayız. Bugün demokrasi bayramı. Bütün partilerden vatandaşlarımız sandık başlarında oyların sayımını bekliyorlar. Bundan daha büyük bir güzellik, güç ve kudret olabilir mi? Memleketin kudreti budur. Bunu söylemeniz için demokrasiye, millet iradesine inanmanız lazım. Millet iradesinden hoşnut değilseniz, millet iradesiyle kavganız varsa o zaman bunu söyleyemezsiniz" dedi.
HASAT FESTİVALİ'NE KATILDI
Çelik, İzmir programı kapsamında bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldikten sonra Kınık ilçesinde düzenlenen 7. Hasat Festivali'ne katıldı. Festivalde konuşan Çelik, "İzmir'in kurtuluş günü olan 9 Eylül'de Hasat Festivalinin gerçekleşmesi de başka, güzel bir anlam taşıyor. İzmir'in Kurtuluşu İstiklal mücadelemizin taçlanmasıdır. 101 yıl önce zaferin gerçekleştirdiğimiz günden beri, Cumhuriyetin güçlenmesi, demokrasimizin gerçekleşmesi için hep beraber koşturuyoruz" dedi.
'YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ' DİYORUZ'
1923'ten bu yana büyük mücadeleler verildiğini ve engellerin aşıldığını söyleyen Çelik, "Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının vatan müdafaası için her şeyi göze alarak mücadele verdiyse, 101 yıl sonra Kınık'ta bir kere daha, 'Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti' diyoruz. İdeolojilerimiz farklı olabilir, partilerimiz farklı olabilir, kimliklerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir"