Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Milli bayramlar ve resmi bayramlarla ilgili hükümetin bir yönetmelik değişikliği yaptığını hatırlatan Çelik, Atatürk zamanında, 1923-1930 arasında yapılan bazı kutlama ve programlarda, Cumhuriyetin değişen modernleşen çehresini göstermek için ne kadar teknoloji ürünü, traktör, dozer, ambulans gibi araç gereç varsa bunların stadyumlarda sergilendiğini söyledi.
O dönemler bunun gerekli olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:
“Ama artık Gana'da, Gine'de, Uganda'da, Somali Cumhuriyeti'nde bulunan bütün bu araç gereçler... Şehrin kurtuluşu diyorsunuz, toplar, tanklar geçiyor, arkasından köy hizmetlerinin dozerleri, greyderleri geçiyor, Sağlık Müdürlüğünün ambulansları geçiyor, Telekom'un pikapları, bir bakıyorsunuz belediyenin otobüsleri, vidanjörleri geçiyor. Bundan daha komik bir manzara olabilir mi? Bunu değiştirmeyelim mi? Bu böyle devam etsin mi? Şehrin temsili kurtuluşu
gösteriliyor, ilkokul çocukları acayip acayip kıyafetler giydirilerek şehir meydanında bir mermi süngületiliyor, bunu sürdürelim mi? Bunlar değişsin. Bunlar sadece, bütün bu kutlamalar, milli bayramlarımız, kurtuluş günlerimiz, Atatürk'ü anma, Atatürk'le ilgili tarihi günler. Bunlar birer ritüeldir, birer seremoni. Birer sadece yapmış olmak için yapılan şekli ve özellikleri olan şeyler olmaktan çıksın.
Biz 'bu işlere bir içerik, bir ruh, bir mana katalım, bir şuurlanma, bilinçlenme vesilesi olsun' dediğimiz zaman biz Cumhuriyet düşmanı oluyormuşuz. Cumhuriyet kimsenin malı değil. Bu ülkede bir padişah gelsin bizi idare etsin, bir haneden ailesi bizi idare etsin diyebilecek kadar basit düşünen bu ülkede insan düşünemiyorum.”
Kendilerinin bürokratik cumhuriyetten değil demokratik cumhuriyetten yana olduklarını ifade eden Çelik, “Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırmak varlık sebebimizdir. Biz bunu istiyoruz. Kuzey Kore'deki törenleri yapmamızı mı istiyorsun, Kremlin Meydanı'nda sergilenen görüntüleri sergilememizi mi istiyorsun? Tanklar niçin sokağa çıksın? Biz tanklarımızın olduğunu bilmiyor muyuz? Biz bu tankları dünyaya göstererek birine gözdağı mı veriyoruz? Halkımıza mı gözdağı veriyoruz? Hayır o zaman sizin ne kadar gücünüzün olduğu, ne kadar askeri mühimmatımızın olduğu, tankınızın, topunuzun, uçağınızın olduğu aslında esrarlı olursa daha caydırıcı olur. O zaman vazgeçelim bunlardan” şeklinde konuştu.
Bu sevinci paylaşarak büyütmek ve kutlamak gerektiğini ancak bunun medeni ve demokratik ülkelerdeki şekliyle olması gerektiğini ifade eden Çelik, kendilerinin standartlarının Kuzey Kore standartları olamayacağını söyledi.
TSK'nın bildirisi
Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun TSK'nin bildirisine karşı tavrı ve tepkisine ilişkin olarak da şu değerlendirmede bulundu:
“TSK diyor ki 'biz demokrasiye bağlıyız biz bize kanunlarla yasalarla çizilmiş bir yasa vardır, o sınırlar içerisinde kalırız' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları buna tepki gösteriyor. Bir köşe yazarı 'artık niçin vesayetçi değilsiniz, niçin darbeci değilsiniz' anlamına gelebilecek şekilde Silahlı Kuvvetler'in mensupları, paşaları, generalleri tahkir ediyor, tezyif ediyor. Son derece çirkin benzetmelerle saldırıyor. Bir başka baro başkanı 'biz zannediyorduk ki TSK bizim ordumuz var, bizi koruyacak'. Kime karşı koruyacak dış düşmana falan karşı değil arkadaşlar, kime karşı milli iradeye karşı, meşru hükümete karşı. Şimdi buradan Silahlı Kuvvetler bir tepki gösteriyor.”
Konu ne olursa olsun Silahlı Kuvvetler'in ikide bir bildiri yayınlamaması gerektiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
“Aslında hiç yayınlamamalıdır. Silahlı Kuvvetler'e biri saldırdığı zaman Silahlı Kuvvetleri'nin, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Milli Savunma Bakanlığı'nın yargıya başvurma hakkı vardır. Bu tahkir, tezyif, hakaret söz konusuysa bu kesinlikle yapılmalıdır. Ordu da birilerinin şamar oğlanı falan değil. Ama bildiriyle vatandaşa muhatap olma veya şuna bununla muhatap olma dönemi artık kapanmalıdır. Vatandaşı bilgilendirmek ve aydınlatmak için TSK elbette bildiri yayınlayabilir, kendi üzerinden, MSB üzerinden veya başka mekanizmalar üzerinden. Öte taraftan özlük haklarının düzeltilmesini isteyen emekli astsubaylara karşı bildiri yayınlamak bu da doğru değil, hoş olmamıştır.
CHP bizim alıştığımız TSK bildirisine tepki göstermemiştir, belli yazarlar buna tepki göstermemiştir. Askeri darbeye teşvik eden, askeri darbeye, müdahaleye çağıran, askeri vesayeti sürdürmeye davet edenlere karşı TSK bir bildiri yayınlamıştır. Bundan rahatsız olmaktadır.”
“TSK muhtıra manasına gelebilecek veya birilerinin farklılığından dolayı, ciddi duruşundan dolayı, legal meşru siyasi tavrından ve tarzından dolayı eğer bildiriye muhatap kabul ederse biz o bildirinin muhatabı olarak kendimizi kabul ederiz” diye konuşan Çelik, kendilerinin buna şiddetle karşı çıkacaklarını ama son hadisenin böyle olmadığını söyledi.
Kendilerinin her kurumun olduğu gibi TSK'nın da medeni ve kalkınmış demokratik ülkelerdeki gibi olmasını arzu ettiklerini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Güçlü, hareket kabiliyeti yüksek ama kesinlikle siyasi iradenin ve halkın emrinde olan bir Türk Silahlı Kuvvetleri. Bugün eğer ordumuz böyle yöne doğru gidiyorsa, ordumuz arızalarından kurtuluyorsa, darbecilikten, cuntacılıktan kurtulmaya çalışıyorsa hepimizin bu sürece katkıda bulunmamız gerekiyor. Geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bulaştırılan o virüs temizleniyorsa, bizim bu sürece katkıda bulunmamız gerekiyor AK Parti'nin esasen duruşu budur, sayın Başbakan'ın, hükümetin duruşu budur. Bunun böyle bilinmesi gerekiyor.”
“Muhalefeti eleştiriyi yaparken insafa davet ediyorum”
“Kılıçdaroğlu'nun bayramlık ağzını açtığını ve Başbakan Erdoğan'a akla hayale gelmeyecek şeyler söylediğini” ifade eden Çelik, “En hafif söylediği şey yalancıdır. Bunu da daha önce söyledim, biz bu seviyeye inmeyeceğiz, onların seviyesizliğine inmeyeceğiz. Biz onların söylediği kelimeleri tekrar ederek ağzımızı kirletmeyeceğiz” dedi.
Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da katıldığı bir toplantıda korsan taksicilikle ilgili yapılması gerekenlerin yapılacağına dair bir taahhütte bulunduğunu ifade ederek, 6 ay kadar önce Başbakan'ın verdiği talimatla kanun teklifi hazırlandığını hatırlattı. Bunun sadece İstanbul'a mahsus bir sorun olmadığına işaret eden Çelik, tasarının Kılıçdaroğlu dillendirdiği için hazırlanmadığını vurguladı.
Batmış ve hükümet kuramayacak durumda gelmiş Yunanistan'ın kredi notunu yükselten ama Türkiye'nin kredi notunu pozitiften durağana çeviren derecelendirme ve kredi kuruluşunun avukatlığını yapmanın da Kılıçdaroğlu'na düştüğünü öne süren Çelik, anlaşma yapılan uluslararası bütün kuruluşların her icraatını beğenmek zorunda olmadıklarını anlattı.
Türkiye'nin gösterdiği tepkiden dolayı ilgili kuruluşun daha ciddi davranacaklarına dair sinyaller verdiğini dile getiren Çelik, “Türkiye'nin duruşunu, tavrını, tarzını müdafaa etmesi gerekirken, burada milli bir politika ve milli bir duruş sergilemesi gerekirken, bu mesele üzerinde de iktidara yüklenmeyi sayın ana muhalefet partisi lideri tercih etmiştir” diye konuştu.
CHP'lilerin en çok söylediği şeyin “AK Parti döneminde Türkiye borç batağına battı” olduğunu belirten Çelik, AK Parti iktidara geldiği zaman 100 liralık milli gelirin 74 lirasının borç olduğunu ifade etti. 2001 yılında toplanan her 100 lira verginin hepsinin faize ödendiğini, bunun da yetmediğini dile getiren Çelik, şimdi ise toplanan her yüz lira verginin 16,6 lirasının borca verildiğine işaret etti. Çelik, hükümeti kötülemek için gerçeklerin saptırıldığını öne sürerek, şöyle devam etti:
“Ben muhalefeti eleştiriyi yaparken insafa davet ediyorum, halkı kandırmamaya davet ediyorum. İlle de ülkenin başbakanına ağzınıza gelen her şeyi söylemek için onu bunu bahane etmeyin, adam akıllı siyasi rekabette bulunun. Siyasi rekabetin, siyasi nezaketle yapılması gerekiyor. Aksi takdirde siyasetin seviyesi düşer.”
Hükümetin gündemini Kılıçdaroğlu'nun belirleyemeyeceğini söyleyen çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu, adam akıllı, bir muhalefet liderine yakışan yaklaşımla meselelere yaklaştığı zaman her zaman daha ciddiye alınacaktır, sözleri muteber kabul edilecektir” dedi.