Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Belediye başkanlarının istifaları konusundaki tartışmalar üzerine Ünal, cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasetle ilişiğinin kesildiğini, anayasa değişikliğinin ardından Erdoğan'ın partiye dönüşüyle teşkilatlar, belediyeler, il başkanlıklarında elden geçirme sürecinin başladığını belirtti.
Büyükada'daki toplantıya ilişkin davadan çıkan tahliye kararlarının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'unun yaptığı açıklamaları değerlendiren Ünal, "Kılıçdaroğlu, Türkiye karşıtı lobilerin sözcülüğünü, Türkiye düşman lobilerinin sözcülüğünü çok iyi yapıyor. FETÖ ağzıyla çok güzel konuşuyor, iftirayı, yalanı, hakareti çok güzel yapıyor. Yapamadığı şey ne? Siyaseti yapamıyor." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun sistematik bir söylem içinde olduğunu, hakim ve savcıların onuruna, haysiyetine, tarafsız ve bağımsız duruşuna hakaret ettiğini anlatan Ünal, "Bu söylemini sistematik olarak devam ettirmesinin sebebi şu. Devam eden FETÖ davalarının, darbe davalarının uluslararası alanda itibarsızlaşması ve uluslararası alanda yarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidildiğinde bunların geri çevrilmesi, yani yeniden yargılanma ya da tazminat yolunun açılması. CHP, bunun altlığını ciddi anlamda oluşturuyor." diye konuştu.
Geçmiş on yıl için bir söylem analizi yaptırdıklarını anlatan Mahir Ünal, şunları kaydetti:
"2009 yılında Mavi Marmara'dan başlayarak, Türkiye karşıtı propagandanın hangi merkezlerde ilk dillendirildiğine baktık. Mesala, Guardian'da bir makale çıkmış, sonra o söylem kimler tarafından kullanılmış, Türkiye'de hangi mecralarda, hangi frekanslarda kimler bunun sözcülüğünü yapmış. Bitirdik şu anda, 17 ayrı dosya çıkardık. Gördüğümüz bir şey var. Bir söylem, mesala 'Türkiye İŞİD'e destek oluyor' söylemi bir merkezde üretiliyor, sonra o söylem Amerika'da belli merkezlerde belli düşünce kuruluşlarında işleniyor, sonra bu söylem Türkiye'ye taşınıyor, dolaşıma sokuluyor. Her seferinde bunun en belirgin sözcüsü kim? Çıkış yeri Amerika, Almanya, İngiltere, merkezler değişebiliyor. Ama değişmeyen bir şey var, her seferinde Türkiye karşıtı üretilen söylemlerin içerideki siyasi taşıyıcısı Kemal Kılıçdaroğlu ve Kemal Kalıçdaroğlu'nun CHP'si."
"Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in Türkiye gelişi ile Büyükada tutuklularının serbest bırakılması için bir pazarlık olmadı diyorsunuz, değil mi?" sorusu üzerine de Ünal, "Öyle şey olur mu?" yanıtını verdi. Mahir Ünal, eski Almanya Başbakanı Schröder ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arasında eskiden beri bir hukuk olduğunu anımsatarak, şunları
söyledi:
"İlk defa Sayın Schröder kalkıp Cumhurbaşakanımızla görüşmeye gelse, burada şunu diyebiliriz, 'Düğün değil, bayram değil Schröder niye geldi, diyebiliriz. Schröder, özellikle Türk dostu olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın yakın görüştüğü bir insan olarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği, Almanya ile olan ilişkileri konusunda zaman zaman Cumhurbaşkanımızla görüşür."
Schröder'in, Almanya Başbakanı Merkel'in bilgisi dahilinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüğünü kaydeden Ünal, "Schröder, Cumhurbaşkanımızla ilişkileri konuştu ama burada herhangi bir şekilde Büyükada, yargı, tutuklamalar, bunlarla ilgili bir görüşme gerçekleşmedi." diye konuştu. Ünal, FETÖ'nün Türkiye karşıtı saldırların bir aparatı olduğunu vurgulayarak, "Şöyle düşünemeyiz. FETÖ'yü, Türkiye karşıtı bütün saldırıların planlayıcısı, düzenleyicisi olarak düşünemeyiz. O, aparatlardan bir tanesi. Ben diyorum ki CHP de FETÖ ile beraber Türkiye karşıtı, Türkiye düşmanı yapıların içerideki sözcülerinden bir tanesi." ifadelerini kullandı.
'FETÖ'CÜLER 165 ÜLKEDE KILIÇDAROĞLU'NUN SÖYLEDİKLERİNİ PAZARLIYOR'
"CHP, içinde bulunduğu gerçekliği algılamıyor ya da kendilerine tanımlanan dil ekseninde konuşmak böyle bir tavır içindeler. CHP uzunca bir zamandan beri içeriye konuşmuyor." diyen Ünal, şu görüşlerini paylaştı:
"CHP çok uzunca bir zamandan beri dışarıya konuşuyor, Avrupa'ya konuşuyor ve CHP'nin içeride dillendirdiği meseleler, Avrupa'da FETÖ'cüler tarafından çok iyi bir şekilde pazarlanıyor. Geçmişte içeriye konuşuyorlardı. Bizim söylem analizlerimizde bunlar ortaya çıkıyor. Geçmişte bir söylem dışarda üretiliyor, içerde pazarlanıyordu. Şimdi CHP'nin içerde konuştukları dışarda pazarlanıyor. Çünkü, yüzde 25 oy almış bir siyasi partinin genel başkanının ne söylediği, Avrupa'da çok önemli. FETÖ'cüler 165 ülkede Kemal Kılıçdaroğlu'nun içeride söylediklerini pazarlıyorlar."
Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerektiği söylemlerine ilişkin de Ünal, "Biz 17-25 Aralık 2013'ten sonra kendi temizliğimizi yaptık. İsim, isim söyleyebilirim. Biz, iki tane yerel seçim, bir tane genel seçim, üç tane kongrede tüm temizliğimizi yaptık. Ama CHP bir temizlik yapmadı. CHP, FETÖ ile ilgili kendi içine dönük hiçbir, tek bir hamle bile yapmadı. Dolayısıyla, eğer bir siyasi ayak aranıyorsa CHP dönsün kendisine baksın. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak ne yaptıklarını kendilerine anlatabilirim." değerlendirmesini yaptı.
Mahir Ünal, Türkiye'nin 15 yıldan beri bulunduğu coğrafyada oynanmak istenen oyunu bozduğunu belirterek, dış güçler için asıl sorunun bu olduğunu belirtti. "Bölgede birileri kentsel dönüşüm gibi bir bölgesel dönüşüm düşünüyorlar, bu bölgesel dönüşüme direnen bir ülke var, o da Türkiye." diyen Ünal, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Türkiye, sınırlarını koruyor, kendisini koruyor. İstikrarlı bir şekilde varlığını sürdürüyor, gelişiyor, büyüyor. 2012'de Suriye bizim uçağımızı düşürdüğünde, biz Suriye'nin füze bataryalarını vuracaktık ve bir şey öğrendik. Türkiye'nin hava savunma sisteminin olmadığını öğrendik. Ondan sonra Patriot'lar Türkiye'ye getirildi ve Türkiye şu anda acil bir şekilde hava savunma sistemi kurmak istiyor. S400 üzerinden bize saldırıyor. 'Siz niye S400 alıyorsunuz' diye. Biz Fransa ile görüştük, birçok müttefik ülkeyle görüştük. 'Bize hava savunma sistemini satın' dedik, onlar 'satarız ama know-how vermeyiz' dediler. Bunun üzerine biz 'know-how vermezseniz o zaman biz size bağlımlı hale geliriz.' karşılığını verdik. Türkiye'nin verdiği mücadele eşit olma mücadelesidir. Biz sadece oturduğumuz masada eşit olmak istiyoruz."
AK Parti hükümeti olarak 15 yılda beri Türkiye'yi ayakta tuttuklarını ve Türkiye'nin bağımsızlığını pekiştirme mücadelesi verdiklerini vurgulayan Ünal, şunları anlattı:
"Eğer AK Parti'nin güçlü siyasi konsolidasyonu ile güçlü bir liderlik olmasaydı Türkiye şu ana kadar zaten çevremizdeki ülkeler gibi istikrarsızlaştırılmıştı. Biz 15 yıldan beri her şeye rağmen Türkiye'nin istikrarını koruyoruz. Biz güvenli Türkiye'yi ada halinde ayakta tutuyoruz? Türkiye şu anda bütün operasyonları bozacak, bölgedeki bütün operasyonlara müdahale edecek ve masada da eşit olarak oturan bölgesel güç artık. Bundan sonra bölgede Türkiye'ye rağmen birilerinin bölgesel dönüşüm gerçekleştirmesi artık mümkün değil. Türkiye'ye karşı maalesef ana muhalefetin de bilerek ya da bilmeyerek içeriinde olduğu bir sürü tuzak kuruluyor mu, kuruluyor. Türkiye bunların hepsini bertaraf edecek güçte. Biz 15 Temmuz gibi büyük bir belayı bertaraf etmişsiz. Bundan sonra Türkiye önüne çıkacak her belayı bertaraf edecek güçtedir."
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR