AK Parti Sözcüsü Çelik'ten CHP'ye boykot tepkisi: İsrail'e karşı yaptığımız boykotla mukayese edilemez

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2025 15:116dk okuma

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in boykot çağrısına tepki göstererek, "Bizim geçmişte bazı çeşitli zamanlarda yaptığımız boykot çağrılarını örnek gösteriyorlar. İsrail boykot çağrısı var mesela, aslında bunun üzerinde konuşmaya değmez ama bununla kıyaslayanlar var. Bu boykot İsrail'in soykırımcılığı nedeniyledir. Bizim çağrısını yaptığımız boykot ile bunun mukayese edilmesi akıl dışı tutumdur" ifadelerini kullandı. İstanbul'da bir üniversitedeki öğrenci olaylarından üzüntü duyduğunu belirten Çelik, "Karşıt fikirlerdeyiz diye birbirine saldıran üniversiteli kardeşlerimize söylüyorum çimlere oturup fikirlerinizi tartışın. " dedi.

Haberin Devamı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Rümeysa Öztürk'e atfedilen suç Filistin'deki İsrail soykırımına karşı çıkmasıdır. Konuyu yakından takip ediyoruz. Uluslararası medya dilinde manipülasyon ortaya çıkıyor. Siyonistlerin kendi suçlarını örtbas etmek için kullandığı özdeşleşme bu.

Defalarca ifade ettik, antisemitizme de İslam düşmanlığına da karşıyız. Bu soykırım faaliyetlerine karşı olmanın insanlık değerlerini savunmakla eş anlama geliyor. Cumhurbaşkanımız bunu uzun yıllardır dünyanın çeşitli platformlarında net şekilde ifade ediyor. Ve bunu bütün paydaşları ile her ortamda paylaşıyor. Rümeysa örneğinde olduğu gibi soykırıma karşı çıkanları antisemitizmle suçlamak soykırımı örtbas etmektir.

Özgür Özel'in konuşması bir siyasetçinin konuşması olarak adlandırılamayacak noktada. Biz kendisinin konuşmaları hedef gösterme, manipülasyon olarak başladığı andan itibaren uyarılarımızı yaptık. Sürekli bir yerlerden onay alma motivasyonu ile Cumhurbaşkanımıza partimize olan saldırılarının kurgusunu iyi biliyoruz. Bir genel başkanın kendisini böyle bir dar alana sıkıştırmasının ne manaya geldiği bilinmekte. CHP Genel Başkanı'nın bir vesayet altında olduğu net bir şekilde görülüyor. Bahsettiğim bu vesayet ve özgürleşememe durumu nedeniyle demokratik protestosunu da istismar ederek kendi kurultay gündeminin parçası haline getirmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanımıza dönük yalan siyasetinde de bunu net şekilde görüyoruz. Bütün gelişmeleri kendi kurultay süreçlerinin malzemesi yapmaya çalışıyor. Enerjisini AK Parti'mize ve cumhurbaşkanımıza yöneltmesi bir sonuç doğurmayacaktır. Biz defalarca rakipleri ile yarışmış ve sonucunu almış bir siyasi hareketiz.

Haberin Devamı

Bütün vatandaşlarımıza ifade etmek isterim ki bütün bu gündemin farklı şekillerde aktarılması bir şey ifade etmiyor. CHP'nin gündeminin, konularla ilgili zehirli dil kullanması kendi kurultay süreçlerini, parti içi kavgalarını yönetmekten ibarettir. Özgür Özel'in yapması gereken bu konuda açık şekilde konuşmaktır. Demokratik protesto haklarını da bu kurultayın parçası haline getirmemeliler. Özgür Özel'in dün de cumhurbaşkanımıza dönük zehirli dil kullandığını gördük. Bunu kınıyoruz. Özgür Özel'in cumhurbaşkanımıza kullandığı dik, cumhurbaşkanımız sandık ile gelmiş bir liderimizdir Türkiye Cumhuriyetinin başıdır. Cumhurbaşkanımıza dönük dili zehirlidir. Aynı dilin yarısını bile Suriye diktatörü Beşar Esad'a kullanmamıştır. Son derece yanlış bir dil ve üslup içinde konuşmaktadır. Seçilmiş cumhurbaşkanımıza karşı böylesi zehirli dil kullanıp bir diktatöre karşı nezaketli dil kullanan dil nasıl bir zihniyettir.

Haberin Devamı

Birçok yalan ve manipülasyon da ortaya çıktı. Demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşımız kanunlara uygun şekilde bu haklarını kullandığı sürece buna saygı duyarız. Ama bunun dışında bir takım kriminal grupların bu kitlelere sızmaya başladığını ve buna karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade ettik. Sayın Özel bir siyasetçi dilinin dışına çıkınca artık kendi konuşmalarının doğurduğu sonuçları yönetemez hale geldi. CHP seçmeninden CHP yönetimine dönük eleştirileri görüyorsunuz. Bu kadar sokak çağrısı yapınca birileri de çıkıp buradan Taksim'e gidelim dedi. Özgür Özel bu sefer meseleyi yönetmek için siyasi açıdan doğru olmayan yollara başvurdu. Bugün Taksim'e gitmek isteyenler Mit elemanıdır dedi. Bu baştan aşağı bir yalandır. CHP'ye yurt dışında üye alırken teröristlerin sızmaması için MİT'ten yardım istemişti. Bugün de MİT'in oradaki eylemcileri Taksim'e yönlendirmeye çalıştığını söylüyor. Bu siyasi manipülasyonları bulunduğu makamın ağırlığını taşımaktan uzak yaklaşımlardır. Bugüne kadar hayat tarzlarına müdahale etmeyelim derken medya gruplarını, markaları hedef göstererek kutuplaşmanın kime ait olduğunu bir kere daha gösterdiler. Bizim geçmişte bazı çeşitli zamanlarda yaptığımız boykot çağrılarını örnek gösteriyorlar. İsrail boykot çağrısı var mesela, aslında bunun üzerinde konuşmaya değmez ama bununla kıyaslayanlar var. Bu boykot İsrail'in soykırımcılığı nedeniyledir. Bizim çağrısını yaptığımız boykot ile bunun mukayase edilmesi akıl dışı tutumdur. Bizim medya gruplarına dönük söylemlerimizde siyasi tartışma yok, tam tersi siyaseti yok etmek üzere askeri vesayet ve yargı vesayeti üzerinden siyaset kurumuna yapılan saldırılara karşı bir iradedir bu. Bazı medya grupları sivil siyaseti hedef alarak konuşuyordu ve demokrasiyi sakatlamaya dönük konuşuyordu ve biz de buna karşı irade geliştirmiştir.

Haberin Devamı

"İSRAİL'E KARŞI YAPTIĞIMIZ BOYKOTLA MUKAYESE EDİLEMEZ"

Gelinen noktada CHP'nin genel başkanı İngiltere'den kendi tezlerine, CHP'ye yeterince destek bulamadıkları için kırgınlığını ifade ediyor. Tabii bu bütün milletimizin gözü önünde gerçekleşiyor. CHP köklü bir partidir. CHP Genel Başkanı başka ülkenin desteği olmadığı için kendisini terk edilmiş hissettiğini söylüyor. Bunu tüm milletimizin takdirine sunuyoruz.  

İstanbul Başsavcısı'nı İstanbul Valisi'ni ve emniyet müdürünü sürekli hedef alıyor. Bunları siyasi bir üslupla eleştirmek sonuna kadar haktır tabii ki. Bizde de yargı süreçleri ile ilgili eleştiriler olmuştur. Doğrudan savcıyı hedef alarak bu şekilde tehditlerle sürecin yürütülmeye çalışılması CHP açısından büyük bir yetersizliğin, siyasi üslubunun nasıl oluşturulacağına dair büyük yoksunluğun işareti olarak çıkmaktadır. Hakaret etmeden tehdit etmeden kendi derdini anlatamayan bir yapı var. Bunu kendi kendilerine beceremiyorlarsa Türkiye'de siyaset nasıl yapılır diye yapay zekâya sorsunlar, yapay saka onlara daha doğru bilgiler verecektir. İstanbul Valisi'ni ve emniyet müdürünü provokasyon yapmakla suçluyorlar. İkisi de başarılı devlet adamlarıdır. orada demokratik protesto hakkını kullananlarla şiddete başvuranlar arasında ayrım yapmaya özen göstermişlerdir. Orada vandallık yapan, üzerlerine asit atan, balta ile saldıranların şiddetinden öncelikle oradaki demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşları sonra da bütün vatandaşlarımızı korumaya çalışmışlardır. Siz böyle konuşunca bir takım kriminal tipler oraya sızıp demokratik hakkını kullanan vatandaşlarımıza zarar verecek eylemler sergiliyor. Bunu emniyet güçlerimiz engelleyecektir ama siz onları hedef alıyorsunuz. Yakan yıkan, saldıran, barbarlık yapanların engellenmesinden daha doğal bir şey yoktur.

Haberin Devamı

"KAHVE ÜZERİNDEN TOPLUMDA KUTUPLAŞMA YARATIYORLAR"

Bütün bu süreçte bizi üzen şey bir üniversitedeki karşıt görüşlü öğrenci kardeşlerimizin birbirine saldırmasıdır. Genç kardeşlerimize sesleniyor, hangi partiyi tutarsanız tutun, kendinizi etnik olarak nasıl adlandırırsanız adlandırın. Bir genç demokratik gösteri hakkını kullanmış, ben artık hiçbir şeyden yararlanamam diyor ve polisimiz de "devlet sana bakar" diyor. Karşıt fikirlerdeyiz diye birbirine saldıran üniversiteli kardeşlerimize söylüyorum çimlere oturup fikirlerinizi tartışın. Kimse kanunlara aykırı olmadığı sürece demokratik gösteri hakkını kullanabilir ama barbarlığa vandallığa geçit verilmez.

Haberin Devamı

En son gelinen nokta CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, önündeki kitleye kitap satan, kahve satan markayı hedef göstermiştir. Kahve üzerinden toplumda kutuplaşma yaratıyorlar. Özel'e kalsa kimin nereden kahve içeceğini söyleyecek. Boykot hakkınızı kullanmıyorsunuz, kullandığınız tehdit dili hedef göstermek oluyor. Kahve üzerinden ve kitap üzerinden nasıl bir tartışma oluşturdunuz. Kırmızı kart gösterme kabiliyetsizliğinizden daha kabiliyetsizlik olarak ortaya çıktı. 

Herkese sağduyulu olmayı tavsiye ediyoruz. Bu derece zehirli bir dille tartışmak, demokratik süreçleri zehirlemek anlamına gelir. 

Özellikle demokratik haklarını kullanan genç arkadaşlarıma şunu söylemek isterim. Kesinlikle birbirinize husumetle, yan bakmayın. Kimin sizin nereden kitap alacağınıza müsaade etmeyin. Sizin hangi kahveyi içeceğinize kimsenin karışmasına müsaade etmeyin. Kitabınızı, kahvenizi alın üniversitelerin çimlerinde oturun, protestonuzu yapacaksanız yapın karşılıklı olarak konuşun. Birbirinize karşı fiziki bir müdahalede bulunmayın. Yarın bu ülkeyi sizler yöneteceksiniz. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yöneltilen galiz ifadeleri bir kez daha lanetliyoruz. Bunu yapanlar tespit edildi. Bu lanetli bir eylemdir. Haysiyetten ve şereften yoksun insanların yapacağı şeylerdir. Zehirli dile karşı AK Parti olarak gereken mücadeleyi her zeminde veririz. Kimse bu konuda sabrımızı test etmesin. Galiz ifade kullanılmamadır. Aile konuları siyasi mücadelenin konusu olmamalıdır. Annelere, eşlere ve çocuklara böyle laflar söyleyenler bizden değildir. Bu üslup kime ait olursa olsun reddediyoruz. 

TERÖRSÜZ TÜRKİYE

Terörsüz Türkiye konusundaki irademiz devam ediyor. Beklenen safha terör örgütünün silah bırakıp kendini feshetmesi. 

Bahçeli'ye bir kere daha şifa dileklerimizi iletiyoruz. Türkiye'nin meselelerine dönük olarak sağduyulu yaklaşımını saygıyla karşılıyoruz. Bahçeli'nin sağlığıyla ilgili spekülasyonlara itibar etmeyin. Tez zamanda görevinin başına döneceğini biliyoruz. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!