Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Twitter'daki iddialarına Cumhurbaşkanlığı'ndan ve AK Parti'den art arda tepkiler geldi.
ALTUN: BU ÇARESİZLİKTİR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, A Haber canlı yayınında Kılıçdaroğlu'nun iddialarına sert tepki gösterdi. "Haklı, onurlu, şerefli mücadelesinin yanında Cumhurbaşkanımızın yanında olmaya devam edeceğiz" diyen Altun, şu ifadeleri kullandı: Cumhurbaşkanımızın son 20 yılda Türkiye'yi atılımla, bölgesel ve küresel güçte ortaya koyduğu iradeyle Cumhurbaşkanımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bundan 7 yıl önce bu ülke, FETÖ darbe girişimiyle karşılaştı. Bu millet kimlerin dik durduğunu, nasıl mücadele verildiğini gördü. Kimlerin de sakladığını gördü. FETÖ kimleri hedef aldı. Cumhurbaşkanımızı ve ailesini hedef aldı. Kimleri tanklarla evlerine kadar korudu bunu da milletimiz gördü. Darbeciler tarafından korunanlar bir şekilde Cumhurbaşkanımıza karşı tavır koyuyorlar.
“BURADAKİ BELGELERİ GİZLİ BELGEYMİŞ GİBİ SUNMAK BÜYÜK BİR HAKSIZLIKTIR”
FETÖ'nün stratejisini kullananlar yine itibar suikastı yapmaya çalışıyorlar. Bu çaresizliktir. Yine siyaset üretemediklerindendir. Bu tehdit dilini 15 Temmuz'dan önce de gördük. Bu iftiraları atanların, FETÖ'nün aynı kanallarında sözlerini gördük. Biz bir taraftan kaçıyor diyenleri tanıyoruz, milletimiz de tanıyor. Yurt dışında hain propagandaları sürdürüyorlar. Bunların ellerine kağıtlar tutuşturulduğunu görüyoruz. Bunlar milletimizin gönlünden Cumhurbaşkanımızı söküp atamazlar. Bürokratları korkutmaya çalışıyorlar. Türkiye siyaseti demokratik siyasetidir. Siyaset alanında demokratik bir şekilde yarışmak varken bu tür yalanlarla ciddi bir kendilerine göre kampanya yapma içindeler. Oysa yaptıkları tek şey yalan terörüne alet olmaktır.
Son 20 yılda sivil toplum alanı, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle daha da genişlemiştir. TÜRGEV ve Ensar'da bu ülkenin gençleri için resmi faal gösteren kurumlardır. Buradaki belgeleri gizli belgeymiş gibi sunmak da büyük bir haksızlıktır. Medya temsilcileri, ABD'deki TÜRKEN binasının son halini paylaşacaktır. Bu ülkede olumlu bir iş yapmak, bu ülkenin geleceğine hizmet etmek, hayırlı faydalı bir şekilde yol almak güzel insanların işidir. Bunun olmasını engellemek kötü insanların işidir. Milletimiz buna izin vermeyecektir. Cumhurbaşkanımız son 20 yılda bu ülke için çok büyük bir mücadele verdi. Bu mücadele sayesinde ülkemiz bölgesel olarak büyük bir aktör oldu. Bu güzel yolda bizleri, güzel işleri yapanları, bu tür girişimler yolundan edemeyecektir. Tehdit dili, Türk siyasetinin dilini bozmaktadır. Muhalefetin de çaresizliğini göstermektedir.
TBMM BAŞKANI ŞENTOP: CUMHURBAŞKANIMIZ "KAÇMAK" FİİLİYLE YANYANA KONULABİLECEK ÜLKEDEKİ SON KİŞİDİR
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kılıçdaroğlu’nun sözleri sonrası ‘’Seçim kampanyasına malzeme arayanlar, ülkemize katkısı olacak başka konular seçmeli.’’ dedi. Şentop ayrıca, ‘’Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her vesileyle, kefenini giyerek siyaset yoluna çıktığını ifade ve ispat eden, ülkesine kalbi duygularla bağlı hayatını milletine adamış bir liderdir; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da "kaçmak" fiiliyle yanyana konulabilecek ülkedeki son kişidir.’’ ifadelerini kullandı.
ÇELİK: KILIÇDAROĞLU İÇ KAOS OLUŞTURMAK İSTİYOR
"AK Parti gereken hukuki girişimleri yapacaktır" diyen Çelik, katıldığı A Haber canlı yayınında şunları söyledi:
Kılıçdaroğlu iç kaos oluşturmak istiyor. Ortaya attığı iftira FETÖ'nün kampanyası. Dış politikada ne zaman adım atsak, Kılıçdaroğlu devrede. Hükümeti kanunsuzlukla suçluyor. Cumhurbaşkanlığı makamını tehdit etmeye kalkıyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye düşmanlarının propagandasını dillendiriyor. Yanıldığı konuların haddi hesabı yok. AK Parti gereken hukuki girişimleri yapacaktır. Sinsi bir faaliyet yürütüyorlar. Bundan sonrasında açıklamalarına itibar edilmemesi gerekiyor.
"HANİ BELGE AÇIKLAYACAKTI"
Kılıçdaroğlu hani belge açıklayacaktı? Koskoca partilileri böylesine bir iftira kampanyasının parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Bunlar zaten kanunlar çerçevesinde olan şeyler. Yurt dışında, öğrencilerle ilgili faaliyetler var. O ülkelerin açık kaynaklarından, muhtemel FETÖ'cüler almıştır. Bunlara gizli belge diye vermiştir. Bu da arkasına önüne bakmadan daha önce olduğu gibi bu duruma düşmüştür.
"AİLEYE SALDIRIYA KARŞI BİZİM VERECEĞİMİZ TEPKİYİ TAHMİN EDEMEZ"
Bugün bir tek kaçma planı açıklamıştır. Kılıçdaroğlu, bir kez daha sandığın iradesinden kaçan bir zihniter olduğunu, bir kere daha gerçeklerden, seçilmiş Cumhurbaşkanı ve aile kavramına gösterilmesi gereken gerçeklerden kaçmıştır. Bütün bunlara cevap veririz, hukuki hakkımızı koruruz. Herkesin ailesi özeldir. Aile üzerinden siyaset yapmaya devam ettikçe hiç ummadığı kadar sert cevap verilir. Eğer siyaseti bu şekil sertleştiriyorsa, aileye saldırıya karşı bizim vereceğimiz tepkiyi tahmin edemez. Burada açık kurumlar üzerinden ölümü göze alan Cumhurbaşkanına iftira atarak kaçmak demek, ahlaksızlıktır. Bundan sonra da bize 'niye bu dili kullanıyorsunuz, kutuplaştırıyorsunuz' demesinler. Biz bunun cevabını vermezsek işimizi yapmamış, milletimize karşı görevimizi yerine getirmemiş oluruz.
"HİÇ KİMSE SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANINI TEHDİT EDEMEZ"
Hukuki arkadaşlarımız bunları inceliyorlar. Diyor ki "Vakıf kurduruyorlar, neden ABD. ABD'ye kaçmak istiyorlar" diyor. FETÖ'cüler sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinden inanılmaz derecede rahatsız oluyorlar. Buradaki kod budur. "Niçin bunları kurduruyorsunuz" diyor. Buradaki soru şudur: Vatandaşlarımıza sahip çıkan yapılardan FETÖ'nün rahatsız olduğunu biliyoruz. Bu kurumlardan Kılıçdaroğlu, kim ve kimler adına rahatsız olmaktadır? Biz demokratik adap içerisinde, hukuk dairesinde bu mücadeleyi vereceğiz. Hiç kimse seçilmiş Cumhurbaşkanını tehdit edemez. Öğrencilere sahip çıkan vakıfları terör örgütü gibi kimse gösteremez.
ÇELİK: BU BİR İFTİRA KAMPANYASI
TRT Haber'e telefonla bağlanan Çelik, "Bu açıklamanın kodları var. Başında şu geliyor. 2014'te FETÖ'cülerin kanalında Kılıçdaroğlu, 'Kaçacaklar' ifadesini kullanmıştı. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanımız bu ülkeyi terk etmedi. Ama Sayın Kılıçdaroğlu, FETÖ'cülerin millete doğrulttuğu tankların namlularının arasından darbecilerin izniyle geçerek gitti. Sayın Kılıçdaroğlu kadar çirkin bir şekilde aile kavramını hedef alan ikinci bir siyasetçi hatırlamıyorum. Bu bir iftira kampanyası. Devletin başı bir terör operasyonundan bahsederken, tutuyor devletin başının bu ülkeden kaçacağını iddia ediyor. İkincisi Cumhurbaşkanımızın ailesine dönük olarak hedef göstermesi bir siyaset biçimi değil bir iftira kampanyasıdır" dedi.
"O ÇİRKİN SÖZLER, SÖYLEYENLERİN ALNINA İFTİRA OLARAK YAPIŞMIŞTIR"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise şu ifadeleri kullandı:
Dün, bir siyasi parti genel başkanının kendisini ve partisini karanlık çevrelerin propaganda aygıtı haline getirmesine şahit olduk. Sn Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanımızın ülkeden kaçacağını söylemesi karanlık odakların propagandasının tercümesinden başka bir şey değildir!
Cumhurbaşkanımız defalarca her türlü bilinen ve bilinmeyen suikast girişimine karşı durdu. Türkiye’ye hizmeti bir kader gibi yaşadığını defalarca gösterdi.
Cumhurbaşkanımıza dönük söylenen o çirkin sözler, söyleyenlerin alnına iftira olarak yapışmıştır.
Etrafımızda olup bitene bakın. Türkiye’nin bu gelişmeler karşısındaki duruşuna bakın. Cumhurbaşkanımıza “kaçacak” denmesinin kimlerin kara propaganda aygıtında üretildiği net görülür. Kimlerin buna alet olduğu ise açıktır.
Herkes biliyor ki, Cumhurbaşkanımız milletine ve Türkiye’ye aşkla bağlıdır. Bunu sorgulamaya kalkanlar, sadece kendilerinin Türkiye’ye bağlılıklarını sorgulamış olurlar.
Milletimiz Türkiye’nin devlet başkanına dönük bu iftira kampanyasının Türkiye’ye zarar vermek amacı taşıdığının farkındadır. Karanlık odakların yıllardır yürüttüğü bu faaliyetler hep hezimete uğramıştır. Onların siyasi aletleri de milletimizden gereken cevabı alacaktır.
KURTULMUŞ: TÜRKİYE SİYASETİNE YAPILMIŞ EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, "Kılıçdaroğlu'nun bu nefret dilini reddediyoruz" diyerek, şu ifadeleri kullandı:
Bu, Türkiye siyasetine yapılmış en büyük kötülüklerdendir. Bunu millet izliyor. Sabahtan beri “Kaçacaklar” dedikleri şeyi millet çok iyi biliyor. Kılıçdaroğlu kaçmayı en iyi bilenlerden birisidir. 15 Temmuz akşamı nereye kaçtığını ve gizlendiğini bütün Türkiye biliyor. 15 Temmuz’da canı pahasına mücadele veren Sayın Cumhurbaşkanımız ve etrafındaki insanları kaçacaklar diye töhmet altında bırakmak tam manasıyla bir edepsizliktir. Ve bir anlamda kendi geçmişlerini de o kaçışlarının hatırlatılmasından da duydukları rahatsızlıktır. 2 vakfı hedef alarak ortaya koydukları Fetövari bir söylemdir. Yaptıklarıyla FETÖ’nün amaçlarına hizmet ediyorlar. Bununla ilgili hukuki zeminde mücadele verilecektir. Halkın arasında nefret tohumları ekmek isteyen ve Türkiye siyasetini zehirleyen edepsiz bir dille karşı karşıya kaldık. Siyaset sahnesinde de bu deli saçması söylemlere cevap verilecektir. Biz buradayız, Sayın Cumhurbaşkanımız buradadır. Ukrayna-Rusya krizinde ortaya koyduğu küresel liderlik Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiş. Böyle ufak ayak oyunlarının arkasına saklanan ana muhalefet partisinin başkanı, Cumhurbaşkanımızın liderliği karşılığında gözleri kamaşmış ki iftira skalasını yukarı çekmek zorunda kalmıştır. Bu dilin, edepsizliğin altında kalamayacağımızı ortaya koyacağız. Bu muhalefet değil başka bir şeydir.
DAĞ: BU SİYASET KABUL EDİLEMEZ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise "Hukuki süreci avukatlarımız takip edecektir diyerek, "Benim gündüz atmış olduğum tweet'te de 2014'te de kaçacak diyordu, bugün de kaçacak diyor. Bizim veya bu heyetin bugüne kadar bırakın böyle plan noktası olması, zihin dünyasından geçme ihtimali yok. Ortada çok net bir durum var. 15 Temmuz'da kimlerin kaçtığını, tanklara uçaklara ailesiyle birlikte karşı geldiği ortadadır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi nefret söylemi üzerinden aileyi işe katarak olmamalıdır. Bu siyaset olarak kabul edilemez. Bizim de buna siyaseten ve hukuken karşı gelmektir. Hukuki süreci avukatlarımız takip edecektir" ifadelerini kullandı.
BAKAN BOZDAĞ: İFTİRA, YALAN VE ÇARPITMA, SİYASET YAPMA DEĞİLDİR; AHLAKSIZLIKTIR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “İftira, yalan ve çarpıtma, siyaset yapma değildir; ahlaksızlıktır” dedi.
Bakan Bozdağ, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan sözlerine ilişkin Twitter hesabından açıklamada bulundu. Bozdağ, yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiçbir zaman mücadeleden ve zorluktan kaçmadığını vurgulayarak, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir müfteriden, hiçbir mücadeleden ve hiçbir zorluktan kaçmadı. Cumhurbaşkanımıza kaçacak diyen müfteriler, ya ülkemiz dışına kaçtılar ya da darbe teşebbüsü sırasında tankların arasından sıvışıp kaçtılar.
İftira, yalan ve çarpıtma, siyaset yapma değildir; ahlaksızlıktır. İftira, yalan ve çarpıtma üzerine siyasetini bina edenler, bugüne kadar Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı durdurmayı da yenmeyi de başaramadılar. Yine başaramayacaklar. Yine kaybedecekler.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı hapse attılar bitiremediler, Gezi kalkışmasıyla indiremediler, 17/25 Aralık kalkışmasıyla halledemediler, 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle deviremediler. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği sayesinde inşallah yine başaramayacaklar” dedi.
KILIÇDAROĞLU'NUN İDDİALARI
Kılıçdaroğlu, Twitter'dan yayınladığı videoda, TÜRGEV ve ENSAR vakıfları üzerinden ABD'ye para kaçırıldığı iddiasında bulundu.
"KILIÇDAROĞLU'NUN BEYANLARI İFTİRA KAMPANYASIDIR"
Ömer Çelik, Kılıçdaroğlu'nun Grup Toplantısı'nda yaptığı "Kaçacaklar" iddiasına ilişkin de tepki göstermişti. Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün Sayın Cumhurbaşkanımız ve ailesiyle ilgili yaptığı açıklamaları şiddetle kınıyoruz" derken şu ifadeleri kullanmıştı:
* Kılıçdaroğlu'nun beyanları, bir siyaset biçimi değil iftira kampanyasıdır. Kılıçdaroğlu, şimdiye kadar bir sürü temelsiz iddia ortaya atıp 'belge bilgi açıklayacağım' dedi. Ancak açıklamaları hiçbir siyasi netice doğurmadı. Tüm bu açıklamalar çevre kirliliğinden başka bir şey üretmemiştir.
* Kılıçdaroğlu, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili 'kaçacak' ifadesini kullanmış. Bunu daha önce de söylemişti. Ancak milletimiz 15 Temmuz gecesi kimin tanklara karşı milletiyle beraber direndiğini, kimin de tankların yol vermesiyle kaçtığını görmüştür.