AA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2015 22:23
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AK Parti hareketimizin tohumları ne kadar sağlam ve ne kadar derine doğru inerse toprakta, yükselecek olan çınar da o kadar gümrah ve o kadar semaya doğru yükselir. Eğer kısa dönemli küçük hesaplar içinde olmuş olsalar, o hareketin geride bıraktığı 14 altın yıla ulaşmak mümkün olmazdı" dedi.
Davutoğlu, AK Parti kurucuları ve kuruluşundan bugüne MKYK üyeleri ile AK Parti Genel Merkezi'nde, yemekte bir araya geldi.
Başbakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, 14 Ağustos 2001'de AK Parti'nin ilk tohumları atıldığında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucu genel başkan ve lider olarak belirlediği ana ilkelerin hala AK Parti hareketinin en önemli ilkeleri olarak fikri ve siyasi köşe taşlarını oluşturduğunu söyledi. 14 yılın bazen uzun, bazen kısa gibi gelebileceğini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Tarihi kısa süreli bir mücadelenin, siyaseti sadece bir, iki, üç, beş dönemlik bir gayretin sonuç getirmesi gereken, semeresi getirmesi gereken bir faaliyeti olarak değerlendirirseniz uzun bir süredir 14 yıl. Ama eğer 14 asrı dolduran inancımızın ve bin yıla yaklaşan Anadolu medeniyetimizdeki tecrübemizin önümüzdeki bin yıla, önümüzdeki asırlara gidecek çizgisini belirleyen bir hareket olarak AK Parti hareketini tanımlarsak 14 yıl kısa bir süredir. Tarih içinde neredeyse nefes alıp vermek gibi bir şeydir. AK Parti hareketimizin tohumları ne kadar sağlam ve ne kadar derine doğru inerse toprakta, yükselecek olan çınar da o kadar gümrah ve o kadar semaya doğru yükselir. Eğer kısa dönemli küçük hesaplar içinde olmuş olsalar, o hareketin geride bıraktığı 14 altın yıla ulaşmak mümkün olmazdı. Bir çok siyasi hareket gibi AK Parti hareketi de kısa zamanda hızını, enerjisini kaybedebilir ve karşılaştıkları zorluklar karşısında da hemen bazı sıkıntılarla kendi iç enerjisini tüketebilirdi."
Kurucular Kurulu üyelerinin güzel bir tohum attığını vurgulayan Davutoğlu, onları hürmet, takdir ve minnetle selamladığını kaydetti. Davutoğlu, "Onlar önden yürümemiş olsalardı, arkadan gelenler daha sonra, olmaz denilen reformları olur, yapılmaz denilen işleri yapılır kılamazlardı" diye konuştu.
Davutoğlu, AK Parti'nin kuruluşundan sonra yaşanan bazı gelişmeleri hatırlatarak, kurucu MKYK'nın AK Parti'yi iktidara taşıdığını söyledi.
"İktidara yürüyüş, hem zafer, hem sınav yürüyüşüdür"
"Muhalefetten iktidara yürüyüş hem bir zafer yürüyüşüdür, hem bir sınav yürüyüşüdür" diyen Davutoğlu, bunu sadece bir zafer yürüyüşü olarak görmenin, bir müddet sonra hareketin içindeki ahlaki zeminin kaymaya başlamasına neden olabileceğini ifade etti.
Sadece zaferlerle yürüyüp sınavları unutanların bir müddet sonra o zaferlerin kibrine girebileceklerini anlatan Davutoğlu, sadece sınavların ürpertisiyle yaşayıp zafer yolunda yürümekte tereddüt gösterenlerin de bir müddet sonra acziyete düşebileceklerini belirtti.
Davutoğlu, kurucu MKYK'nın 1,5 yıl gibi bir sürede yeni sınavların önünü açan bir zafere öncülük ettiğini dile getirerek, onlara teşekkür etti.
İlk kongrenin ardından göreve gelen MKYK'nın en temel meselesinin, iktidara tutunabilmek olduğunu belirten Davutoğlu, bu sırada AK Parti için ömür biçildiğini söyledi.
Davutoğlu, 2003-2006 yılları arasında Irak savaşı, AB ve Kıbrıs müzakereleri, darbe tartışmalarının da yapıldığı zorlu bir süreç yaşandığını ifade ederek, ilk mahalli seçimlerin kazanıldığını anımsattı.
İktidardaki ilk MKYK'nın bütün sınavlardan yeni zaferlerle çıktığını belirten Davutoğlu, 11 Kasım 2006'dan 3 Ekim 2009'a kadar görev yapan 2. olağan Büyük Kongre'de oluşan MKYK'nın da başka sınavlarla karşılaştığını kaydetti.
Davutoğlu, bu MKYK'nın ilk yılında "e-muhtıra" diye bir vakayla karşı karşıya kaldığına işaret ederek, "O zaman gür bir sesle burada, bu salonda da terasta da gördüğüm bu yolculuğun öncüleri bir çok arkadaşımızın gür bir sesle haykırdığı e-muhtıraya karşı dile getirdiği o gür ses, bizim hareketimizin gerçek anlamda demokrasiyi inşa eden hareket olduğunu gösterdi" dedi. Davutoğlu şöyle konuştu:
"Sayın Cemil Çiçek o zaman o bildiriyi okuduğunda bütün bir AK Parti adına ve dahi 27 Mayıs'ta darbeye direnemeyen, direnme gücü bulamayanlar, 12 Eylül'de ayağa kalkamayanlar, 12 Mart'ta ayağa kalkamamış olanlar, 28 Şubat'ta sinmiş olanların yerine AK Parti öncülüğünde 27 Nisan'da gür bir ses çıktı. Hepimiz adına o gür ses 'yeter artık, söz ve karar milletindir' dedi. Eğer MKYK ve o zamanki Meclis grubumuz, bu gür sesin arkasında durmasaydı, telaşa kapılsaydı ki aramızda kopanlar oldu o zaman. Onları takip edenlerin sayısı daha çok olmuş olsaydı, omurga sağlam kalmamış olsaydı biz bugün burada 5. Olağan Büyük Kongremizden önemli bir aşama olarak bahsediyor olamazdık."