AK Parti ile HDP’nin “ihanet” kavgası

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Moskova ziyareti dün Meclis’te AK Parti ile HDP’li milletvekillerini karşı karşıya getirdi. AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı’nın, dış politikalarını “ihanet” ile suçlayan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’e yönelik, “Böyle ölçüsüz hain falan gibi laflarla konuşulursa insanı demokrasi çarpar, başkaları da çarpar” sözleri tartışma yarattı.

Bostancı’nın kendisini tehdit ettiğini savunan Baluken’in de, “az olandan az, çok olandan çok gider” diye karşılık vermesiyle alevlenen tartışma tutanaklara şöyle yansıdı:

İHANET POLİTİKASI

Baluken: ‘Bugüne kadar hangi ülkeyle sorun yaşadıysak HDP onlarla görüşüyor’ diyenlere şunu hatırlatıyoruz, sizin sorun yaşamadığınız herhangi bir ülke mi kaldı? HDP yapacağı diplomatik görüşmeyi, AKP’nin yaptığı, ihanet sayılabilecek dış politika yanlışları üzerinden mi şekillendirecek? Bu ülkeye ihanet etmek, bu ülkenin geldiği tehlikeden dolayı o tehlikeleri bertaraf etmeyi de içeren birtakım diplomatik görüşmeleri yürütmek değil, IŞİD, El Kaide, El Nusra benzeri örgütlerle iş tutmak ve ülkeyi bölgesel bir savaşın içerisine çeken dış politikalarda ısrar etmektir.

Bostancı: Sayın Baluken unutmasın, o koltukta bu milletin yüzde 10,7’lik takdiriyle oturuyor, meşru bir partinin temsilcisi olarak. Yüzde 50 oy almış bir siyasi partiye, onun dış politikasına böyle ölçüsüz, böyle ‘hain’ falan gibi laflarla konuşulursa insanı demokrasi çarpar, başkaları da çarpar. İnsan çarpılır, çarpılır. 

Baluken: Başbakan, Cumhurbaşkanı, emrindeki çamur medya eğer bizim yürüttüğümüz diplomatik görüşmeleri ihanetle suçlarlarsa, biz bu ülkenin geleceğine ihanet olan dış politikalarını da aynen o şekilde tanımlamaya devam ederiz. Ayrıca Sayın Bostancı son derece açık bir şekilde beni de tehdit etti, ‘Demokrasi ve başkaları çarpar’ dedi. 

Bostancı: Halk, halk. 

AZDAN AZ ÇOKTAN ÇOK

Baluken: Bu Meclisin kapısında her birimizin cenazesi sallansa bile asla kendi doğrularımızdan taviz vermeyiz, ilkelerimizden geri adım atmayız, tehditlere boyun eğmeyiz. Eğer maksadın açık bir şekilde bizi tehdit etmekse elinizden geleni ardınıza koymayın diyorum; az olandan az, çok olandan çok gider diyorum. 

Ahmet Hamdi Çamlı (AK Parti İstanbul):

Yürü, kim tutar seni be. Baluken: Sen tutarsın. Bir tutmaya çalış bakayım. 

Çamlı: Kabadayıya bak, kabadayıya bak, Az olandan az, çok olandan çok ha. 

Baluken: İndir o elini. 

Çamlı: Lafa bak be. Git mahalleye de kabadayılık yap.  

Baluken: Gel dışarıda konuş. 

Bostancı: Bu çarpılma siyasette muhakkak seçilememek, başarısız olmak şeklinde olur, başka türlü olmaz, benim de başka bir kastım olmaz. 

Baluken: Açık bir tehdit olarak algıladık. 

Bostancı: Kesinlikle burada hiçbir biçimde tehdit yoktur. Azdan az gider, çoktan çok gider sözleri çok talihsiz. Acaba, kulak hassasiyeti, ‘buradan nasıl ben bir tehdit algısı çıkartırım da şartlı bir cümleyle de olsa mukabil bir tehditte bulunurum’ şeklinde mi çalışıyor diye kendisine sormak isterim. 

Baluken: Biz bugüne kadar bu ‘Başkaları da çarpar’ sözünden dolayı onlarca kez yaşam hakkımızı tamamen yitirecek şekilde saldırılara maruz kaldık, suikastlara maruz kaldık. Ben ona yönelik olarak korkmayacağımızı ve ifade etmek üzere o cümleleri kullandım, yoksa benim bir tehdit kastım yoktur. 

Bostancı: Hiçbir gayrimeşru işi onaylamayız. 

Osman Aşkın Bak (AK Parti Rize): Millet sandığa gömer. 

Baluken: Sandıktan gömülünce darbeyle, savaşla çıktınız.