Güncelleme Tarihi:
Kurtulmuş, Ordu'daki programının ardından Giresun'a gelerek Giresun Valiliği ve Giresun Belediyesini ziyaret etti.
Partisinin Gümrük Müdürlüğü binasındaki Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, muhalefeti eleştirdi.
"Siyasi cinayetler" tartışmasına değinen Kurtulmuş, "Bir hafta boyunca siyasi cinayetlerden bahsedildi. Şunu söyledik, sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye'de siyasi cinayetler AK Parti devrinde sona erdirilmiş ve bundan sonra da Allah'ın izniyle olmayacaktır. Faili meçhul cinayetler olmayacaktır." diye konuştu.
Kurtulmuş, bunların eski Türkiye'nin yöntemleri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Korku salarak siyaseti baskı altına alarak bir taraftan terör örgütleriyle, bir taraftan derin çetelerle insanlara hayatı dar etmekti. Bunlar geride kaldı, bunlar bizim anladığımız, bildiğimiz yöntemler değildir. Bunlar hem de o eski dönemlerin, darbeci, vesayetçi dönemlerin usulleridir, çalışma şekilleridir. Onun için milletimiz rahat olsun, bir daha bu memlekette Allah'ın izniyle, Recep Tayyip Erdoğan iktidarda olduğu süre içinde, bu hükumet asla parlamentoda da milletvekillerimiz faili meçhul cinayetlere, siyasi cinayetlere asla meydan bırakmayacaktır."
Kurtulmuş, "Savcılık soruşturmayı açtı, şimdi tanık olarak sayın Kılıçdaroğlu gidip orada ifade verir mi bilmiyorum, tekrarlamaya devam ediyorlardı. Savcılık soruşturmayı açtıktan sonra bu konu kapanmış oldu." ifadelerini kullanarak, "Yani bir daha bu konuyu duymadım, bunu söylemiyorlar, bir algı çünkü bitti, çöp tenekesine gitti. İki hafta sonra kimse bunu hatırlamayacak, kendisi de hatırlamayacak, ne konuşmuştuk? diye." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun şu anda başka bir şey söylediğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Hem de çok üst perdeden, belli ki bazı bileşenlerinden aldığı desteklerle de bazı yerlerden aldığı suflelerle de üst perdeden bazı şeyler söylüyor. Öncelikle söylediklerini burada anlatacak değilim ama üç tane vahim hatasını buradan söylemek zorundayım." dedi.
Numan Kurtulmuş, bunların birincisinin "Türkiye'de bir kişinin yönetimi var, Türkiye'de bir kişinin iktidarı var." söylemi olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu, bir kişinin iktidarı dediğin milli şef zamanındaydı ve milletin oylarıyla geride bırakıldı, o dönemler geride kaldı. Türkiye'de halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan var ve onun hükümeti var. Dolayısıyla halkın oyu arkasında yokmuş ve halkın kendisine verdiği görevi icra etmiyormuş gibi Türkiye'nin yönetimini suçlama altında tutamazsınız."
İkincisinin ise Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'nin bazı vakıf ve STK'larının mal varlıklarına gelince el koyacağız" söylemi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu zihniyeti de biliyoruz, 28 Şubat'çıların geldikleri zaman nasıl mallara el koyduklarını biliyoruz ama sayın Kılıçdaroğlu bir şeyi unutuyor, bu millet siddin sene Cumhuriyet Halk Fırkası'nın bu zihniyetinin önünü açmaz, bu zihniyete oylarıyla, demokratik yollarla iktidar olma imkanı vermez. Ama ne acıdır hem bir taraftan demokrasiden, haktan, hukuktan bahsedeceksin, hem bir taraftan yargı kararları olmadan uygulama olmaz diyeceksin, hem bir taraftan da diyeceksin, ki yasalara göre faaliyetlerini sürdüren vakıfların, derneklerin mallarına el koyacağım dersin. Hem de çarşıdaki ete soğan doğrayarak bunu dersin, öyle mi? Millet görüyor. Daha şimdiden çarşıdaki ete soğan doğruyorsun, ondan sonra da 'gelirsem ben bu bütün STK'ları kapatacağım, mallarına el koyacağım, 28 Şubat'ta yaptığımız gibi. Bunu söylüyor, dilinin altındaki bakla budur."
Kurtulmuş, üçüncü olarak CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun memurlarla ilgili sözlerine işaret ederek, "Diyor ki 'sakın ha memurlar', memurlar dediğin kim? Senin babanın memuru mu? Senin şirketinin çalışanları mı? Bu memurlar dediğin bütün memur kardeşlerimizin tamamı, istisnasız tamamı, AK Parti hükümetleri zamanında işe girmiş olsun, önceki dönemlerde girmiş olsun, bu milletin şerefli memurlarıdır. Bu memur kardeşlerimizin hepsi kendi mesailerini millete harcayan kardeşlerimizdir, insanlarımızdır." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun bu insanları üst perdeden tehdit ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Hem de bir de tarih vererek, bundan sonra diyor sakın ha bu tek adamın söylediği şeylere uymayın, eğer diyor 18 Ekim'den sonra, yani önümüzdeki pazartesiden sonra onun söylediklerini uygularsanız hesabını verirsiniz, sizden de bunun hesabını sorarız diyor. Burada iki tane soru var, sayın Kılıçdaroğlu, 18 Ekim nedir? Bana şu 18 Ekim'i bir anlat, acaba zihninizin arkasında, dilinizin altındaki baklada, acaba 15 Temmuz gibi, 28 Şubat gibi bir tarih mi var? Onun için de 18 Ekim diye koyuyorsunuz, niye 18 Ekim? Niye insanları parmağınızı sallayarak tehdit ediyorsunuz? Bu tarihte bildiğiniz bir şey mi var? Bir şey olma ihtimali sizlere sufle mi edildi? Öyle mi? Niye mesela 20 Ekim demiyorsun da 18 Ekim diyorsun? Değerli kardeşlerim birincisi budur, zihinlerinin arkasında 28 Şubat'ların, 15 Temmuz'ların yer etmiş olduğu bir siyaset zihniyetinden ancak tarih vererek insanları tehdit etmek çıkar. İkincisi kusura bakma sen kimsin de bu milletin şerefli memurlarını tehdit ediyorsun? Bu memurlardan hesap sormaktan bahsediyorsun."
Numan Kurtulmuş, memurların devletin memuru olarak kendilerine verilen vazifeleri yerine getiren insanlar olduğunun altını çizerek, "Adı da onun için memurdur, bir üst makamının verdiği işleri yapan, o işlerle milletin hayatını kolaylaştıran kamu görevlilerine memur derler. Hiç kimsenin bu insanlara, bu memur kardeşlerimize öyle parmak sallayarak tehdit hakkı da yoktur, haddi de değildir." dedi.